"Kız çocuğu sana bir soru sordum ? Nasıl girdin buraya ?"

Afrodit karıştırdığı kitabı bırakmış Eflan'ın nasıl içeri girdiğine odaklanmıştı.

"Adım kız çocuğu değil kızıl. Burada büyücülerin yaşadığını söylediler. Bende geldim baktım aşağı doğru inen merdivenler var . Bu kısmı dikkatli dinle merdivenlerden yürüyerek, ayaklarımla indim. "

Afrodit'e kızıl dediğine inanamıyordum. Büyücüler haricinde hiç kimse Buraya saçından bir tutam yakmadan giremezdi ama Eflan girmişti. Bu yüzden Afrodit onun geldiğini farketmemişti.

"Sorgulaman bittiyse bana bir büyücü lazım kızıl."

"Sıranı bekle kız çocuğu!"

Afrodit Eflan'a yan yan bakarak kitapların olduğu yere doğru ilerledi.

"Eflan benimle konuşmayacak mısın?"

Beni duymamazlıktan gelmesi hoşuma gitmiyordu.

Eflan beni umursamadan Afrodit'in karıştırdığı kitapların yanına gidip birini eline aldı.

Uzun uzadıya sayfaları karıştırırken birşeyler mırıldanmaya başladı.

"Ne söyleniyorsun kız çocuğu?"

Eflan mırıldanmayı bırakıp Afrodit'e döndü.

"Söylenmiyorum. Sadece yazan yazıları anlamaya çalışıyordum. Bu sayfadaki büyünün yapılış amacını anlayamadım."

Ne ! Büyücüler hariç kimse o kitaptaki yazıları okuyamıyordu hani ? Elinden kitabı alıp sayfalarını karıştırdım ama bomboştu. Yazıları ben göremiyordum.

"Bu kızı buradan derhal götür!!"

Afrodit öfkeli ve korkmuş görünüyordu.

"Geldiğimden beri kötü davranıp duruyorsun anlamıyorum gerçekten kızıl derdin ne benimle?"

Eflan Afrodit'i anlamaya çalışıyordu ama onu şuan ben bile anlayamazdım.

"Çık dışarı dedim!"

Afro bağırmaya devam ediyordu.

"Çok da meraklı değilim senin kokuşmuş mağarana merak etme !"

Eflan, Afrodit'i arkasında bırakarak çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Gider gitmez Afrodit koluma yapıştı.

"Bu kız bir büyücü!"

"Saçmalama Afrodit o büyücü falan değil o sadece bir jaguar."

"Jaguar mı? Hayır hayır bu kız ondan çok daha fazlası !"

Afrodit'in paniğe kapılmasının sebebi  Eflan'ın güçlü olmasından kaynaklanıyordu sanırım.

"Afrodit şimdilik Eflan'ı kenara bırakıp kendi işine odaklansan mı acaba diyorum ?"

Afrodit elleri titreye titreye kitabı karıştırmaya devam ederken bir anda durdu .

"Buldum!"

"Neyi buldun Afro?"

"Bu büyünün senin üzerinden nasıl kaldıracağımı buldum!"

İçime su serpilmişti.

"Nasıl olacak ?"

"Çok kolay olacak !"

Madem bu kadar kolaydı kaç gündür beni neden oyalamıştı. Bunun hesabını sonra soracaktım.

"Nasıl olacak Afro ? Hala açıklamadın?"

"Hafızanın bir kısmını sileceğiz. Bu sayede beynin Flower'ı hatırlamazsa, onun akımına da kapılmaz. Böylelikle büyü boşa çıkmış olur ."

Gerçekten Afrodit dengesizdi. Hafızayı silmekte ne demekti? Hafızam silinirse Dolunay'ı, Eflan'ı unuturdum ve bu sefer herşey sarpasarardı.

"Olmaz ! Saçmalama Afro ! Başka birşey bul!"

"Başka çare yok Azat ! Ya kabul edeceksin, ya da büyünün etkisinde kalmaya devam edip büyücü konseyini geri göndereceksin!"

"Afrodit kes saçmalamayı başka birşey bul hemen !"

"Azat bu tek şansın ya da Flower'ı ikna et . Tabii bu da pek mümkün görünmüyor. "

Kafayı yiyecektim. Kurtuluşum cezamdan da kötüydü.  Ama başka çarem yoktu . Eğer büyü böyle devam ederse Eflan'la tamamen ayrılmamız an meselesiydi ama hafızam gitse bile zamanla geri gelirdi bir şekilde. En azından öyle umut ediyordum.

"Hafızamın ne kadarı gidecek ?"

"Eğer doğru yaparsam son zamanlardan çoğu gidecek.  Flower'ın olduğu bütün anılarını sileceğim. "

"Ne demek doğru yaparsam Afrodit!"

"Of Azat ! Ben baş büyücü değilim.  Elimden geleni yapmaya çalışacağım."

Afrodit şuan hiç güven vermiyordu ama mecburen kabul edecektim.

"Hadi başlayalım Azat ."

"Düzgün yapmazsan başına geleceklerden ben sorumlu değilim Afrodit!"

"Tamam. Tamam. "

Afrodit'in odasındaki sandalyeye oturduğumda ne yaptığını çözmeye çalıştım ama sadece mırıldanıyordu. Anlayamadığım bir dilde söylediği kelimeler sanki beynimin içini kurcalıyordu. Birisi beynimi avuç içine almışta içindeki tozu toprağı temizliyormuş gibi hissettiriyordu.

Ne kadar bir süre geçtiğini anlayamadığım anda mırıltılar kesildi.

"Azat ?"

"Efendim Afro ?"

"Nasılsın? Ne hatırlıyorsun?"

"Afrodit iyiyim. "

"Okurken çok zorlandım o yüzden soruyorum. Ne hatırlıyorsun?"

Çok önemli birşeyi unutmuşum gibi hissediyordum.

"Birşey var unuttuğum ama emin değilim. Hem sen ne okuyordun ki bana ? Neyi hatırlamam gerekiyor?"

Kafam allak bullaktı.

"Şimdi uzun uzadıya sana bunu açıklayamayacağım.  Bugün beni yeterince yordun. "

Dediklerinden hiçbirşey anlamıyordum gerçekten.

"Ben gidiyorum Afrodit . Flower'la konuşmam gerekiyor."

"Bir dakika ! Ne dedin ? Flower mı dedin ?"

"Evet Afrodit ne var ?"

"Aman tanrım! Hayır hayır bu olamaz ! Hayır!"

"Ne diyorsun? Neye hayır Afro ?"

"Eflan ? Eflan nerde Azat ?"

"Eflan ?"

"Eflan . Hani evlendiğin Eflan?"

Gülmeye başladım. Ne evlenmesinden bahsediyordu ?

"Çok komiksin gerçekten Afrodit.  Ne evlenmesi? Ben evlenmem bilmiyor musun ?"

Çok komikti gerçekten ama Afrodit hiç gülmüyordu.

"Yanlış yaptım! Yanlış yaptım! Eflan'ı unutturdum!! Lanet olsun  !"..






KANLI DOLUNAY - TOHUM SERİSİ-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin