9. Sınıfın ilk günü

110 5 0
                                    

Güzel bı sabaha uyanmıştım. Kalktım ve bordo olan formamı giydim. Annem kahvaltıyı hazırlamış beni bekliyordu, yanına gittim.

"Sucuklu yumurta yapmışsın annem" dedim. Annem tebessüm edip " Okulun ilk günü sevdiğin şeyi yapayım dedim" Gidip anneme sarıldım ve onu ne kadar çok sevdiğimi söyledim. Evet annemi çok seviyorum. Kim sevmez ki?

Kahvaltı bitmek üzereyken içtiğim süt üstüme döküldü. Hemen ayağa fırlayıp silmeye çalıştım.
"Öyle çıkmaz o çıkar yıkıyalım hemen" dedi annem. Hemen çıkardım annem alıp banyoya gitti. Mutfakta nasıl oldu bu ya dercesine puff luyordum.

Okulun başlama saati geçmişti. Anneme yüksek sesle bağırdım "Anne hadi okul başladıı" Biraz bekledikten sonra annemden cevap geldi "Geliyorum bekle biraz dahaa az kaldı kuruyunca gelicem hemen" Daha kuruyacak mıı. Kesinlikle geç kaldım. Yaklaşık 5 dk içinde geldi ama bana 15 dk gibi gelmişti. "Oh anne geldin sonunda" diyerek elinden formamı alıp üstüme giydim.

Evden hızla çıktım. Zor giyilen ayakkabılarımı cebelleşerek giydim  ve aşağı kapıya gittim.

Kahretsin...

Ben gerçekten çok şanssız bir insanım. Gerçi buna şanssız denirse. Bu daha çok salaklık aptallık falan oluyor. Çantamı evde unutma becerisine sahip bir insanım ben. Dünyadaki en aptal insan ben olabilirim. "Kamil bey dünyanın en unutkan insanı" diye bir haber görürsem hiç şaşırmam. Okula giderken çanta unutmak ne. Kalem kutu falan unutsam anlarım da çanta da unutulmaz be Kamil.

Tekrar yukarı çıktım. Zaten geç kalmıştım ama yinede biraz hızlı davranmaya çalışıyordum. Kapıya gelince bı durdum. Ayakkabılar bana ben ayakkabılara bakıyorduk.

Lanet olsun umarım annem uyumamıştır.

6-7 kez zile bastım kapıyı açan yok. Sertçe kapıya vurmaya başladım. Kapı açıldı. İçimden bı "ohh" çektim. "İki saattir zile basıyorum anne neden açmıyorsun?" Sitem dolu bir sesle söylediğim için annemin yüzü biraz sinirli bı hale büründü. "Açtım işte hem zil çalmadı noldu ne unuttun yine" Annem hemen anlamıştı bişey unuttuğumu, çantamı unuttuğumu söylediğimde büyük bir kahkaha kopardı. Sitem dolu gözlerle anneme baktım. Hala gülmeye devam ederken içeriye gitti. Çantamı getirdiğinde hala gülüyordu. Görüşürüz demeden aşağı indim.

Sokaklarda deli gibi koşturuyordum. Biliyorum geç kaldım ama hala 2. derse yetişe bilirdim. Biraz daha hızlandım. Yaklaşık 6 dakika sonra okula varmıştım. Derin bir nefes alarak okula bir adım attım. Kendimi büyümüş hissediyordum. Aslında çok bı değişiklik yoktu ama Lise bana böyle hissettiriyordu.

Sınıfımın ne olduğu hakkında hiçbir bilgim yoktu. Müdür yardımcısına gidip sordum. Bana 9/C de olduğumu söyledi. Sınıfın önüne gittim. Kapıyı çalmadan önce biraz içeriyi dinlemeye çalıştım. Hiç ses yoktu. Kendimi hazırlayıp kapıyı çaldım ve içeri girdim.

Kimse yok. Nerde bunlar...

Sınıf bomboştu. Na-nasıl nereye gitmiş olabilirlerdi ki. Ders beden falan mıydı. Ders programını açıp baktım. Evet ilk 2 ders bedendi. İyi peki ama spor salonunu nasıl bulucam. Bence hiç gitmeden ben burda oturayım ders 5 dakika sonra bitecek zaten.

Tenefüs zili çaldı ve sessiz olan okul bı anda bağırma, koşma, ve anlamsız çığlıklarla doldu.

Anlamsız çığlıklar...

Sınıfa biri girmişti. Uzun boylu uzun saçlı iri bı çocuk bana dik dik bakıyordu. "Kimsin sen" dedi bana. Çocuk benim neredeyse iki katım olduğu için biraz korkmuştum. Ben niye böyle değildim ki. "Şey ben öğrenciyim bu sınıfta" dedim çekinerek. Çok saçma bı cümle olsada ağzıma ilk gelenleri söyledim idare etsin onunla. "Ben seni hiç görmedim ilk iki ders neredeydin" dedi gür sesiyle. "Gittiğiniz yeri bulamadım bende sınıfta bekledim" cevap vermeden en arka sıraya doğru ilerledi benim çaprazım da kalıyordu. Ben cam kenarı arkadan bir önde oturuyordum.

Sınıf dolmaya başlamıştı. Yanıma bı kız oturmuştu. İzin almadığı için biraz rahatsız olmuştum ama sıkıntı etmedim. Eşyalarını çıkardıktan sonra bana doğru döndü. "Selam" dediğinde karşılık verdim. Adı Ece'ymiş. Kız kısa boylu sarı saçlı tatlı bir kızdı. "Adın sana yakışıyor" diyiverdim bir anda. Kız bana dönüp tebessüm etti. "Sağol"

Hayatım da sanırım bı kızla en düzgün konuşmam dı. Ortaokulda böyle bı konuşma asla olmamıştı yada buna benzer. Herkes birbirine küfür edip hakaretler savuruyordu. Umarım bu kız aşırı küfürcü değildir.



Dünya'nın şansı (+18 İçerir)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora