Jisung keyifle sandalyesine geri otururken yüzünde bir sırıtma yer edindi. Yuna ise saat görmesiyle kötü bakışlarını gülen arkadaşına çevirdi.

"Sana kaç kere ben uykuluyken pislik yapma, inanıyorum dedim di'mi?"

Jisung omuz silkti. "Uyumasaydın kızım o zaman. Al kalemini eline başla yazmaya. Benim umudum yok artık olduğu kadar."

Yuna yanaklarını şişirip önüne uzatılan kahveyi aldı. Jisung'da hemen önünde duran bilgisayarına çevirdi odağını. Bu şekilde bir saati daha devirdiklerinde Yuna isyan bayraklarını çekmeye başlamıştı.

"Kadını kendime aşık etsem tam not alır mıyım?"

"Kadın evli."

"N'olmuş evliyse?"

Jisung ciddi olup olmadığına bakmak için taktığı yuvarlak gözlükleri ardından bakışlarını karşısındaki bedene çevirdi. Gayet ciddi duruyordu.

"Bana yardımın dokunmayacaksa hiçbir şey yapma lütfen."

"Sana Minho yardım etsin bize gerek var mı?" Yuna gülerek geriye yaslandı. Belinin artık ağrımak evresini geçtiğini, tamamen yok olduğunu düşünüyordu.

Jisung ise gözlerini bilgisayarından ayırmadan cevapladı. "İstesem ederdi zaten."

"Bu saatte? Affedersin ama bu saatte siksen sevgilime yardım etmek için uyanmam ben."

Konuyu neden buraya çektiğini anlamasa da "Sevgili değiliz." diye mırıldandı. "Ayrıca sen yardım etmezsin. Minho sen mi?"

Yuna bir 'hah' sesi çıkardı inanmazca. Açıkçası gitmeye niyetliydi ama Jisung tek kalacağı için izin vermezdi. Bu yüzden iyi bir bahane arıyordu.

"Ara o zaman. Görelim bakalım yardım ediyor mu etmiyor mu?"

Jisung kafasını iki yana salladı."Saat 4'e geliyor ve öğlen maç var." diyerek arkadaşını geçiştirmeye çalıştı ama Yuna pes etmiyordu.

"Götüm yemiyor bu saatte aramaya, utanıyorum desene."

Jisung çatılan kaşlarını arkadaşına çevirdi. Kolay gaza gelen bir yapısı vardı ve Yuna bunu kullanıyordu.

"Öyle mi diyosun?" deyip tek kaşını kaldırdı. Buraya gelmeden önce Minho da yanında gelmek istemişti ama Jisung izin vermemişti. Uyuması gerekiyor diye düşünmüştü. Şimdi o tatlı uykusundan uyandıracak mıydı onu?

"Aynen öyle diyorum canım. Haklıyım biliyorum." Konuşurken bir yandan da eşyalarını topluyordu.

Jisung bilgisayarının yanında duran telefonunu eline alıp kilidini açtı ve hızla rehbere girdi. Belki bunu yaptığı için pişman olacaktı ama şimdi zamanı değildi. Minho'nun numarasını bulup üstüne bastı ve telefonu ortalarına koyup hoparlöre aldı. Yuna bıyık altından sırıtarak arkadaşının hareketlerini izliyordu.

Üçüncü çalış sonrası açılan telefon ve uykudan uyandığı belli olan ses konuştu. "Jisung? Bir şey mi oldu?"

İkilinin bakışları birleştiğinde Yuna gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Jisung'sa bu saatte aradığı için utandığını sesini duyduğunda hissetmeye başlamıştı.

mascotWhere stories live. Discover now