"Orospu çocuğunun tekisin!" diye öfkeyle bağırdığımda üstüme eğildi sinirle.

"Ben mi?!" diye yüzüme bağırdığında hafif korkuyla gözlerine baktım. Çok öfkeliydi ve beni oldukça korkutmaya başlamışt. Belli etmemeye çalışıyordum.. "Ben mi?!" Sesinin tüm yurtta yankılandığına yemin edebilirdim.

"İnsanlar uyuyordur, kes sesini." dedim dişlerimin arasından. Odanın yalıtımı çok iyiydi ama yine de bizi rezil etmesinden korkuyordum.

"Kestirt!" diye bağırdı bu sefer de. Kaşlarım çatıldığında biraz daha girdi dibime. "Engel ol, hadi!" Elimi kaldırıp yüzüne tokadı geçirdim. Saçı yüzüne dağılırken yüzü hafif sağa döndü ve sesi kesildi. Nefes nefese ona baktım.

"Benimle böyle konuşma hakkına sahip değilsin." dedim öfke ve kırgınlıkla. "Ben sana hiçbir şey yapmadım. Hiçbir şey Dylan. Sen ise mahfettin beni. Hakkın var mı şimdi bana bağırmaya?" Bana çevirdi tekrar başını. Gözlerindeki öfke dinmemişti ama şimdi bağırmıyordu. Galiba istediği gibi sesini kesmeyi başarabilmiştim.

"Yok." dediğinde başımı salladım, bir şeyleri artık anlamaya başlaması çok ilginçti.. "Ama seni bir daha o çocuğun yanında görmeyeceğim." Derin bir nefes çektim içime.

"Karışamazsın." dediğimde yüzünü biraz daha dibime soktu. Tekrar öfkelenmeye başlıyordu.

"Ne yapamazmışım?" İnatla gözlerine bakmaya devam ettim.

"Karışa..." Eliyle sertçe çenemi kavrayıp dudaklarını dudaklarıma bastırdığında gözlerim şokla açıldı. Benin onu itmeye izin vermeden aralık dudaklarımı öpmeye başladı.

Şokumdan kurtuldum ve kendime küfrede küfrede gözlerimi kapatıp içimdeki duygularla karşılık vermeye başladığımda üstüme eğdi bedenini, tamamen yatağa uzanmak zorunda kaldım. Onu çok özlemiştim. Kahretsin ki çok özlemiştim ve dokunuşuna hasrettim.

Üstüme çıkıp bacaklarımın arasına girip kendini bana bastırdığında inlememek için elime saçlarına çıkartıp saçlarını çekiştirdim. Boştaki kolumu alıp boynuna bıraktığında yavaşça iki kolumu boynuna sardım. Aralıksız öptüğü dudaklarımızı ayırıp tutku dolu öpücüğünü boynuma kaydırdı.

Tekrar doğrulup seri bir hamleyle yatakta onu altıma aldım ve üstüne çıktım, kasıklarına oturdum yavaşça. Üstüne eğildim ve öpüşmeye devam ettik. Dudaklarımızı ayırdığında ellerini belime yerleştirirken nefes nefese gözlerimizi kapalı tuttuk. Gözlerimi açıp gözlerine baktım. Onu istiyordum. Şimdi.

"Yapalım hadi." dediğimde anlatmaya çalıştığım şeyle karnının kasıldığını hissettim, gözlerini açıp gözlerine baktı. Hâlâ o kadar öfkeliydi ki gergin vücudunu hissedebiliyordum. İkimizin de kalkmış aletleri pantalonumuzun üstünden birbirine çarpıyordu.

Şokla, "Ne?" diye fısıldadı. Galiba onunla sevişmek istediğimi anlamıştı.

"Yat benimle." dediğimde gözlerime bakmaya devam etti. Hiç ilkte alta geçecek bir tip değildim ama Dylan şuan o kadar sert bakıyordu ki altıma geçmeyi asla kabul etmezdi. Ve benim şuan sevişmeye, onu hissetmeye ihtiyacım vardı. Gerginliğimi o yaratmıştı ve yine sadece o çekebilirdi üstümden.

"Emin misin?"

"Dylan ya sen yaparsın ya da ben yaparım." dedim gözlerine kararlılıkla bakarken.

"Öfkeliyim, canını yakarım." Kalbim heyecan ve korkuyla çarparken yüzüne bakmaya devam ettim.

"Kıyamazsın." dedim inatla. Gözleri yumuşadı.

"Ağlatarak sikerim seni." dediğinde sertçe yutkundum. Çok öfkeliydi hâlâ ve muhtemelen sevişirken atacaktı öfkesini. Benim üzerimden.

"İlkimde hayvan gibi mi davranacaksın bana?" Gözlerini kırpıştırırken afallamasını izledim. Galiba ilkimin ona gideceğini yeni kavrıyordu. "O zaman alta sen geç." dediğimde gözlerime bakmaya devam etti. Belimden tutarak beni tekrar yatakta altına aldığında gözlerine baktım.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now