BÖLÜM 2: YENİ HAYAT

20 3 0
                                    

"Uyanıyor !"

"Abla! Abla! Beni duyuyor musun ?"

Etrafımda ki sesler ile gözlerimi açtım. En son koridorda doktor ile konuşuyordum...

Aldebaran bana endişeli bir şekilde bakıyordu.

"Abla! İyi misin ? Ağrın var mı ? Miden bulanıyor mu ?"

"Ha-hayır bulanmıyor. İ-iyiyim." boğuk ses çıktı dudaklarımdan, boğazımı temizledim.

"Su veriyim ben sana." diyerek yanımda ki komodinin üstünde duran sürahiyi bardağa boşalttı. Ben ise yatmış öylece onu izliyordum. Olanlar hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Suyu aldım ve içtim. Sanki yıllarca su içmemiş gibi saniyesinde suyu bitirdim. 

"Ben neden buradayım Aldebaran ? Ben ne zamandır buradayım ? Anne ve babamız nasıl öldüler ?" artık boğazım iyiydi, 13 yaşında birisine sorulacak en son soru anne ve babamızın nasıl öldüğünü sormaktı. Ama ağzımdan çıkmıştı işte laf.

"A-abla kriz geçirdin bu yüzden buradasın." aklıma en son doktorun söylediği 'Kriz geçiriyor.' dediği geldi evet, kriz geçirmiştim. Ama neden ?

Devam etmesi için başımı salladım.

"Dün öğlen saatlerinde kriz geçirdin ve seni hemen yoğun bakıma aldılar 4 saat orada kaldın daha sonra da buraya getirildin. Ailemizin ölümüne çok üzülmüşsün ama bunu belli etmemişsin bu yüzden vücudun bunu ters karşılamış ve kriz geçirmişsin. Yani anlayacağın uzun zamandır buradasın. A-anne ve b-babamız ise savaştan korunamamışlar kirliliğe kapılmışlar zaten hemen etkisini göstermiş ışık kirliliği. Müdahale edemeden ö-ölmüşler." dedi. 

YIKILDIM. Ben anne ve babamsız nasıl yaşayabilirdim ? Kardeşim için yaşamalıydım. Çok küçük bir evimiz yoktu. Hatta baya büyük bir evimiz vardı ve geçimimizi sağlıyorduk. Daha doğrusu annem ve babam çalışarak geçimimizi sağlıyordu. Ben çalışmıyordum, aslında çalışmak istemiştim. 4 ay önce ilkokul öğretmeniydim daha sonra istifa ettim. Ama artık tekrar başlamam gerekecekti. Işık kirliliği biz yıldızlara zarar veriyordu, evlere değil. Yani siz dünyalıların bildiği gibi bir savaş değil. Sadece zehirli bir gaz gibi etrafa yayılıyor ve korunabilenler korunuyor, korunamayanlar ölüyor. Tıpkı anne ve babam gibi.

Düşüncelerim odaya giren doktor ile bölündü.

"Merhaba. İyi görünüyorsunuz." Gülümsedi. Ben de saygı anlamıyla gülümsedim.

"Bellatrix hanım bugün taburcu olabilirsiniz." dedi doktor

"Tamam doktor bey teşekkürler." 

"Geçmiş olsun iyi günler." diyerek odadan ayrıldı. Ben de yataktan kalktım. Birlikte hastaneden ayrıldık. Eve doğru yol aldık.

"Aldebaran, kuzum ben ilk uyandığım zaman sen de yanımda ki yatakta yatıyordun sen neden yatıyordun ?" diye sordum.

"Kontrol yaptılar zehirli gaz kanıma girmiş mi diye kanımı aldılar. Sonra dinlenmem için yatırdılar abla." 

"Eee varmıymış zehirli gaz ?" dedim 

"Yokmuş yokmuş." bunu diyeceğini biliyordum çünkü biz sığınaklardaydık ama ailemiz...

Eve vardık ve bahçeli müstakil evimize giriş yaptık. İnternetteki bilgilere göre dünyalıların evleri çoğunluğu binadan oluşuyormuş ama burada çoğunluk olarak müstakil bahçeli  villalar kullanılıyor. İnsanların o kadar büyük bina da nasıl yaşadıklarını merak ediyorum doğrusu. 
Yani şimdi sen nesin diye soracaksınız ama biz yıldızlar da 2 bacaklı ,2 kollu,  2 gözlü, 1 burunlu, 1 ağızlı, 2 kaşlı bir yıldızız. Yani sizden farkımız uzayda yaşıyor olmamız ve bizim size bağlı olmamız. Yani örneğin yeni olan  savaş. Sizin orada da bizim burada da ışık kirliliği olarak biliniyor. Fakat sizin orada ki savaş silahlarla, bıçaklarla savaş. Bizim burada ki savaş ise, zehirli gazlar yani siz dünya da çok fazla ışık kullandığınız için ışık kirliliği. Umarım anlatabilmişimdir.

Eve girdik. Sanırım ikimizinde gözümüzün önüne anne ve babamız ile olan anılarımız geldi. Gözlerim doldu. Aldebaran'a baktım gözyaşı akıyordu. Sarıldım.

"Abla neden annem ve babam öldü ? Neden mutsuz olan biri ölmedi ? Neden ailemize kıydılar ?" Annemizin ve babamızın ölümünün yerine başka birisinin ölümünü istemek bencilceydi fakat şuan üzüntüden mantıklı cümle kuramıyordu.

Sorularına cevap vermedim. Birlikte mutfağa geçtik ve kendimize yemek hazırladık. Masaya oturduk. İkimizin gözünde önceden ailecek yemek yediğimiz anılar canlandı. Evet çok üzücü bir durumdu ama dik kalmam gerekiyordu. Ağlamamam gerekiyordu. Kardeşime bakmam gerekiyordu.

"Ben bugün iş bakmaya gideceğim kuzum. Sen de derslerine çalış haftaya okul başlıyor." dedim

"Abla ben de çalışayım. Birlikte çalışalım. Tek geçindiremezsin ki ikimizi." Bunları düşünmemesi gerekiyordu bu sene lgsye girecekti. Sınavlarına çalışıp iyi bir meslek sahibi olması için okuması gerekiyordu. Şimdi anlıyordum annem ve babamı.

"Olmaz kuzum sen okuyacaksın ve istediğin mesleği seçeceksin. Hem ben niye geçindiremezmişim ikimizi ? Babamın bizim için açtığı banka hesabı vardı , hesapta yüklü miktar para vardı. Ben işe girene kadar oradan para alırız." dedim

"Tamam peki." dedi.

Yemeğimizi yedik ve ben iş bulmak için evden ayrıldım.

*************

Evet bir bölümümüzün daha sonuna geldik.

Bu bölüm uzun oldu gibi ha ?

Nasılsınız ?

Bölüm nasıldı ?

Savaş hakkında ne düşünüyorsunuz ?

Bölümde beğenmediğiniz bir sahne ?

Bölümde beğendiğiniz bir sahne ?

Kitapta ışık kirliliği hakkında bir kaç bilgi veriyorum.

Farketmişsinizdir zaten bence :)

Sorduğum soruları en az 1 hesap cevaplamazsa yeni bölüm gelmeyecek bilginize !

Kendinize iyi bakın görüşürüz :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AHTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin