Tepki 1

318 20 32
                                    

Sizinle nasıl tanıştılar?

Edd:
Yeni evine taşınmıştın. İşçiler eşyalarını yeni evine taşıyordu. Sende etrafa bakmaya karar verdin. Çitinin arkasından bir çatırtı duydun. Çite yaklaştın. Birden gri bir kedi bahçene fırladı. Kedinin bu ani hareketi ile yerinden sıçradın ve yere düştün. "Aman tanrım!" Nazik bir ingiliz aksanı duydun. "Ringo bu hoş birşey değil!" Yeşil sweat giyinmiş genç bir adam yanına geldi. "Üzgünüm. İyi misiniz? ... bu komik olaydan sonra onunla tanıştın ve arkadaş oldunuz.

Tom:
Barda çalışan bir barmendin. Bir müşteri yanına geldi. Adamın garip gözleri vardı. Ama bunu umursamadın. "Buyrun efendim. Ne istemiştiniz?" Kibar bir şekilde adama sordun " ben şey alayım (her hangi bir içki ismi çünkü cidden içki isimlerini bilmiyorum)" masadan ayrılıp tezgaha yöneldin ve istenilen içkiyi hazırlamaya başladın...
Adam sarhoş olunca saçma bir şekilde seninle sohbet ediyordu. "Zıpkınlar inanılmaz! Sende almalısın."
Çok gec olmuştu. Adam ise masada sızmıştı. Sende iç cektin ve adamın telefonunu aldın. Rehberden rastgele birini aradın. En kısa sürede o adamı gelip aldılar. İsminin Tom olduğunu öğrendin. Her gün aynı bara geliyordu. Arada bir sohbet ediyordunuz.

Matt:
Hediyelik eşyalar dükkanında birşeyler arıyordun. Başkası için değil, kendin için. Çünkü neden olmasın? Oh evet. Güzel bir ayna. Normalde bu tür şeylere ilgi duymazsın ama aynanın rengi hoşuna gitmişti. Parlak mor bir renk. Elini uzattın ve aynayı aldın. Kasaya gidecekken yerde oturmuş bir adam gördün. Biraz daha yaklaştığında o adamın ağladığını fark ettin. "Hey.. iyi misin?" Adamın omuzuna nazikçe dokundun. "Hayır. Hiç ayna kalmamış. Evdeki tüm aynaları Edd sakladı" adam hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onun bu hâline üzüldün ve elindeki aynaya baktın. Sonra onu genç adama uzattın. O da sana anlamsızca baktı. "İşte. Bunu al. Hem sweatine uygun" kıkırdadın. Demin ağlayan adamdan bir eser kalmadı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı... aynayı satın aldı ve sana ismini sordu.

Tord:
Rastgele spor aktivitelerine katılmayı severdin. Bu gün ise paintball oynamaya karar verdin. Oyunu oynayacağın alana gidin ve ekipmanları giyinip eline içi boya topları ile dolu tabancayı-tüfeği aldın. 5 kişilik bir grubun vardı...
Oyunu oynadınız. Karşı takımda güçlü insanlar vardı. Senin takımındaki 3 kişi çoktan elenmişti. Sen ve karamel saçlı adam tek sağ kalmıştınız. Karşı takımdan birini elemiştin. Kendini korumak için bir kasanın arkasına gidecekken karşı takımdan bir rakibin sana tüfeğini doğrulttuğunu gördün. Sana sıkmıştı. Sende gözlerini kapattın. Gözlerini açtığında üzerinde bir boya tanesi bile görmemiştin. Nedeni ise karamel saçlı çocuğun senin önüne geçmesiydi. O elendi. Bir kaç saniye sonra da sen. Takımın kaybetmiş olsa bile yeni bir arkadaş kazanmıştın.

-Komşular-

Eduardo:
Kuriye olarak 100 galon diyet kolayı gereken yere teslim etmen gerekiyordu. Kapıyı çaldın. Genç bir adam bezgince kapıyı açtı. Arkanda duran diyet kolaları görünce şaşırdı. "Ha! İlk defa siparişim doğru geldi." Adam sana döndü. Sende gereken evrakları adama uzattın. Adam imzasını attı ve içerden birine seslendi "Jon! Kaldır kıçını ve şunları içeri taşı!" Diyip kapıdan ayrıldı adam. Sende işin olmadığı için ordan ayrıldın. Her sipariş getirdiğinde seninle daha da samimi oluyordu. "Hey S/A! Bu gün geciktin." Diğerlerine (Jon ve Mark) kaba davransa bile sana az da olsa nazik davranıyor.

Mark:
Eduardo'nun silarişlerini getirdiğin zaman onunla tanıştın. Artık her sipariş
getirdiğinde seninle ayaküstü sohbet ediyor.

Jon:
Mark gibi. Fakat o diğer ikisine kıyasla daha dost canlısı davranıyor.

