Bir süre sadece sessizce atıştırmalıklardan yemiştik ta ki Hongjoong hyung konuşana kadar.
"Size danışmadan yapmak istemediğim bir şey var."
"Dinliyoruz hyung?"
"Bir arkadaşım var stilist. Bizim kıyafetlerimizi kendisinin dikebileceğini söylüyor. Siz de izin verirseniz ölçülerinizi ona vereyim ve sahnedeki tüm kıyafetlerimizi o yapsın."
"Çok iyi bir fikir hyung ama bir şey sormak istiyorum..."
"Buyur Yeosang?"
"Geçen gün ki kıyafetim bana fazla açık gibi geldi. Benim için öyle şeyler tasarlamasa olur mu?"
"Tamamdır bebeğim sen nasıl istersen."
"Bana her şey uygun hyung."
Bakışlarım ona döndüğünde elini cips poşetine daldırdığını gördüm. Dikkati bende değilken onu izlemek istemiştim. Kaşları hafifçe çatılmıştı. Bir şeye sinirlenmiş gibiydi. Büyük ihtimalle cipsi bir türlü alamadığından dolayıdır diye düşündüm.
(Aynen knk kesin ondan)
"Bu da çözüldüğüne göre benim anlatacağım pek bir şey yok. Top sizde."
"Hmm mesela 20 soru oynasak? Yani hepimize 5'er düşer, nasıl olur?"
"Olur olur. Daha iyi."
"Tamam o zaman ben başlıyorum."
Wooyoung başlayacağını söylediğinde açıkçası gerilmiştim biraz.
"Siz bu grup olayını nasıl düşündünüz hyung?"
Topun bende olmadığını görünce sevinmiştim.
"Bir arkadaşımızın mekanı orası, hem de Yeosang'ın kuzeni olur kendisi."
"Bir süreliğini tüm gözler bans dönünce sakince sadece hyunga baktım. Kendimden böyle bir şey beklemiyordum.
"Öylesine onun yanına uğramıştık. Sonra onların anlaştığı grup onları bırakıp gidince ortada kaldıklarını öğrendik. E biz de iş arıyorduk zaten. Adamın birisi patrona 'sen gaysin' diyince kovuldu e biz de geçimimizi karşılayamıyorduk artık. Bu işimize geldi yani ben de böyle bir fikir attım ortaya. Sonra şans eseri Yeosang gelmişti biz de ona sorduk, danıştık o da sağ olsun kabul etti. Iyi ki ordaymışsın he Yeosang."
Gülerek avcumu çeneme dayadım.
"Evet hyung iyi ki ordaymışım."
'Yoksa Wooyoung'u görme ihtimalim tamamen elimden kaçacaktı...'
"Öyle yani."
"Sıra bende."
Seonghwa hyung konuştuğunda bakışlarımı ona çevirmiştim. Üzerimdeki bakışları hissedebiliyordum ve bu kesinlikle Seongjoong ikilisine ait değildi.
"Ikinizin bir ilişkisi var mı?"
Duyduklarımla gözlerimi kocaman açmış ve şaşkınlıkla hyunga bakmıştım.
Dışarıdsn öyle mi görünüyorduk? Çok mu belli ediyordum? Ya herkes öyle düşünüyorsa ve bu onun kulağına gi-
"Yok hyung herhangi bir ilişkim yok. Pek sevmem öyle işleri diyelim."
"Ya sen Yeosang?"
"Anlamadım?"
"Ilişkin var mı? Flört filan da olur yani."
"Ha yok, kimseyle çıkmıyorum ya da flörtüm yok."
"Iyi peki."
Içime bir kova soğuk su serpilmişti resmen. Ben yanlış anlamışım be. Ne gerildim hemen.
Içten içe kendi aptallığıma güldüm.
Bölüm 9: Unutma
Start from the beginning
