4.2

1.4K 93 7
                                    

Toplantı salonundan çıktığımızda üçümüzün de yüzünde deyim yerindeyse güller açıyordu.

"Başardık ha." dedim gülerek. Elim kolum heyecandan tutmuyordu, her şey o kadar hoş geçmişti ki. "Oldu sanki."

"Oldu, oldu." dedi Eylül elindeki kutuları arabaya koyarken. "Bundan sonra her şey daha basit."

"Bölünüp halledeceğiz her şeyi." Baştan beri aklımda olan şeyi Masal dile getirince ben sessiz kaldım ardından ekledim.

"Aynen, öyle yapmazsak işler daha da uzar. Ne kadar hızlı olursak o kadar iyi olur. Bir an önce son işleri halledelim."

"Bir yer tutacak miyiz?" diye sordu Eylül. Ben sürücü koltuğuna yerleştirken onlar da arabaya bindiler.

"Bilmiyorum ki, şuan için gerekli değil gibi ama bence bir süre sonra eğer her şey beklediğimiz gibi ilerlerse gerekecek." Arabayı çalıştırdım ve park yerinden çıktım. Gideceğimiz belirli bir yer yoktu şimdilik, öyle ilerlemeye başladım.

"Ben hallederim."dedi Masal. "Yani Tam hayal ettiğimiz gibi bir yer var aklımda, geçenlerde gördüm. Bir ara gidip bakacağım. Kirası, şunu bunu bize uyarsa ayarlarız."Başımla onu onayladım, kırmızı ışıkta durduğumuzda Eylül sabahki konuşmamızı değindi.

"Eniştem seni mi bekliyor."

"Hıı." dedim gözlerim ışıktayken. "Annesi ile tanışacağım. Aslında bu konuda biraz endişem var, bir anda gidip kadına aa ben oğlunuzun sevgilisiyim mi diyeyim."

"Kadın ile zaten görüntü konuştunuz. O seni gördü sende onu. Herkes birbirini biliyor. Bence bu konuda biraz rahat olmalısın." Masal her zamanki gibi olumlu bir şekilde durumu bana izah ederken Eylül lafa karıştı.

"Ya ne olacak aşko, anası ne derse desin sen enişteye bak. O ne diyor ne yapıyor?"

"Bir ara gidip geleceğim." Gerçekten gidip gelmem lazımdı ama hangi ara bunu başaracaktım, ağzımdan bir anda çıkan kelimeler beni de onları da beklentiye sokmuştu. Şimdi nasıl ben gelemiyorum, işim çok deyip geri plana çekilebilirdim ki..

"Bugün gitsene."dedi Eylül. Aynadan ona bakıp başımı iki yana salladım.

"Her şeyi size atıp kaçamam."

"Ya ne alaka? Hem zaten bugün yapılacak bir şey yok. Asıl yoğunluk pazartesi başlayacak. Sen bence bu gece git. Hafta sonunu onlarla geçir. Pazartesi de gelirsin." Aklıma kısa bir an yatsa da gene de içime sinmedi.

"Masal?" Dedim onun tepkisini öğrenmek amacıyla. "Sen ne diyorsun?"

"Bence de git gel. Yani hem onlar da belki senin gelmeni bekliyordur."

"Bilmiyorum ki." mırıldandım ama onların destek cümleleri daha ağır bastı bir anda.

"Neyi bilmiyorsun ay sizin yakında aileleriniz tanışacak belki ciddi bir şeyler olacak. Neden geriliyorsun?"

"Gideyim mi yani?"

"Git git." dedi Masal ve bir anda kafamın içinde plan kurulmaya başladı.

**
Küçük boy valizimi çekerek ilerlemeye devam ettim. Sürpriz yapmaya karar verdiğim için hızlıca uçak bileti bulmuş, hazırlanmış ve gelmiştim. Taksiden indikten sonra etrafa bakındım, habersiz gelmiştim ama evde değillerse bir an ne yapacağımı düşündüm. Yüksek katlı binanın asansörüne binince aynada kendime baktım, dağılmış saçlarımı düzelttim, içim içime sığmıyordu ve sakinleşmek için arka arkaya derin nefes alıyordum.