-Kızıl ordu-

Paul:
Kızıl orduya katılmıştın fakat yabancılık(?) çekiyordun. Kimse ile bir sohbetin olmamıştı bile. Bunu umursamasan bile aşırı sessizlik sana göre değildi. Antremanın bitmiş ve kendi odana ilerlerken birine çarptın. Yere düşecek kadr sert bir çarpışma değildi fakat burnun biraz ağrımıştı. Çarptığın kişiye özür dilemek için baktın. Bu, kızıl liderin yardımcılarından biri olan Paul idi. Hemen kendini düzelttin. "Özür dilerim efendim" "İsmin nedir asker?"
"S/A-S/I (senin soy ismin)" Cevap verdin. Paul boğazını temizledi. "Sorun değil asker. Daha dikkatli ol." Omuzunu pat patladıktan sonra yanından ayrıldı.

Patriyk:
Paul ile ilk karşılaşmadan sonra mucizevi şekilde arkadaş olmuştunuz. Paul o sıra seni Patriyk ile tanıştırdı.

-Ellsword-

Ell:
Sihirli eşyalar dükkanında çalışıyordun. Yeşil giyinmiş bir kızın rafta duran kılıca ulaşmaya çalıştığını gördün. Kılıcı eline aldın ve genç kıza uzattın. Kız nazikçe teşekkür etti ve kılıcı alıp ordan uzaklaştı. Ertesi gün tekrar gelmişti. Yanında iki arkadaşı daha duruyordu. Elinde de bir kutu vardı. Kutudan kurtulmak istedikleri belliydi. Fakat bizim yaşlı adam geri alma tarafında değildi. Kızın yanına gittin ve kutuyu elinden aldın "Onu ben alacağım" nazikçe gülümsedin. "Ama S/A! İade yasak!" Yaşlı adama döndün. "Aldım bile" yaşlı adam "peh öleceksin" diye çıkıştı. Sende omuz silkip kendi alanına doğru ilerledin. Yeşilli kız peşinden geldi ve sana teşekkür etti. "Oh bu arada ben Ell memnun oldum!"

Tamara:
Müzik aletleri ile uğraşmayı, onları tamir etmeyi severdin. Bir gün sıkılmış bir şekilde masanda otururken içeri bir müşteri geldi. Başını kaldırdın. "Hoş geldiniz efendim." İçeri gelen kızın gözleri yoktu fakat oldukça havalı duruyordu. Kızın gözlerine dalmışken onun seslenişi ile kendine geldin "Bayım/ hanım efendi?" Kendini silktin "oh üzgünüm bayan. Ne için burdasınız?" Genç kız sırtındaki gitar çantasıni masaya koydu ve kılıfı açtı. İçinde parçalanmış bir elektro gitar vardı. Kız yüzünü buruşturdu. "Tamir edebilirmisiniz?" Gitara baktın. Bu biraz zaman alacak gibi duruyordu ama yinede halledilebilirdi. "Evet bayan. Bir kaç gün sonra yep yeni olacaktır." Kıza gülümsedin. "Pekala. Size kolay gelsin." Kız kapıya yaklaştı "bu arada ben Tamara ve herneyse" kız dükkandan ayrıldı.

Matilda:
Bu gün ablanın (yoksa var zannet) güzellik salonunu ziyarete gittin. Aslında ona yardım edecektin. Ablan sana yapman gereken şeyleri anlattı. Bir süre sonra müşteri geldi ve koltuklardan birine oturdu. Kızın sarıya kaçan kızıl saçları vardı (turuncumsu?) Ablan onunla ilgilenmeye başladı sende ablana yardım ediyordun tabi. Ablan sayesinde kız ile tanıştın. İsmi Matilda idi.

Tori:
Ell ile yakın arkadaştın. Hatta geçirdiğin bir tahlilsiz olay sebebi ile evini kaybetmiştin. Ell'de sana evini seve seve açmıştı. Orda Matilda ve Tamara ile yaşıyordu. Onları tanıyordun... eve yerleşeli 2 ay kadar olmuştu. Ell heyecan ile yanına geldi. "S/A! sana bahsettiğim arkadaşım Tori bu gün geliyor!" Ell çok heyecanlı duruyordu. "Senin adına sevindim Ell" onun omuzunu pat patladın. Tamara telefondan başını kaldırdı "sonunda o yorucu safari/kaşif turundan dönüyor ha?" (Eddsworld instagram sayfasını takip edenler anladı) kızlar heyecanlarını dile getiriyordu. Sende heyecanlıydın çünkü onunla ilk defa karşılaşacaktın. Sonunda kapı zili çaldı. Ell koşarak kapıyı açtı ve bir süre sonra içeri uzun, karamel saçlı bir kız girdi. Günün geri kalanı bir birinize soru sorarak geçirdiniz. Ortak yanlarınız vardı. Silahlar ve tüfekler.

(Ben bu bölümü arabada yadığım için fazla yazım hatam olabilir. Bu yüzden özür dilerim)

İstek Tepki vermek istiyorsanız çekinmeyin. Vermek istediğiniz tepkiler varsa yazın.

-1045 kelime :')

Eddsworld TepkiWhere stories live. Discover now