45 || Karma

13.8K 891 67
                                    

Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz.

         Franz Kafka

İçinde bulunduğum duruma nasıl bir anlam yüklemeliydim bilmiyordum. Mesela bu kadının gecenin bir yarısında ne işi vardı? İsmi dudaklarımdan döküldükten sonra bir dakikaya yakın bir süre zarfında sessiz kaldım. Çünkü bir şey demesini beklemiştim ama aldığım cevap yine kocaman bir sessizlikti.

"Burada olmana şaşırdım." En sonunda bir cümle kurabildiğimde hafif bir tebessüm etti ve kürk kabanının yakasını düzeltti.

"Bende seni beklemiyordum." Dediğinde kaşlarım çatıldı. Beni beklemiyorsa Marino'ya gelmiş oluyordu ve bu kadın Marino'yu nereden tanıyordu? Hem de gecenin bu saatinde buraya gelecek kadar yakından tanıyordu. Yutkundum ve Marino'ya döndüm, onun bakışları ise benim üzerimdeydi. Sözsüz kısa bakışmamızın ardından karşımdaki kadına doğru bakışlarımı çevirdim.

"Neden buradasın?" bu sorumdan memnun olmamıştı ama yine de yanıtlamıştı.

"Marino ile konuşmak için gelmiştim, seni sormama gerek yok sanırım?" diyerek bana iğneleyici bir tavır sergilerken yerimde huzursuzca kıpırdandım.

"Ne istiyorsun?" Marino'nun sert sesi kulaklarıma dolduğunda sesindeki soğuklukla içim buz gibi olmuştu.

"Sadece duyduklarım doğru mu diye sormak için gelmiştim ama doğruymuş. Bunu görerek doğruladım." İkisinin arasında geçen konuşmayla kendimi yabancı hissetmiştim. Bilmediğim bir konu hakkında konuşuyorlardı ya da hatırlamadığım..

"Bu hakkı sana kim verdi bilmiyorum, fakat gördüğüne göre gidebilirsin. Hayatına devam et Beatrice! Geçmiş geçmişte kaldı, kimse de bunu sorgulamasın." Yüzündeki renk Marino'nun bu cümlesi ile solarken yutkundu ve başını salladı.

"Buraya bu saatte gelmenin başka bir anlamı varsa bunun sonucunun felaket olacağını biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum ama başka bir anlamı yok Marino.." ben tutunduğum bu sessizlikle birlikte olanları anlamaya çalışıyordum pekte başarılı olamamıştım. Araya girmekte istemiyordum, çünkü Marino'nun göğsü öfkeyle inip kalkıyordu ve buna rağmen sakin konuşabiliyordu.

"Gördüğüne göre, gidebilirsin."

"Üzgünüm Marino.. Olayların bu kadar üzeceğini bilemezdim. Bu saatte gelmemin sebebi ise artık kimsenin hayatının tehlikeye girmemesini istemem, zaten daha fazla kalmayacağım arkadaşım dışarda bekliyor. Hoşça kalın." Bize arkasını döndüğünde gözlerim kısıldı, kafam daha fazla karışmıştı.

"Ah bu arada" diyerek bize yeniden döndü ve mırıldandı.

"Babama dikkat edersin, çünkü biliyor." Diyerek gittiğinde derin bir nefes verdim.

"Hiçbir şey anlamadım. Beatrice seni nereden biliyor? Benimle neden o şekilde konuştu hiç anlamadım. Bir şeyleri hatırlamadığım için yine olaylara yabancı kaldım." Dediğimde bakışlarımda yan taraftan dışarı kaydı. Beatrice bir arabaya binip artık iyice gözden kaybolurken Marino koltuğun oraya doğru ilerledi ve bende onu takip ederek yanına oturdum.

"Onu nereden tanıyorsun?" ikimizin dudaklarından aynı anda aynı soru dökülürken gülmüştüm.

"Söyle kızıl." İlk benim söylememi isterken kısa bir soluk bırakıp yeniden derin bir nefes aldım.

"Kafeye gelmişti, geçen sene sürekli geliyordu. Daha sonrasında gelmemeye başladı ama kafeye geldiği zaman en az iki saat otururdu. Genellikle bilgisayarı ile ilgilenir ve dosyalarla ilgilenirdi."

Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1|Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang