Güven

822 118 351
                                    

Prense sarıldıktan bir süre sonra kollarımda hareketsiz bir şekilde kalmıştı.Ağrıyan kolumla son gücümü kullanarak onu kucakladım ve kamarama taşıdım.

Yatağıma yatırdığımda yaveri yanında beklemek istedi.Kamaradan çıkıp San'ın kamarasına geçtim.Elim dudaklarıma gittiğinde gözlerimi kapattım.

Hala yaptığım şeyin hissini yaşıyordum.

"Hayatını kurtarmak için yapmak zorundaydın."

Gözlerimi açıp kendi kendime fısıldadım.

"Yapmak zorundaydın..."

Jisung ve San kamaraya girdiğinde elimi dudaklarımdan çektim.Jisung yanıma oturdu.

"Kolun nasıl kaptan?"

"Ağrıyor."

San kamaranın bir köşesine gidip bulduğu çarşafı yırttı ve yanıma adımladı.Uçlarını boynumda birleştirerek bağladı ve kolumu göğsümden sarkan kısmının içinden geçirdi.

"Kolun bir süre böyle kalsın ve çok kullanma."

Kafamı sallayıp yatağına uzandım.San kamaradan çıktığında Jisung başımda beklemeye başladı.Kısa bir sessizlikten sonra yanıma yaklaştı.

"Çok ağrıyor mu?"

"Hayır Jisung,iyiyim."

Gözlerim kapanmaya başladığında uyuyacağımın farkına vardım.Açık tutmaya çalışsam da olmuyordu.En sonunda karşı koymadım ve tamamen kapattım.

---

Uyandığımda yavaşça doğruldum.Açık olan kamaranın kapısından karşıya baktım.Kamaramın kapısı hala kapalıydı.

Ayağa kalkıp şapkamı taktım.Kamaradan çıkıp yavaş adımlarla yürüyerek merdivenlerden çıkmaya başladım.

Güvertede durup etrafa bakındım.Uyuduğum sürede biraz daha yol kat etmiştik.Arkama bakıp dümendeki buruşuğa bağırdım ve pusulayı çıkarıp ona attım.

"Rota,güneybatı!"

"Güneybatı mı?"

San gözlerini kısarak elindeki tasla yanıma yaklaştı.

"Orada ne yapacağız?"

"Gizemli Deniz'de kaldığımız her sürede tehlike içindeyiz.Cheonji güneybatıda,orada biraz dinlenip öyle devam edeceğiz."

Göz kırptım."Bakarsın ganimetle ayrılırız."

Güldü."Büyük bir zevkle kaptan."

Tası uzattığında aldım.İçindeki şeyler lapa ve ekmekti.Her şey elimizden alınınca bulabildiğimiz tek şeyler bunlardı bir de suyumuz vardı.

Gemi direğinin dibindeki sandalyeye oturup tası kucağıma koydum.Yiyecekken duyduğum sesle kafamı çevirdim.Yaver,San'ın peşinde dolanıyordu.Nereye gitse gidiyor,dursa duruyordu.

San kaşlarını çatarak arkasını döndü.

"Peşimde dolaşma."

"Hayatımı kurtardın.Sana teşekkür etmek istiyorum."

"Defalarca ettin,yeter."

"Olmaz" dedi yaver."Senin için bir şey yapmam gerek."

San tekrar yürümeye başladığında yaver de peşinden gitti.Önüme döndüm.Siyah inci yön değiştirmiş ve en kısa yoldan Cheonji'ye gidiyordu.

Birkaç kaşık lapadan,birkaç lokma ekmekten yedim.Biraz su içtikten sonra yüzümü buruşturup kafamı geriye attım.Ne kadar uyuduğumu kestiremiyordum fakat güneşin konumuna bakarsak öğleni geçmişti.

Fire and rose | SopeDär berättelser lever. Upptäck nu