Dokuzuncu Bölüm; Kraliyet Soyadına Sahip Olmak

141 22 39
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

-Ah, benim biricik aşkım!

Kafayı yemiş. Kesinlikle kafayı yemiş bu herif!

Neden hesapta olmayan şeyleri bir anda söylüyor ki şimdi bana!? Gerçi zamanında gelmesi iyi oldu, hakkını yememeliyim.

Amanın! Şimdi bunları düşünmenin sırası değil Chuuya! Rol yap rol!!

-Ahahahha! Canım İmparatorum!

Ardımdan bana sarılan bedene doğru döndüğümde, Osamu'nun yüzündeki keyifli ifadeye bir müddet dudak büzdüğümde, ellerimi omzuna koydum ve gülümseyerek söylendim.

Oyunculuk konusunda bu kadar iyi olmam beni bile korkutuyordu.

-Söyledikleriniz beni çok mutlu etti! Eğer bu halimi tatlı buluyorsanız, sizin için "her olaya şahit olan" odamızda daha çok bu halimi gösterebilirim!

Şerefsiz Kral gözlerime pür dikkat bakınırken, yan bir bakışla ağlayan Lizbet'e bakındım ve burun kıvırdım.

Gördükleri kendisini şaşırtmış gibiydi. Bu yöntemin işe yarayacağını biliyordum.

Fakat sonra...

Enseme ilerleyen büyük bir elle afallarken, dudaklarıma kapanan dudaklarla irkildim. Gözlerim sonuna kadar aralıklanırken, beni gözleri yumulu bir şekilde öpen şerefsize şaşkınlıkla bakınmaya devam ettim.

Ne yaptığını bilmiyorum...

Çok sıcak. Dili dilimle temas halindeydi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Erimek üzere olduğumu düşündüğüm bir vakit, karşılık vermemi işaret ederesine dudağımı ısırdığında, kaşlarımı çatıp onunla böyle bir konuşma yapmadığımı farkettim.

Bir dakika! Ben bununla bunu yapmayı düşünmemiştim ki!!

Sertçe itsem... Ne olurdu?

Ama Lizbet, Dük ve karısı beni izlemekteydi. Bu yüzden onların istedikleri bir görüntüyü sergilemek benim iyiliğime olmazdı.

Burada rol yapmayı kesersem intikam alma senaryom köpük olup giderdi.

Osamu'nun omzundaki ellerimi yavaşça boynuna ilerletip sararken, başımı yana yatırdım ve dudağımı harketlendirdim.

Boşversene! Ufak bir öpücükten kimse ölmez!

Pe...peki ama...

Bu histe ne? Dudaklarımızın her hareketlenmesiyle beraber onun bana kendisini daha da bastırması...

İki dilin birbirine çarpışmasıyla sanki yüzlerce havai fişek bedenimde patlıyormuş gibi hissediyordum.

Bu zamana kadar hissetmediğim ilginç ve tüylerimi diken diken eden bu his...

Bir şeyler sanki vücudumun içerisinde büyüyormuşta, az sonra patlıyacakmış gibiydi.

En sonunda ayrıldığımızda ellerimi boynundan indirdim ve titrekçe omuzlarına koyup gözlerimi gözlerine diktim. Bunu yapmamla "hah!" sesiyle gülmüş ardından yanımdan ayrılıp tahtına ilerlemişti.

Biliyordum! Şerefsiz bunu bilerek yapmıştı! Hepsi beni test etmek ve utandırmak içindi!

Benimle dalga geçmek bu kadar eğlenceli mi ha??

-Ah, benim Bina'm. Nasıl olduğunu bilemediğim bir şekilde gün geçtikçe daha da güzel oluyorsun. Kendimi tutmam çok zor.

-Utandırıyorsunuz ama beni İmparatorum. Annem, babam ve kardeşim bizi izliyorlar.

Queen of Another World "Soukoku"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin