Yuna'nın da yanından ayrılmadan önce bahsettiği partiydi bu. Jisung'u çağırmıştı ama pek oralı olduğu söylenemezdi. Bir an için çıkması gerektiği aklında geldiğinde gözlerini Seungmin' e çevirdi.

"Benim çıkmam gerek."

Seungmin tek kaşını kaldırarak arkadaşına baktı. "Nereye?"

Minho'yla konuşmasını gizleyecek değildi elbet ama henüz anlatmamıştı. Anlatsa da ne diyeceğini bilmiyordu. Hem Yuna'ya anlatsa da nolmuştu? Arkadaşının 'Minho senden net hoşlanıyor' cümlelerini işitip durmuştu. Gerçekten olması en imkansız bir şey varsa bu da Minho'nun ondan hoşlanması olabilirdi.

"Minho'yla buluşacağız, 5 dakika içinde burda olur."

Seungmin başta ismi yanlış duyduğunu düşünse de Jisung'un dudaklarını birbirine bastırarak attığı kaçamak bakışlar, doğru duyduğunun kanıtıydı.

"Ciddi misin şu an?" dedi merakla. "Ne alaka yani durduk yere? Anlamadım."

"1 ay önce size dinolarımı kaybettim diye ağlamıştım hatırlıyor musun? Changbin hatta sümük rengindeydi zaten boşver diyerek teselli etmişti beni."

Seungmin biraz düşündükten sonra aklına gelen anılarla kafasını aşağı yukarı salladı.

"İşte onlar Minho'daymış, geri verecek."

"Nasıl onda olabilir anlamıyorum Ji. Düzgün anlatır mısın?"

Jisung derin bir nefes verip, Minho'nun attığı mesajdan son konuştukları şeye kadar yüz üstü anlatmıştı. Hepsinin sonucunda Seungmin'den aldığı karşılık çatık iki kaş oldu.

"Birinden kurtuluyosun yerine başka birisi geliyor hemen. O çocuk hiç tekin biri değil." Kafasını iki yana salladı. "Onaylamıyorum bu sefer. Olmaz, üzülmeni istemiyorum."

Jisung huysuzca karşısında kollarını çaprazlayan arkadaşına şaşırmadan edemiyordu. "Seung hayatımın aşkı demiyorum zaten, normal bir arkadaş işte. Büyütmeye gerek var mı bu kadar?"

Seungmin göz ucuyla Jisung'a bakıp konuşmak için ağzını araladı fakat aralarında duyulan başka ses buna engel olmuştu.

"Ah Jisung buradasın! Kapıda göremeyince gittin sandım."

Minho, tek omzuna astığı siyah çantasını bir eliyle tutarken bir yandan da gözlerini Jisung üstüne sabitlemiş masalarına doğru yürüyordu. Kütüphane içindeki birkaç bakışın üstüne döndüğünün farkındaydı ama onun tek bakmak istediği şaşkınca ona bakan kahvelerden başkası değildi.

Jisung kafasını sallayıp yerinde ayaklandı. Seungmin çatık kaşları altından attığı sert bakışlarını hem arkadaşı hem de Minho üstünde gezdirdi. Minho'dan haz etmiyordu çünkü kimse bilmese de iyi bir geçmişe sahip değillerdi. Özellikle Hyunjin'le olan arkadaşlığı yetiyordu zaten onun için.

Minho'nun bakışları Seungmin'e değdiğinde hafifçe eğilerek bir baş selamı verdi.

"Çıkıyordum ben de tam girmeseydin boşuna."

"Tamam beraber geri çıkarız."

Jisung Seungmin'e dönüp "Sonra konuşalım." diye mırıldandı. "Konuşuruz tabii." dedi Seungmin yüzündeki sahte gülümsemeyle.

Minho kütüphanenin kapısını açarak Jisung'un geçmesini bekledi. "Arkadaşın çok sevecen." diye mırıldandı yanındaki yerini alarak.

"Senden haz etmiyor." Minho bunu zaten bilse de Jisung'un apaçık söylemesini beklemediği için şaşırdı. Bir diğer konuysa Hyunjin ve Seungmin'di ama Jisung'un bunu bildiğini sanmıyordu. O yüzden bahsetmeme kararı aldı.

