4/

15 3 0
                                    

Bazen beynimin içi sadece bir balonmuş gibi hissediyorum

Kırmızı, parlak plastikten dandik bir balon.

İçeriye aldığım herkes bir gerginlik yaratıyor, şişiyorum, nefesim daralıyor, gerilen hava beni boğuyor.

Derken seni görüyorum

Parmaklarım yavaşça çözülüyor, annemin kaçırmayayım diye elime 2 kere doladığı ip sanki özgür olmak istiyor gibi, elimden kayarken parmağımda yumuşak bir çizgiye sürtünüyor

Uzun ve mavi gök yüzünün ortasında küçük bir kırmızı nokta halinde yükselmeye başlıyor. Belki yeterince yükselirse birileri bizi fark eder.

Milyonlarca yüzün arasında hepimiz kılıfında aynı yaşamları yaşayan varlıklarız. Hepimizin ayrı hikayeleri var evet, ama kimin umrunda?

Bana senin hikayeni merak etmem için bir sebep verebilir misin?

Şakaydı ben herkesi merak ederim.

Kırmızı bandanasını saçlarının altından geçirmiş kasiyer dün evlenme teklifi almış olabilir, parmağında ufak taşlı bir yüzük ve işini hiç olmadığı kadar seri yapma heyecanı var. Sevgilisi olan oğlan büyük ihtimalle kenar köşe bir üniversite okumaya çalışıyor ama aslında serserinin teki. Yine de ona bu kadar güzel bir tebessüm katmış.

Sırada arkamda duran 25 yaşlarındaki genç, stresli gözüküyor. Cebindeki son parayı sigarasına yatıracak ve hala bir iş bulamadı. Eve gidince annesinin çenesini çekmek zorunda kalacağını hatırlayınca gözlüğünün altındaki gözleri devrildi.

Kasadan geçirdiğim paketi aldıktan sonra market kapısını gıcırtıyla ittirerek kendimi yerini yağmura bırakan temiz havaya itiyorum.

Peki ya ben?

Bu sefer gözlerimi kendime çevirdim, mavi kalın bir sweat, asla toplamadığım saçlarım, kolumda vintage görünen gri bir bez çanta uykusuzluktan ya da ağlamaktan renk paletine dönmüş göz altları. Doğrusu kendime dışarıdan baksam ne yorumlardım bende merak ediyorum.

Yorgun, üç kuruş da olsa sevilebilmek için sahip olduğu her şeyi kaybeden bir kız. Belki

Su damlalarının beni işgal edemeyeceği bir yer ararken kendimi yine o parkta ahşap masaların üzerinde buluyorum. Sırtımı duvara yaslayıp elimdeki paketi parmağımın üzerinde döndürdükten sonra rüzgarın engel olmaya çalıştığı sigaramı yakmayı başarıyorum. Çantamdan defterin ne ara çıktığını fark etmemiştim bile.

Karalıyorum,

beni,
uzun süredir tanımadığım beni,
eski tanıdığımı sandığım beni, gerçekten tanıdığım beni,
defterlerin ve bulanık gözlüklerin ardında kaybolmuş beni,
yorgun beni

seni,
ilk gördüğüm halindeki seni,
gülüşünde ortaya çıkan gamzelerdeki seni
beni çekmeyi sevdiğin fotoğraf makinendeki seni
artık tanımadığım seni
yalanlarının kuytularında yakaladığım seni
kendimden daha çok yabancılaştığım seni

kağıdın üzerine bir yağmur damlası sanki bütün bunları eritmek ister gibi yayılıyor

Geriye sadece gökyüzümüz kalıyor

Sahi

Belki de artık yalnızca benim gökyüzümdür

Çantamdan kırmızı bir balon çıkardım ve nikotinli ciğerlerimin gücünün yettiği kadar bir soluk üfledim.

Güçsüz bir balon, belki uçmaya bile gücü yetmez.

Kimin umrunda, gökyüzü bana ait. İstediğim kadar balon şişiririm

Merhaba, buralarda yokum. Belki 2 ayda bir giriyorum. Ama sizi özlüyorum. Burada büyüdük sayılır.

Aslında burada devam eden hikaye(?) tarzı şeyler yayınlamayı planlamıyordum ama belki buradaki başrolü başka bir bölümde daha görürüz

🤍

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 25, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

PiecesWhere stories live. Discover now