onüç

252 33 1
                                    

"Bu kaykayı da borcuna ekliyorum"dedi Reki. Kaykayı alırken "sanırım sonsuza kadar bu dükkanda çalışıcam" dedim. Langa kaykayından inerek yanıma geldi.

"Sağlaksan şu ayağına öne al ve bu şekilde kaykaya bin." Yemyeşil çimenlerin içinde duran kaykaya aynı Langa'nın dediği gibi bindim.

Bindiğimde denge sorunları yaşasam da en sonunda kaykaya düzgünce binebilmiştim.

Etraf bir sürü kaykay ve paten süren kişilerle doluydu. Ben sadece köşede dengede durmaya çalışan ve kaykay sürmek için iki kişi gereken biri olarak kalmıştım.

"Dengede durmak ilkte zor olsa da hemen alışabileceğin bir şey"

Kaykayın üzerinde durmaya çalışmak gerçekten de zordu. Daha önce bisiklet dışında küçük aletlere hiç binmemiştim bu yüzden işimi biraz zorlaştırıyordu.

3 yıllık kaykay oyuncusu olsam da oyun ve gerçeklik arasında çok fark vardı. En büyük sorun dengeydi. Ne yapmam gerektiğini biliyordum ama dengem yüzünden yapmaya cesaret bulamıyordum.

"Oluyor sanırım"

"Bayan sarhoş sonunda birşeyler başarıyor"

"Evet başarıyorum ve bana bir daha öyle seslenirsen bu kaykayı kafanda kırarım"

Reki gülümsedi. "Bayan sarhoştan bayan öfkeye terfi ettiniz tebrikler" Kaykaya alıştığım için düşerim korkusunun yok olmasıyla ellerimi rahat bırakarak kaykayda durmaya ve sallandırarak çalışmaya devam ederken arkamızda birinin geldiğini ayak seslerinden anlamıştım.

Miya tekrardan gelmişti. Sanırsam bir müşteriden çok arkadaştı. "Bay kedicik gelmiş" Reki'nin söylediği üstüne bir an boşluğuma geldiğinden yüksek sesle gülmüştüm. Langa arkada kıkırdıyordu.

"Sana şu lakapları bırakmanı söylemiştim domates kafalı"

"Lakapları komik" dedim gülümseyerek. Bana bakarak "sana söylemediği sürece" diye cevap verdi. "Evet.." dedim. "Sanırım öyle"

still living # miya chinenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin