❅ Gökten Kayan Yıldızlar ❅

751 100 309
                                    

𝕭𝖔𝖑𝖚𝖒 7: 𝕲𝖔𝖐𝖙𝖊𝖓 𝕶𝖆𝖞𝖆𝖓 𝖄ı𝖑𝖉ı𝖟𝖑𝖆𝖗

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

𝕭𝖔𝖑𝖚𝖒 7: 𝕲𝖔𝖐𝖙𝖊𝖓 𝕶𝖆𝖞𝖆𝖓 𝖄ı𝖑𝖉ı𝖟𝖑𝖆𝖗

Gece tüm güne inat bulutları karanlığa mahkûm ettiğinde yıldızlar, kuru odunları tutuşturan bir çakmak gibi göğe çakıldı. Ve pencerenin önüne ufalanan ekmek parçaları gibi tükenip gitti hayat parmaklarımızın arasından.

Ardımızda kalan sadece boğaza takılan, büyük lokmalardı. Çiğnenmeyecek kadar sert, yutulması güç.

Yıldızların her parlayışında sönmeye bir adım daha yaklaştığı gibi insan da her aldığı nefeste musalla taşının vücudunu saracak soğuğuna hazırlanıyordu.

Aslında hiç hazır olmadan, bir çukurun içinde buluyordu kendini. Artık pişmanlıklar için çok geçti.

O musalla taşının üstünde yatan ölünün vücudunda gezinen ıslak bir pamuk parçasının görevini ise içinde bulunduğum arabanın kliması üstlenmişti.

Gazinodan nasıl ayrılmıştık, ben nasıl fütursuzca oradan ayrılıp arabaya binmiştim kendim dahi anlayamamıştım.

Kucağımda sadece kenara sakladığım paraların, pijamların, birkaç bakım malzemesinin ve iç çamaşırlarımın dolu olduğu bir çanta vardı. Kalbim ise ağzımda atıyordu. Elimi kalbime getirip baş parmağımı sertçe göğsüme bastırdım. Pavyondan ayrı her geçen zaman Zarif Amcanın öldüğü o günü hatırlayarak her an başka birine bir şey olmasından korkuyordum.

Hazar Çelebi uzun bir süredir yola sabitlediği bakışlarını kısa bir anlığına bana yöneltip tekrar yola döndü. "Korkma," dedi yalın bir sesle. Şu an yaşadıklarımızdan çok yaşanacak şeylerin ihtimalinden korkuyordum.

Camdan dışarıya baktım. Yürüdüğüm caddeler, binalar, kısaca giyim dışında olan her şey gözüme garip geliyordu. Sudan çıkmış balık tabirini üzerime giymiş gibi hissediyordum. Binalar göğe kadar uzanmış, yıldızlar ise gökyüzünden çekilmişti. Ateş böcekleri geldi aklıma. Onlar bu ışıkta, bu kalabalıkta asla kendilerini göstermezlerdi.

"Hiç ateş böceği gördün mü?" dedim dışarıdan çektiğim gözlerimi Hazar Çelebi'ye yöneltirken.

"Görmedim." Gözleri benimle yol arasında mekik dokuyordu.

"Küçükken gökten kayan yıldızlar sanırdım onları," dedim gülümseyerek. "Çok yakalamaya çalıştığım olmuştu hatta." Kendi halime güldüm. "Aslında o minik aklımla düşündüğüm şey o kadar doğruymuş ki..." İç çektim ve gökyüzüne baktım. "Tek bir yıldız bile yok gökyüzünde."

"Bakmayı bilirsen," dediğinde dikkatimi ona yönelttim. "Yıldızlar hep oradalar."

Önüne tekrar döndü ve pür dikkat yolu incelemeye devam etti. Yarım saati aşan bir süreden sonra arabayı durdurduğunda bir adam arabanın önünden geçerek Hazar Çelebi'nin kapısının önünde beklemeye başladı.

HARELERİNE DÜŞEN YANGINLARTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon