Göz yaşları boşalırcasına akıyordu. "Yemin ederim pişmanım..." Savaş dayanamayıp, kendine çektiğinde Deniz kollarını sıkıca sarmıştı abisine. "Ne olur bana eskisi gibi sarıl. Bir yabancıya sarılır gibi sarılma..."

Savaş duydukları karşısında ne diyeceğini bilemiyordu. Kardeşi omzunda hıçkıra hıçkıra ağlarken içi gidiyordu. "Deniz ağlama." Göz yaşları Savaş'ın tenine bir bir düşüyordu.

"Ben çok pis bir şey oldum." Dedi. Savaş bu dediğine gülmek istedi. "Özür dilerim." Savaş derin bir nefes alıp, kardeşini kendinden ayırdı. Bu pişmanlığın o virüs anlaşılması kırmıştı.

Ölmüş olabilirdim diye düşündü Savaş. O zaman ne yapacaklardı, diye sordu kendi kendine.

"Ağlayıp, özür dilemeyi kes artık."

Deniz sertçe yutkunup, göz yaşlarını silmeye çalıştı. Yenisi ekleniyordu, Savaş bu silmenin boşuna olduğunu anlamıştı. "Başıma bela mısın çocuk." Kardeşinin göz yaşlarını sildiğinde sarı saçlarını okşadı.

Dayanamıyordu. Kardeşlerine hiç bir zaman dayanamıyacaktı.

"Sarışın şerefsiz canımı çok sıkıyorsun." Okşadığı saçları öptüğü an Deniz günlerin sonunda yüzüne tebessüm kondurmuştu. "Canını sıkarsam eğer şu yatakta ben olurum!" Savaş kaşlarını çatmıştı.

"Deniz! Ağzına aldığın kelimelere dikkat et."

Savaş dua etmişti, Allah kimseyi bu yatağa düşürmesin diye.

"Tamam, ederim." Kedi gibi abisinin her dediğini onaylayınca Savaş kahkaha atmıştı. O an yarası acıdığında acıdan küçük bir inilti döküldü. "Güldürme beni."

Deniz telaşla doğrulduğunda Savaş buna izin vermemişti. Kardeşine sarılmak istiyordu. "Uzan yanıma."

Deniz tereddütle abisine baktı. "Abi yaran var." Savaş gözlerini devirip, kendini itmişti. "Gel şuraya." Deniz abisinin yanına uzandığında göğsüne uzanmıştı. Savaş bu kadar kolay affetmek istemese de kardeşine kıyamıyordu.

Ömer , Ilgaz ve Uraz'a yapacağı küslük daha uzun sürerdi ama Deniz için bu şeyin aynı olmayacağını biliyordu. Kendisinden küçüktü ve bu hali Savaş için fazlaydı.

"Sen uyumuyor musun?" Savaş'ın sorusu ile Deniz ne diyeceğini bilememişti. Yalan söylemek istemiyordu. Abisi onu affetmişken tek bir hataya daha tahamüllü yoktu. "Uyuyorum ama fazla değil."

Savaş aldığı cevapla kaşlarını kaldırmıştı.

"Uyumuyorsun değil mi?" Deniz verecek cevap bulamadığından kafasını sallamıştı. "Deniz." Deniz abisinin sesindeki uyarı ile ona bakmıştı. "Abi sen bu haldeyken ben nasıl yatağıma gidip, uyuyayım?"

Savaş iç çekip, kardeşinin saçlarını okşadı. Onu bu kadar özlediğine kendiside şaşırmıştı. "Yankı benimle 1 hafta boyunca konuştu." Deniz tüm ilgiyle abisini dinledi. "O kadar kibar ve iyi ki şaşıp kalmıştım."

Savaş deli gibi tepki vermeye çalıştığı anları düşündü. Yapamayışı, Yankı'nın her odadan gidişi yarasından daha çok canını yakmıştı.

"Yankı'nın daha fazla burda kalmasına izin vermeyin, evine dönmeli."

"Onunla doğru dürüst konuşamadık, her şey üst üste geldi." Deniz bir erkek abisi olduğu için hem mutlu, hem de heyecanlıydı. "Herkesin yanında oldu." Dedi ardından. "O çok temiz bir çocuk..."

Savaş tebessüm ederek onayladı.

"Affetin mi?" Deniz'in utanarak sorduğu soru ile Savaş bıkkın bir nefes alıp, kardeşinin ağzını kapattı.

"Uyumak istiyorum Deniz, sende çeneni kapatıp uyu."

Deniz şaşkınca ağzındaki ele bakıp, kafa salladı. Abisinin omzuna yaslandığında üzerlerine pikeyi çekmişti.

"Eğer yaranı acıtacak bir şey yaparsam beni uyar."

Savaş sırıttı.

"Canım kıymetli Deniz, eğer canım acırsa kendini yerde bulursun."

Deniz kahkaha atıp, gözlerini kapattı. Abisi ile eski samimiyetine yakaladığı için huzurlu bir uykuya kendini bırakmıştı.

***

Okuyanlardan bir etkileşim alabilir miyim, sizi seviyorum.

Bu aralar da duygusal yaza yaza duygusal oldum qşlwnfşlsfnsfşl

YankıOnde as histórias ganham vida. Descobre agora