Bölüm 2

1 0 0
                                    

Hani bir tabir vardır ya köyden indim şehre babam beni yurdun önüne bırakıp sarılmadan öylece arkasını dönüp gittiğinde sadece bu sözün doğruluğunu düşünüyordum.

Burası dağın başı ama benim hem cennetim hem cehennemim olacaktı.

Herkes ailesiyle bir çardakta otururken ben bavulumu aldım elime oda gitmek üzere yurda giriş yaptım.

4 katlı yurdun ikinci katına yerleştim. Odaya girdiğimde odada 2 kişi vardı. Yıllarca içimden konuşmayı öğrendiğim için başımla selam verip 2 katlı ranzanın alt katına yerleştim.

Çarşıya inmek için sabırsızlanıyordum. Zaten bir kaç parça eksiğimde vardı. Hem onları alacak hemde biraz etrafa bakınacaktım. Fakat nasıl inildiğinde bilmiyordum.

16 saat yolculuktan sonra üzerimdeki pis kıyafetleri değiştirip kendimi yurttan Özgür hayata bıraktım.

Üniversitenin parke yollarında çıkışa doğru gittim. Farkettim ki yolun karşısında bir durak var. Dolmuşun burdan geçeceğini düşünüp beklemeye başladım. Düşündüğüm gibi de oldu zaten.

Çarşı yazan dolmuşa binip zar zor ücreti ödedim. Dolmuş gerçekten dolmuştu.

Dolmuşun içindeki insanlar bana öyle bir bakıyorlardı ki sanki beni delip geçeceklerdi. Buraya ait olmadığım bariz belliydi.

Dolmuştaki insanlara şöyle bir baktım. Kafalarında sarık gibi bir şeyler kadınlar tonton ve hepsi kapalı erkeklerse şalvarlıydı.

Biraz korkmadım değil senelerce aile baskısı altında yaşayıp bir anda serbest kalmak beni korkutmuştu.

Çarşıya inip ihtiyaçlarımı alıp hızla yurda döndüm. Ee esir esirliğini hemen üzerinden atamaz.

Yurdu önündeki kaldırıma oturup bir sigara yaktım. Her nefeste kendime yeminler ettim sözler verdim. Artık eski sera yoktu artık ben vardım. Ben her istediğimi yapacak ve mutlu olacaktım.

Her aktiviteye katılacak her pozisyonda yer alacaktım. Sigaramı içerken bunları düşünüyordum.

Yanıma bir kaç kız daha geldi selam verip oturdular. Konulmalarını istemesemde duyuyordum. Birazdan çarşıya inip cafeye gideceklerdi.

- 1. Sınıf mısın? Gotik giyinimli olan kız. Ve devam etti. Bir şeyler içip yemek falan yiyeceğiz istersen gelebilirsin. Aslında açtım ama gitmeyide hiç istemiyordum. Fakat bu benim eski ben olmadan yaşayacağım ilk gündü.

- Birinci sınıfım evet davetiniz için teşekkür ederim gelebilirim ben de bir şeyler yesem iyi olur. Böylece oturduğumuz kaldırımdan kalkıp çarşıya indik.

Hiç birimiz bir yer bilmiyordu. Biraz dolandıran sonra üst katlarda güzel aparatifler yapan bir yer olduğunu öğrendik ve oraya gidip oturduk.

Mantılarımızı yerken kızlar nerden geldiklerini ve bölümlerini birbirlerine anlatıp sohpet ediyorlardı. Sıra bana gelince sadece havacılık dedim. Bölümüm buydu.

Nerden geldiğimi söylemedim çünkü ne söylemek istiyordum ne de bilinmesini. Zaten fazla konuşan biri değildim bu sohbetler beni geriyordu.

Bir park olduğunu öğrendik. Yemeklerimiz bitti oraya gitmeye karar verildi. Hava biraz kararmış ve serin hava iliklerime kadar işliyordu. Buranın yazına aldanmayın üşürsünüz.

15 dakika kadar yürüyüp parka vardık. Kızlar hep konuşuyor hiç susmuyorlardı. Şimdide sevgililerinden bahsediyorlardı. Fazla hızlı gidiyorlardı bence.

Park bir sürü kamelyadan ve banklardan oluşuyor önündense bir dere akıyordu. Biraz ilerleyince bir kafe olduğunu da gördük ama oraya oturmadık.

Ortalarda bir kamelyaya oturduk. Ben edilen sohbeti dinlerken yanımızdan geçen 3 erkekle selamlaştılar. Bu kadar kısa sürede bu kadar çevre yapabilmeleri beni hem şaşırtmış hemde hayret ettirmişti.

Çocukları masamıza davet ettiler ellerinde siyah poşetler vardı. İçlerinde ne olduğunu poşetinden anlamıştım. Babamda alkol çok içerdi.

Alkolleri çıkartıp masaya koydular bize ikram ettiler. Ben kabul etmedim çünkü daha önce hiç alkol içmemiş ne tepki vereceğimi de bilmiyordum.

Onlar alkollerini içer güzel güzel sohbet ederken hava iyice kararmış sokak lambası olmasa birbirimizi göremeyecek duruma gelmişti.

Alkoller bitti gülündü eğlenildi bense bir köşede öylece onlara baktım. Yurt 11 de kapanıyordu. Saate baktığımda 10.30 olduğunu gördüm. Hep beraber kalktım yurdun yolunu tuttuk. 10 dk sonra yırtsaydık.

Yurdun önünde bir sigara daha içip odama çıktım. Odamdaki kızlar yataklarına uzanmış telefonlarıyla oynuyordu. Yatağımın kenarında duran bavulumu açıp dolabıma yerleştirdim. Pijamalarımı alıp duşa girdim.

Sıcak suyun bedenimdekileri akıttığı gibi kafamın içindekileri de akıtmasını istedim. Suyun altında gevşemeye çalıştım.

Kafama havluyu sarıp duştan çıktım. Telefonu elime alıp annemi aradım. Biraz konuştuktan sonra yatacağımı söyleyip kapattım.

Kulaklıklarımı kulağıma takıp Sinan Yılmaz'dan yaylanun çimenine şarkısını açıp dinlerken kendimi uykuya teslim ettim.

Şarkıyı yukarıya bırakıyorum umarım severek dinlersiniz.

GECE-DEM KOYUWhere stories live. Discover now