"Sakin, sakin, sakin.." dedim kendi kendime. İçimden sayı saymaya başladığımda heyecanımın daha da artmasına neden olan şey asansörün kata gelmesiydi. Asansörden çıkarken bile geri dönme ihtimalimi düşünüyordum. Kapının önüne geldim ve kısa bir süre bekledim. Önce kendimi toplamalıydım.

"Hadi." dedim kendime. "Gazan mübarek olsun." Elimi zile doğru uzattığımda kapı bir anda açıldı. Baran içeriye doğru seslendi.

"10 dakikaya gelirim." elindeki telefona bakıyordu ve beni henüz fark etmemişti. Benim mesaj sayfamın açık olduğunu fark ettim önce ardından da onun bakışları nihayet beni buldu. Anlık bir şok dalgası ikimizin gözleri birbirine değince yaşandı ama benim yüzüme yayılan gülümseme onun şaşkınlığını bastırdı.

"Anne." dedi bir anda. Ben hala kapının dışında ona gülümseyerek bakıyordum. "Bir baksana." İçeriden gelen sesleri anlamasam da konuştum.

"Merhaba." Gerçek olduğumdan şüphe etmiş olmalıydı ki yerinden kımıldayamadı. "Ben geldim." Ona doğru bir adım attım, önüme gelen saçlarımı geriye doğru attığımda beni kendine doğru çeken o oldu. Onun kollarının arasında girdiğimde mırıldandı.

"Hoş geldin, iyi ki geldin."

Sarılmamız annesi olduğunu düşündüğüm kadının gelmesi ile tamamlandı. Daha önce görüntülü konuşurken görmüştüm ama canlı canlı görmek daha farklı ve heyecan vericiydi.

"Merhaba efendim." Baran benim heyecanımı fark etmiş olmalı ki beni kolunun altına aldı, hemen dibimizde duran valizimi de alarak içeriye çekiştirdi beni.

"Merhaba kızım." Birlikte içeri girdiğimizde elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeden hareket ettim yerimde. Daha sonra annesi ile sarıldık. Sanki yıllardır tanışıyor gibi bir his kalbimin orta yerinde peyda oldu.

"Çabuk geldin." Dedi Baran gelişimi sorgulayarak. "Nasıl hallettin her şeyi."

"Halletmedim," diye mırıldandım, bakışlarım ona değince içimde tarifi imkansız bir his oluştu. Sanki ayaklarımın bağı çözüldü de tutacak yer yokmuş gibi ona doğru adım atmak zorunda kaldım. "Geleyim de göreyim istedim sizi."

"İyi yapmışsın kızım." Dedi Baran'ın annesi. Bakışlarım bu sefer ona kaydığında buraya ilk geldiğimde karşılaştığım arkadaşı ile aynı bakışlara sahipmiş gibi beni inceliyordu. Tatmin olmuş gibiydi sanki. Salona girdik birlikte, masada kahvaltı halen hazır bekliyordu.

"Abiii" diye bir ses yükseldi aniden ve ben geriye doğru bakmak zorunda kaldım. "Gelirken süt alsana." dedi, sonra eksik olduğunu düşünmüş olmalı ki tekrar ekledi. "Bir de çikolata ve nişasta."

"Hadi oğlum,"dedi annesi. "Ekmek al gel sen." Baran ile ikimizin yüzünde garip bir tebessüm oluştu ve biz istemsizce kendimizi gülerken bulduk.

"Sen git." dedim elimi kapıya doğru savurdum. "Bekliyoruz biz." Başını salladı, birkaç adım attı ama sonra duraksadı. Elimden tutup beni de kapıya doğru götürdü, ona uymaya hazır olan adımlarım ona eşlik ederken de hiç sorun yaşamıyordu. Kapıya geldiğimizde bir anda beni kendine çekince başımı onun göğsüne yaslandım. Sanki bu saatten sonra benim yerim de yurdum da burasıydı.
Ellerim onun belini sararken o mırıldandı.

"İyi ki geldin."derin bir nefes aldım, gözlerim doldu benden izinsizce. "Ne hoş geldin."

Yanlış numara | TextingWhere stories live. Discover now