42.Bölüm: Kefende ki Yırtık

1.8K 90 73
                                    

42.Bölüm: Kefende ki Yırtık

Görselde ki bölüm ismine takılmayın kararsızlıkta üstüme yoktur.

Görselde ki bölüm ismine takılmayın kararsızlıkta üstüme yoktur

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

Yüzüme inen sert darbenin hedefi sol yanağımdı. Kamyona çarpma etkisi bırakan tokat zamana dönmemi sağlarken, darbeyle sağa dönen yüzümü geri düzeltmek yerine, bakışlarımın yeni hedefi olan duşa kabine bir süre ifadesizce baktım.
Etrafımda birşeyler oluyor, birşeyler dönüyordu. yine seslerden ve ortamdan soyutlanmıştım.

Elimde ki silahın sert mermere çarpışından çıkan tok demir ses banyonun içinde yankılanırken, galiba bana geç bir süre sonra geldi çünkü silahı elimde bir süredir hissetmiyordum.

Soğuk parmaklarını çeneme sarıp yüzümü kendine döndüren kişi mürekkeplerin sahibiydi.
Kurumuş mürekkep gibi sert, bir o kadar da saf şaşkınlık ve korku dolu mürekkepleri gözlerimi bulduğunda, 'Bunu nasıl denersin,' diye haykırıyordu.

Dudaklarından fısıldarcasına çıkan kelime sadece ikimiz arasında, var olmakla yok olmak arasında silinip kaldı. "Yapmış olamazsın." dudakları buna inanmakta güçlük çekercesine acı gösterirken, dayımın sert sesi aramızda ki bağı kopardı. "Kefeni yırttın Asena." sesi alay barındırırken mürekkeplerden gözümü ayırmadan "Yırttınız," dediğimde sesim kısık çıkmıştı."Seninle tek konuşacağız, ben gelene kadar dinlen. Bu akşam İstanbul'a gidiyorsun." Mürekkeplerden zar zor ayrılan bakışlarım, az önce darbeyi yüzüme indirdikten sonra kapının çıkışına geçen dayıma çevrilmişti.

Üzerinde ki siyah boğazlı kazağın kollarını sıvamış ellerini pantalonunun ceplerine sokmuş, rahat bir tavırla bana bakıyordu. "Kimsenin bir yere gittiği yok, aynı konuşmamızın da gerekmediği gibi." az önce girdiğim trans ve arzuladığım ölüm arzusununu bir kenara atmış gibi konuşmuş olmam beni bile şaşırtmıştı. Gözlerimi yavaşça Alpan'ın arkasında ve yanında ki timime çevirdiğimde hepsinin yüzü, bakışları gibi ifadesizdi.

"Gider misin?" Bakışlarım boş duvarı bulurken, sorum dayıma yönelikti. "Emin ol daha önemli işlerim var. Şurda ki yedi kişi için hâlâ yaşıyorsun fazlası değil. Ki abimi, ablamı senin gibi pes etmiş biri için kaybedemezdim." Onaylarcasına kafa salladığımda önce holden sonra evden çıktı.

~

Evi esiri altına alan sessizlik büyüyüp boğazımı sıkmaya başlarken, gözlerim karşımda ki lavabonun aynasında ki bizdeydi.
Klazotenin kapağında oturan bedenimin önünde tek dizini kırmış önümde oturan Alpan'ın vücudunun büyüklüğünden dolayı aynada yüzümün sadece sol tarafı görünüyordu.

Ad veremediğim, gözlerimin kenarlarında ki silinmek üzere duran makyaj göz altlarımı kapatmıştı ama çoğu uykusuzluğunun verdiği, gözlerimin şişliğini gizleyemiyordu. Gözümden ölüm arzusu akıyordu.
Yüzümün Alpan kısmıysa Alpan'ın sırtıyla kapalıydı. Alpan yaşamak istediğim tarafımı saklıyordu. Benden bile sakınıyor, onu koruyordu.

Ölümün UcundaΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα