Minho'nun sabırsız bir şekilde alt dudağını dişlemesi Jisung'un canını yaktığında kısık bir inleme bırakmıştı. Araya dillerinin girmesi öpüşmelerini daha da derinleştirdiğinde Minho'nun elleri Jisung'un ince belinden yavaşça kalçasına kaymış sıkıca kavramıştı.

Jisung nefeslenmek adına dudaklarını ayırdı ama temaslarını kesmedi. Sıcak nefes alış verişlerini ikiside kendi dudakları üstünde hissediyordu ve bunun verdiği haz bambaşkaydı. Minho bir elini Jisung'un yanağına yerleştirdi ve baş parmağıyla okşadı. O kadar güzeldi ki gözünde. Uzun kirpikleri altında parlayan gözleriyle ona olan bakışları.

"Çok güzelsin." diye mırıldandı. Ardından "Benim güzelimsin." diye ekleme yaptı.

"Kalbim yerinden çıkacak sanırım." Jisung gözlerini büyüterek söylemişti bu cümleyi. Minho istemsiz sesli bir şekilde güldü tepkisine karşı. Kendisinin de ondan farkı yoktu elbet.

Bu sırada evin kapısı yüksek sesle açıldığında kanepedeki ikilinin birbirlerine olan bakışları kapıya çevrildi.

"Ya kötü bir şey mi yaptım Seungmin açıklar mısın? Bunu yaptın o yüzden sana soğuk yapıyorum de. Susma ağzıma sıç daha yeni barışmadık mı biz? Anlamıyorum hiçbir şey."

Hyunjin söylenerek içeri girdi. Peşinden de Seungmin yüzündeki bıkkın ifadesiyle girmiş ve Hyunjin'in açık bıraktığı kapıyı kapatmıştı. Bütün yol boyunca aynı şeyleri duyduğu içindi bu bıkkınlığı.

"Soğuk falan yapmıyorum." diye söylendi ceketini çıkartırken. İlerisinde ona dönmüş hayretle bakan Hyunjin'e bir bakış attı. "Ne var?"

"Bu soğuk yapmadığın hâlin mi?"

"Evet."

"Of cidden-" Sözleri içeriye göz attığında Minho'nun kucağında oturan Jisung'u görmesiyle yarıda kesildi. Bir süre aralarında tuhaf bir bakışma geçti. Öyle ki Seungmin de dönüp içeri bakmayı yeni akıl edebilmişti.

"Keyfe bak anasını satayım ya!" Hyunjin sinirle ikiliye doğru ilerledi.

"Pat diye eve giren sensin haber verir insan." Minho söylendiğinde Hyunjin sargıdaki kolunu havaya kaldırmaya çalıştı ama canı acıdığında yüzünü buruşturmasıyla kalmıştı.

"Kes sana da sinirliyim zaten. Kalkın gidin şurdan ya."

Jisung yavaşça Minho'nun kucağından kalkmaya yeltendi ama beline sarılan eller buna izin vermemişti.

"Sen siktir git asıl sonradan gelip keyfimizi ne diye bozuyorsun?" Ayağanı havaya kaldırıp gözleriyle işaret etti. "Ağzına sokarım bak."

Hyunjin bir elini beline yerleştirip çatık kaşlarla baktı arkadaşına. "Öyle mi?"

Seungmin gözlerini devirip ayakta dikilen çocuğun yanına doğru adımladı. "Hyunjin rahat bırak çocukları."

Ama onu dinlemeden Minho'nun gösterdiği ayağının üstüne oturarak "Hadi sok lan." diye söylendi.

Hyunjin'in bu hareketiyle Jisung hızla kucağından kalkarken Minho'nun sesli küfürü duyulmuştu evin içinde.

"Ölmüş dedenin götünü sikeyim!"

Jisung sevgilisinin küfürünğ duymazdan gelip Hyunjin'i oturduğu yerden sağlam kolunu tutarak kaldırdı. "Sakat bırakacaksın çocuğu."

Seungmin olanlara karşı elini alına koyarak ovaladı. Hyunjin ile geçen her saatinde sınanıyormuş gibi hissediyordu çoğu zaman. Hyunjin ise ne olduğunu anlamadığı için saf saf Jisung'un suratına bakmaya devam etti.

"Burktu ya bileğini hani Hyunjin unuttun mu?"

"Hasiktir o bileği miydi?" Hyunjin endişeyle bileğini ovan Minho'nun yanına çömeldi. "Kanka özür dilerim unuttum ya."

"Ya gözümün önünden alın şunu harbi dalacağım bu sefer."

