BÖLÜM 1: SAVAŞ

25 2 5
                                    


Hayat neden bu kadar acımasızdı ? Biz yıldızları yok etmeyi neden istiyorlardı ? Neden bu kadar acımasızlardı dünya da yaşayan insanlar ? Işık kirliliğini o kadar çok yapıyorlar ki her yıl en az 2 defa savaş oluyordu burada. Dünya da yaşayan insanlar çok fazla ışık kirliliği yapıyorlardı ve o ışıklar bizlere yani , yıldızlara zarar veriyordu. Bilim adamlarının uyarmalarına rağmen hala daha ışık kirliliği yapıyorlardı. Her yıl belirsiz bir zamanlarda dünya da ışık kirliliği  patlaması oluyormuş ve bu durum bizim gezegenimizde savaş olarak nitelendiriliyor. Işık kirliliği onların dilinde virüs gibi bir şey.

Aldebaran'a baktığım da ağlıyordu zaten ağlamasa garip olurdu. Savaş başlamıştı ve biz Aldebaran ile tanımadığımız sokakta bir sığınaktaydık. Annemi ve babamı çok merak ediyordum acaba onlar korunabilmiş miydi ? Ya başlarına bir şey geldiyse diye düşünmeye başladım. Biz evden çıktığımızda annemi ve babamı kaybetmiştik zaten o sırada bir görevli bizi sığınağa getirdi. 

Aldebaran titriyordu, evden çıkarken üstünde atlet ve şort vardı . Gece 2-3 gibi olmuştu bu savaş , o sıra da biz de uyuyorduk ve üstümüze bir şey almadan çıkmıştık. Üstümdeki uzun kollu pijamayı çıkardım ve Aldebaran'ın üstüne giydirdim. Şimdi de ben atletle kalmıştım ama önemli değildi. Kardeşim üşümüyordu ya, benim için bir şey olmazdı.

"A-abla annem ve babama b-bir şey olmuş m-mudur ?" eğildim ve dizimde yatan Aldebaran'a cevap verdim. "Bilmiyorum tatlım f-fakat merak etme s-sen bir yolunu bulmuşlardır a-annemler." benim de kardeşimin ki gibi sesim titredi. Verdiğim cevaba emin değildim. 

"Bellatrix! Aldebaran!" biri adımızı sesleniyordu. Başımı kaldırdım ve bize seslenen kişiyi aradım. Gözüm bize bakan 40 yaşlarında güvenlik görevlisine kaydı, bize o sesleniyordu. Yanımıza geldi ve "Bellatrix!" dedi, yüzünde acı bir ifade vardı. Söyleyeceği şeyden korkarak "E-efendim?" dedim

"K-kızım baban ve annen..." soluklandı. "Evet? Devam edin lütfen."  "Savaşa yakalanmışlar ve ö-ölü olarak b-bulunmuş." dedi. Aldebaran hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Tepkisizdim. Ya da öyle sanıyordum. İçim , içimde kötü bir şey vardı ve ne olduğunu anlamıyordum. Başıma ağrı girdi. Etrafımdaki sesler yavaşça azaldı, sesler buğulu olarak geldi kulağıma. Gözüm karardı. 

Kulağıma sadece Aldebaran'ın 

"ABLA!" sesi geldi ve gözüm kapandı...

****************

"Ah!" elimle başımı tutarak yattığım yerde doğruldum. Başım çok ağrıyordu. 

Bir dakika ! Ben neredeydim ?

Hemen etrafa baktım. Yanımda ki hastane yatağında Aldebaran yatıyordu. Diğer yanımda ki yatakta ise tanımadığım bir kadın yatıyordu. Bunlardan yola çıkarak hastane de olduğumuzu çıkardım. Afferin bana! Ne kadar da zekiyim ben!

Aklıma en son sığınakta... 

ANNEM!

BABAM!

Ah nasıl da unutmuştum. Yataktan ani bir hareketle kalkttım ve odadan çıktım. Annem ve babamı görmem lazımdı. Onlar hakkında bilgi almam lazımdı. İşin garip tarafı şu ki güvenlik öldüklerini söylediğinde ağlamamıştım ve.... ve bayılmıştım. Şimdi ise bu hastane de uyanmıştım.

Önüme çıkan doktora "Annem ve babam nerede? Canopus ve Rigel nerede? Acil bir şekilde durumlarını öğrenmem gerek." dedim o kadar hızlı söylemiştim ki birden kendimi yerde buldum. Midem bulanıyordu. Nefes alamadım. Sadece tek bir ses duydum.

"KRİZ GEÇİRİYOR!" 

************************

Evet 1. bölüm nasıldı ?

Siz sorularımı cevaplamasanız da ben hala daha soru sormaya devam edeceğim :D

Bölümü okuyorsunuz ama neden bölüm hakkında görüşleriniz belirtmiyorsunuz ?

Bu bölüme en az 2 tane yorum gelene kadar diğer bölüm yok!


AHTERWhere stories live. Discover now