Bölüm 18 - Bir Video Meselesi

Start from the beginning
                                    

'Depresyon acil kiti. Devam et anlatmaya' diyerek Caramiosunu açarak bakışlarını Buğlem'e kilitledi. Buğlem'de metroyu aldığı gibi açmış ve umutsuz bakışlarla kızlara bakmıştı.

'Sizce yanlış mı yaptım. Karşılık vermekle yani'

'Burada önemli olan soru şu, hormonlarınla mı karşılık verdin yoksa bazı duygularla mı?'

'Kalbim 100 km koşmuşum gibi atıyordu, sizce hormon mu?' bir anda üç kız birden bağırmıştı.

'Aşk bu AŞK!' Buğlem onların bu hallerine baktıkca gülümsemeye devam ediyordu.

'Tamam, itirafa dördümüz şahidiz. Dimi kızlar' diyince Derya, Eylül ve Canan hanımdan evet yakarışları çıkmıştı.

'O zaman ne yapıyoruz... Bir şarkı ile coşup devamını geceye aktarıyoruz' Ece fırladığı yerden televizyonu açmış ardından müzik kanallarına bakmıştı. Ekranda beliren Benim ki geliyor şarkısı ile hepsi zıplamaya başladığında kahkahalarda eksik olmuyordu.

'Benim ki geliyor... O da biliyor, kalbimi yerden yere vuruyor...' çığlıkları şarkı ile biterken Ece'nin bastığı tuş hepsinin oldukları yerde kalmasına neden olmuştu. Boncuk boncuk bakan gözlerle Vuslat'ın yanında oturan kız hepsinin gerilmesine yol açmıştı. Oynayan video kızın Vuslat'ın dudaklarına yaklaşması ile devam ederken Buğlem'in hipnoz olmuşcasına baktığı ekran birden karardı.

'Buğlem' Derya'nın seslenmesi ile kız dudaklarını sıkıca bir birine bastırıp gülümsemişti. Sonuçta Vuslat'ın hiçbir şeyiydi ve tutupta o kim diye soramazdı.

'Bak, o, yani Hayal, şey-'

'Açıklamaya gerek yok ki Ece, hadi boşverin, kahve yapıyım mı size' diyerek ayaklanması kızlarda şok etkisi yaratırken Buğlem sadece ortamdan çıkmak istiyordu.

'O-olur da sen iyi misin?' korkan gözlerle bakan Derya'ya yalancı bir gülümseme sunarak başını sallamıştı. Ardından yönünü mutfağa çevirip hızlı adımlarla içeri girdi. O kadının Vuslat'a yaklaşması içine kor gibi düşmüştü halbuki ama diyecek cümle bulamamıştı. Kalbinde tarif edemediği yanma oluşurken aynı his gözlerine de geçmişti.

'Hayır, hayır hayır... Kes şunu Buğlem... Sanki adam seni 9 çocukla ortada bıraktı, sevgilin bile değil' kendi kendine telkin verirken fincanları ve kahveyi ayarlayarak beklemeye başladı. Kaynayan kahvenin ilk önce köpüklerini alıp daha sonra tekrar kaynatmış ve ikincisinde tamamen fincanlara doldurmuştu. Derin bir nefes alıp tepsiyi eline aldıktan sonra en güzel gülümsemesini ortaya çıkararak salona ilerlemişti. Fincanları sehpaya bırakıp koltuğa tekrar yerleştiğinde kenardaki sigara paketini de alıp bir tane yakmıştı. Kızların tedirgin olduğunu fark ediyordu ama bu durumu kurtarmalıydı. Henüz hiç bir şeyi olamayan adama bir şey soramaz veya onun geçmişini olayın içine sokuşturamazdı. Elbette sevgilisi olsa Vuslat'ın tepesine çöküp 'benimle sevgiliyken eski aşklarını nasıl izlersin' diyebilirdi ama şuan bunu sormak için ideal kişi değildi.

'Eee, akşam çeyiz yapıyor muyuz' diyerek gülümsemesini büyüttüğünde Ece tedirginde olsa başını gülümseyerek sallamıştı. O an salonda oturan herkes anlamıştı Buğlem'in ne kadar güçlü biri olduğu ve Vuslat'ı ancak böyle bir kızın taşıyabileceğini. İçilen kahveler, ardından bakılan fallardan sonra Buğlem üzerini değiştirerek kızların yanına tekrar dönmüştü.

'Hadi çıkalım' diyen Eylül ile yola koyulduklarında aynı zamanda erkeklerde evi istikamet almışlardı. Vuslat eve girer girmez yüzüne çarpan temizlik kokusu ile şaşırsa da erkeklere bir şey belli etmeden içeri ilerlemişti. Etrafa göz attığında sesiz sakin bir akşam yaşanacağını çoktan anlamıştı.

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Where stories live. Discover now