Seungmin Hyunjin'i kolundan tutarak ayağa kaldırdı. "Gel." diyerek yerini bildiği odasına doğru çekiştirdi. Hyunjin hâlâ Minho'ya laf yetiştirmeye çalışıyordu ama sonunda Seungmin'in onu odaya sokup kapıyı da kapatmasıyla bakışları ona dönebilmişti.

"Gerçekten unuttum ben bilerek yapmadım Seungmin." diye girdi sözüne. Seungmin çıkmaması için kapının önüne çekti kendi bedenini. Hyunjin geçmeye çalıştığında onunla aynı anda aynı yöne doğru dönmüştü.

"Bakacağım sadece zarar verecek değilim ya? Neden böyle yapıyorsunuz bana?" Hyunjin tek kolunu uzatarak kapıyı açmaya çalıştı ama Seungmin tutarak buna engel oldu.

"Kimsenin sana bir şey yaptığı yok Hyunjin. Aksine sen kendi kendine yapıyorsun zaten."

"Ne yapıyormuşum ben? Soğuk davranma sebebin de mi bu? Hadi dök içini artık. Ben dayanamıyorum ya yanımdasın ama sanki umrunda değilmişim gibi hissediyorum. Ne yapmam lazım eskisi gibi olmamız için söyle cidden yapacağım. Çok salak olduğum için mi soğuksun yoksa? Özür dile-"

Hyunjin dudaklarının üstüne kapanan dudaklarla sözlerinin kesildiğini fark ettiğinde şaşkınlıkla gözleri açıldı. Yuvarlak gözlükler altında Seungmin'in kapalı olan göz kapaklarını gördü. Sonra dudaklarındaki baskının bir süre sonra yok olmasıyla gözlerini kırpıştırdı.

"B-bu neydi?" diye sordu zar zor. Bacaklarının titrediğini hissediyordu içten içe.

"Çok konuşuyordun." dedi Seungmin. Tepkisini ölçmek için gözleri yüz ifadesinde geziniyordu ama bir şey anladığı pek söylenemezdi. Sessizce yutkunup bir şey demesini bekledi.

"Çok konuşuyordum?" Hyunjin'in cümlesi daha çok soru niyetindeydi. Seungmin başını salladı.

"Çok konuştuğum her zaman böyle mi susturacaksın?" Hyunjin alt dudağını yalayıp Seungmin'in bakışlarının oraya kaymasını sağladı. İçinden deli gibi çığlıklar atıyordu ama imajını çizemezdi karşısında.

"Yani," diyerek gözlerini kaçırdı Seungmin. "Bil-"

Bu sefer onun sözünü kesen Hyunjin'in dudakları olduğunda şaşırma sırası ona geçmişti. Hyunjin'in sürekli eskisi gibi olalım cümlelerini duymazdan gelme sebebi eskisi gibi arkadaş olmak istememesiydi. Ama bir türlü bunu dile getiremediği için yanlış anlaşılıyordu.

Hyunjin geri çekilerek parlayan gözleriyle ona baktığında bakışlarını yere düşürdü. Herkese tavsiye verip aklı başında görülen Seungmin, Hyunjin'in yanında bu yaptıklarının tam zıttı birine dönüşüyordu.

"İki kere öpüştük mü şimdi biz?"

Seungmin kafasını salladı sessizce. Ne diyeceğini bilmiyordu. Ya anın havası yüzünden Hyunjin de ona aynısını yaptıysa düşüncesi vardı içinde. Ama bu Hyunjin'in konuşmasıyla uçup gitmişti.

"Seungmin bunu ne zamandır beklediğimi anlatamam sana." Bakışlarının karşılık alması için elini yanağına koyarak bekledi.

"Şerefsizim çığlık atmamak için zor duruyorum."

Seungmin güldüğünde kısılan gözlerine baktı Hyunjin. O kadar güzeldi ki şu an karşısında, bayılıp kalacaktı.

"Eskisi gibi olmak istemiyorum." dedi Seungmin. "Çünkü eskiden arkadaştık. Ben arkadaş olmak istemiyorum." Bakışlarını Hyunjin'in yüzünde gezdirdi hızlıca. Gözlerini kırpıştırmasını ve yavaşça yüzünde oluşan gülümsemeyi izledi.

"Üçüncüye var mısın?"

Sorusu karşısında Seungmin başını iki yana sallayıp kendi kendine bir şeyler mırıldanmıştı ama Hyunjin onu es geçip tekrar dudaklarına kapandı. İşte şimdi her şey yeni başlıyordu onlar için.








-

hyunmin diye ağlasam abartmış olur muyum 😭😭😭😭😭😭😭😭😭

mascotKde žijí příběhy. Začni objevovat