"Ne diyebilirim ki, çekici bi mükemmelliğim var." dedi alayla. Daha sonra gözlerini yanındaki bedene kaydırdı. "Kahve içelim mi? Ama okul dışında."

Jisung birkaç saniye alt dudağını büzüp düşündü. Hayır diyecek hâli yoktu. "Olur." İşin aslı aklı hâlâ bir aydır göremediği dinozorlarındaydı.

Bir süre aralarında bir sessizlik hüküm sürerken kampüsü gerilerinde bırakmışlardı. Minho normalde düşünmeden konuşan biriydi ama şu an neyden bahsedeceğini şaşırmış hissediyordu. Aklına gelenle elini çantasının ön gözüne atıp küçük dinozorları çıkardı.

"Bak," dedi Jisung'un önüne doğru uzatarak. "Üşümesinler diye onlara kıyafet giydirdim."

Genç çocuk gözlerini üstündeki küçük kıyafetlere çevirdiğinde "Sen mi yaptın?" dedi hayretle.

"Evet böyle oyuncaklara bir şeyler kesip giydirmeyi seviyorum. Hem çıplak kalmıyorlar."

Diğerinin mor rengine göre açık yeşil olanı eline alıp puantiyeli üstüne baktı. Gülerek diğerini de Minho'nun elinden aldığında aynısının farklı bir rengi olduğunu görmüştü. "Minho bunlar çok şirin!"

Minho avucuna değen soğuk parmakların etkisini üstünden atmaya çalışırken bir yandan da afalladığını çaktırmamaya çalışıyordu.

Gözleri ileride her zaman gittiği kafeyi bulduğunda "Burası güzel, geldin mi daha önce?" diye bir soru sormuştu. "Dersim olduğu günler eğer sabahsa ayılmak için buradan kahve alıyorum. Kafeteryanın kahvesine göre daha etkili, tavsiye ederim."

Jisung, ilerledikçe daha net hâle gelen kafenin camından içeri göz attı. Dinolarını cebine atarken "Bilmem ki olabilir." diye mırıldanmıştı. Buraya daha önce de girmek istediğini hatırlıyordu ama Changmin istemediği için bunu başaramamıştı.

Gözleri içerideki bedeni gördüğünde ayakları ondan habersiz olduğu yerde durdu. Changmin karşısında oturan kızın neredeyse ağzına girmiş, gülerek bir şeyler anlatıyordu. Minho Jisung'un baktığı yere göz attı. İçinden ne kadar küfür etse de "Aslında ileride buradan da iyi bir yer vardı." dedi Jisung'un koluna girerek.

İkisini ilerletme çabası Jisung'un "Buraya girelim." demesiyle son buldu. Minho bakışlarını kendinden kısa bedenin yüzünde gezdirdi. Onu beğendiği çok açıktı. İsterse her zaman, her şekilde yanında da olurdu ama üzülmesi en son isteyeceği şeydi. Bunlar sadece beğenmekle hissedilecek şeyler miydi işte bundan da emin değildi.

"Kendini zorlamana gerek yok Ji, çok uzak değil zaten."

Jisung az önce Minho'nun ona yaptığı gibi koluna girerek onu kafenin kapısına doğru çekiştirdi. "Canımı boktan şeyler için sıkmıyorum artık. Bu yüzden buraya gireceğiz ve sevdiğin kahveden iki tane sipariş edip, afiyetle içeceğiz. Anlaşılmayan bir şey?" Tek kaşını havaya kaldırarak Minho'ya baktı.

Minho bu görüntü karşısında alt dudağını ısırmıştı. Şu şekilde nasıl çekici durduğunu düşünmeyi sonraya bırakma kararı aldı.

"Öyleyse," dedi ve kafenin kapısını açarak üstteki zilin çalmasına sebep oldu. Elini Jisung'un beline koyduğu sıra yavaşça kulağına doğru eğildi.

"Bu kahveyi hayatında görüp görebileceğin en mükemmel insanla içmeye hazır olsan iyi olur."

-

kardes kac para bu mukemmel insanla kahve icmek 🤲🏻🤲🏻🤲🏻

mascotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin