25~WOOSAN

380 38 59
                                    

San gözünden düşen yaşlara aldırmadan zili çalıyor, bir yandan da kırarcasına kapıya vuruyordu. Kapıyı açan Sunmi'ye baktı. Sunmi kapıdan çekilince San içeri girdi. Hiçbir şey demiyordu, sadece ağlıyordu San.

"Odasında."

San Sunmi'nin sözüyle koşarak merdivenleri çıktı. Wooyoung'un odasının kapısını açtı. Wooyoung sırtını yatak başlığına yaslamış, kafası önüne eğik öylece oturuyordu.

"Noona, yemek yemek istemiyoru-"

Wooyoung kafasını kaldırdığında karşısında ablasını görmeyi beklerken sevgilisi dikiliyordu.
San hıçkırıklarını tutamamış ve Wooyoung'a koşup sarılmıştı. Wooyoung'un gözleri doldu. San öğrenmişti belli ki.

"Wooyoung..."

San cümlesinin devamını getirecek gücü bulamamış hıçkırıkları şiddetlenmişti.

Wooyoung San'a sarıldı. San Wooyoung'un yanaklarını kavradı; gözlerine, dudaklarına, yanaklarına, burnuna, yüzünün her yerine, boynuna ufak öpücüklerini sıraladı. Gözyaşları durmak bilmiyordu.

"Ç-çok korktum Wooyoung..."

San tekrar Wooyoung'a sarıldı. Wooyoung ses çıkarmıyordu, çok kırgın ve yorgundu. San sonunda biraz sakinleşince ıslak yüzünü sildi ve titrek sesiyle konuştu.

"Neden bu haldesin Wooyoung, neden bana hiçbir şey söylemedin?"

"Yakışmıyorum. Yanına yakışmıyorum, haklılar... Bir işe yaramazım. Ben insanların canını sıkmaktan problem yaratmaktan, bir fazlalıktan başka bir şey değilim. Sadece vicdan azabı çekiyorsun değil mi. Beni sevmiyorsun değil mi San?"

San tüm vücudunun titrediğini ve nefesinin kesildiğini hissetti. Sevdiği adam ona inanmıyordu, sevdiği adam ona güvenmiyordu.

"Cevap bile vermiyorsun. Öyle değil mi!"

Wooyoung San'ın yakalarını yakaladı. Çok kırgın, aldatılmış ve iğrenç hissediyordu. Hırçın ruhu tıpkı bir okyanus gibi içinde dalgalarıyla her an başka bir denizciyi öldürüyor, koskoca bir boşluk bırakıyordu.

"Wooyoung, bana hiç güvendin mi?"

Wooyoung böyle bir soru beklemiyordu, şaşkındı.

"N-ne saçmalıyorsun?"

"Bana hiç güvendin mi Wooyoung!"

Wooyoung susmuştu bu sefer.

"Seni seviyorum diyorum Wooyoung! Neden bana inanmıyorsun. Sana acımam Wooyoung, sen benim diğer yarımsın, nasıl böyle düşünürsün? Hiç mi güvenmedin bana Wooyoung?"

San'ın sesi son sözlerinde titrerken Wooyoung gözyaşlarını bıraktı, sanın yakalarındaki elleri gevşedi.

"Korktum Wooyoung, sana bir şey oldu diye çok korktum. Ben senin yaşaman için ölümü bile göze alacak kadar çok severken seni. Bana hiç mi güvenmedin?"

Wooyoung cevap veremedi içindeki okyanusta dalgalar alçalırken bir denizci kafasını sudan çıkardı, yapayalnız, koskoca okyanusun ortasında elinden tutacak birinsini bekleyen bir denizci.

San burukça gülümsedi.

"Güvenmedin değil mi? Bana güvenseydin inanırdın. Bana güvenseydin bana anlatırdın. Eğer bana gerçekten güvenseydin Wooyoung seni gerçekten sevdiğimi anlardın, seni görünüşün için değil sen olduğun için sevdiğimi anlardın. Sana iyi hissettirmiyorsam, ben önemli değilim ama sana zarar veriyorsa ne anlamı var?"

Wooyoung boğazının ağrıdığını hissetti. Yutkundu ama bu berbat acı geçmek bilmiyordu.

San yavaşça ayağa kalktı ve gözyaşlarını sildi.

"Bitirelim."

Ve San onun cevabını bile beklemeden çıktı odadan. Wooyoung'un dudaklarından yüksek sesli bir hıçkırık döküldü. Sorumlusu kendisiydi, San'ı suçlayamazdı. Sorumlusu Wooyoung'du.

O okyanusun ortasındaki yapayalnız denizci haykırdı, sesini duyacak birisini aradı. Ama elde ettiği şey koca bir boşluktu...

____________________WOOSAN____________________

Finaldi, ANGST olmasını ben de beklemiyordum okuduğunuz için teşekkü-

KANDJENFJAHDJSDJWJDHWJDHWJDHWJEJFBWJHDJWIDDMSKDHEJWJFHMEJFHWJFJEHFJWKOEFJMSKHEJWJDNFJWOQEMFIDUWNWWJDHRWKWHDNEKIWHDKW

OFF NASIL AYIRDIM AMA İKİSİNİ YA

AMA KORKMAYIN AŞKLARIM ANGST FALAN DEĞİL AZICIK EKŞIN GEREKLİYDİ

HER AN ANGST DE OLABİLİR

VEEEEEEEEEEE LİM YOUNGMİN'İN GERİ DÖNÜŞÜ SAYESİNDE MORALİM HİÇ OLMADIĞI KADAR MÜTÜŞMEL BU YÜZDEN SİZE YB GÖNDERDİM 🌸🥺❤

WOOSAN'LA KALIN ❤🌈

'°•~Say you love me...

Famous~WoosanTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon