8. Bölüm

11 3 0
                                    

Naber^^

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, biliyorsunuz bunlar küçük ama etkili kavramlar

İyi okumalar<3

---------------

Ufak çaplı bir kriz geçiriyordum ve çok heyecanlıydım, onu aramak yerine yanına gitmenin daha doğru olacağını düşünüyorum ama yine de pek emin değildim.

Önceki sayfalarda çalıştığı kafeyle ilgili bir şeyler yazıyordu ve içimde bir şey onu aramaktansa   yanına gitmeyi daha çok istediğimi hissettiriyordu ama bunun için yarını beklemem gerektiğini düşünüyordum.

---------

Sabah uyandığımda kendimi hiç yorgun hissetmiyordum oysa tüm gece neredeyse  hiç uyumamıştım. Heyecandan elim ayağıma dolaşıyorken hızlıca üstüme düzgün birşeyler geçirdim ve neredeyse koşturarak evden çıktım, saat neredeyse öğlene geliyordu. 

Dün okuduklarım beni bütün gün esir almıştı, bir ara onu telefonla aramayı aklımdan geçirmiştim ama sonra bu fikirden hemen vazgeçtim.

Onunla yüz yüze konuşmak istiyordum ve bu karardan dönmek beni huzursuz edecekti biliyorum.

etrafımdaki insanlar hava gibi etrafımdan geçerken sakinleşmek için derin bir nefes aldım çünkü ellerim heyecandan titriyordu. Hayatımda bir sürü şeye heyecanlandığım olmuştu fakat bu bambaşka bir histi.

Dün bana verdiği defterden her satırı en az beş defa okumuştum, çizdiği her resim öyle güzeldi ki benim sadece hayal edebileceğim türden büyük ihtimalle bunun eğitimini almıştı. Bu konuları onunla konuşmak için deli gibi heyecanlanıyordum.

Tuhaf bir şekilde gülümseyerek yürürken insanlar da bana anlamsız bakışlar atıyorlardı bu nedenle kendimi çok küçük hissetmiştim.

Zaten bu çocukluğumdan beri böyleydi insanların, daha doğrusu tanımadığım insanların ilgisi bana yöneltilince hep böyle olurdu. Oysa düşününce kimi ne kadar tanımışım ki?

Etrafında onları tanıdığını düşündüğün o insanlara bir bak acaba onları gerçekten tanıyor musun?

Şimdi en sevdikleri rengi, en sevdikleri filmi ya da en sevdikleri kitabı düşün belki de çoğunu bilmiyorsun bile peki bildiklerin senin onları tanımanı sağladı mı.

Şimdi birde tam tersini düşün, sen kendin hakkında onlara neler anlattın? Seni seni anlatabilecek kadar tanıyorlar mı yoksa yeni tanıştığın insanlar gibi seni yüzeysel şekilde mi anlatıyorlar?

Eğer onların seni tanımasına izin vermediysen bunu neden yaptığını düşün bazen bazı soruları sormalı insan ve bazen bazı soruları cevapsız bırakmalı.

Bir dünya insan daha kendini tanıyamıyorken insanlara kendini anlatmaya çalışıyor, kendine en çok neden hoşlandığını sormanı istemiyorum çünkü bu çok yüzeysel olur benim amacım en çok ondan hoşlanmanın nedenini bulman, çünkü bu nedeni bulduğun zaman iki seçeneğin vardır ya kendini çok daha huzurlu hissedersin ya da çok daha mutsuz.

Kendini mutsuz hissettiğin zaman üzüntülü düşüncelerle kendini daha fazla huzursuz etme yine de kendine sor, eğer mutlu olsaydın şu an ne yapardın?

Bu karmaşık düşüncelerden arınıp etrafıma bakınca geldiğimi fark ettim, hissettiğim heyecan yüzünden kalbim göğüs kafesimi zorlarken bende sakinleşmek için birkaç saniye bekledim.

İçimde birşeyler kötü gitmeyeceğini söylüyordu ama heyecan duygusu maalesef kontrol edilemiyordu.

Kendime tam  olarak gelememiştim ama heyecanımı az bile olsa bastırmayı başardım.

Mezarlıkta Buluşalım 🤍Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu