|32|

7.9K 495 49
                                    

|4| Dövmeci Güzel | Mânsken

Fırat'ın ağzından.

Mine annenin ve kardeşim olucak çocuğun (!) değişik bir şive ile konuşmalarını dinliyorduk.
Minibüs tarzı siyah bir arabaya binmiştik. Renas abi arabayı sürüp arada bize laf atarken, Mine anne hepimizi koruyordu.

"Abi, şarkı falan açsana sıkıldım."  dedi Ateş.
Renas abi telefonunu arabaya bağlayıp Nare'ye uzatı.

Nare'm yanımdan kalkıp telefonu aldı. Mahalle karısı gibi konuşan Ateş'e ters ters bakıp, Mine anne ona bakmadığı zaman tekme atım bacağına.

"Az sus şerefsiz. Başım şişti." dedim. Ayıplarcasına bana bakıp Mine anneyle konuşmaya devam eti.

Mavi- Gri : dünyanın en güzel kızı

Arabayı dolduran şarkı ile gülümseyip Nare'me baktım. Yanıma tekrar oturunca göğsüme çekip sıkıca sarıldım.

"Dünyanın en güzel kızı, hem kalpsız hem kalp hırsızı" dedim kulağına doğru nefesimi vererek. Kafasını göğsüme bastırıp kıkırdadı. Huylanıyordu, ve ben bunu yapmaktan zevk alıyordum.

Yolculuk, Şarkıya Ateş, Nare'm ve benim eşlik etmemle geçmişti. Bir ara Ateş ve Nare pencereden kafalarını uzatıp bağırarak söylemiştiler.

"Güzelim sarkmayın, düşüceksiniz!" dedi Renas abi.
Nare'yi belinden tutup kucağıma çektim.
Yan bir şekilde kucağıma oturtup dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp kafasını göğsüme yasladım.

"Annem burda," dedi ve göğsümü ısırdı. Acı ile inledim. "Yaktın beni güzelim." dedim. Kıkırdayıp gözlerini kapatı.

Koltukta rahat bir pozisyona gelip bende gözlerimi kapatım. Gidene kadar gözlerimi dinlendire bilirdim.

&&&

Nare'nin ağzından.

Piknik örtüsünü yere serip, annemin devasa piknik sepetini açtım.

Milyon tane saklama kabını çıkarıp örtüye koydum. Çatal, kaşık, bardak, vb. Birçok şeyi örtüde koyduktan sonra kafamı kaldırıp etrafa baktım.

Yemyeşil, renkli renkli çiçeklerin olduğu bir yerdeydik. Piknik alanı değildi mühtemelen çünkü etrafta kimse yoktu.

Biraz ilerimizde büyük bir göl vardı. Çok güzeli görünüyordu. Ateş, yemekten sonra göle girmek istiyordu ama abim birşey olur diye izin vermiyordu.

"Nare kızım, et vardı orda onu abine götürsene mangalı yakmışlar." annemin sesi ile gölden bakışlarımı çekip ona baktım.
Salatayı hazırlıyordu.
Etin olduğu saklama kabını alıp ayaklandım.

"Tamam." diyip 10 adım ilerimizde mangalı yakmış, beyaz atlet, ve siyah pantolonlarla mangalın başında bekleyen üç erkeğe baktım.
Abim ve Fırat gayet normal - hata fırat fazlası ile seksi- görünürken. Ateş savaşa gidermiş gibi siyah kömürle yüzünü boyamış.

Kendimi tutamayıp Ateş'in bu haline kahkaha atım.
"Ne bu hal? Savaşmı var?" dedim hala gülerken.

"Sus kız," dedi ve devam eti. "Senden daha güzel olduğumu kabul et artık. Sinsirella."

Tekrar kahkaha atıp eti abime uzatım.
"Ateş, arabada soğan, biber, sucuk ve sosis vardı. Onlarıda getir hazır ateş varken kızartalım." dedi abim.

Ateş hemen kafa salayıp, abim den anahtarı alarak koşar adım uzaklaştı bizden. Abimin bir adım arkasında duran Fırat'a yaklaşıp beline sarıldım.

DÖVMECİ GÜZEL // FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin