Giriş

335 26 10
                                    

Bölüm şarkısı: Mavi- ben sende yandım

Bazı anların ağırlığını ömür boyu omuzlarımızda taşırız, bazı kötü anılar ve bu anıların yaşandığı yerler hep aklımızdadır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bazı anların ağırlığını ömür boyu omuzlarımızda taşırız, bazı kötü anılar ve bu anıların yaşandığı yerler hep aklımızdadır. Ne zaman evden çıksam, okula gitsem ve sonra çalışmaya gitsem her yerde, her sokakta o kötü anılar peşimi bırakmıyor.

Bir yağmur damlasında, bir şarkıda, bir fotoğraf karesinde, bir kıyafette, bir odada, bir sokakta ve bir şehirde. Hepsinde biriken kötü anılar zihnimin her yerini kurcalıyor, hepsi yeniden yaşanmış gibi etrafımda dolanıyordu.

Bu şehir, ben doğduğumdan beri anılarıma sahiplik eden şehir bir süre sonra benim için kabusa dönüştü. Herkes her şeyi biliyor, ela gözler, tanıdık araba sesleri, papatyalar ve dahası.

Ama artık dayanamadığınız noktaya geldiğinizde, bazen uzaklaşmanın en iyisi olduğunu anlarsınız ve ben şu anda uzaklaşmanın bile yetemeyeceği bir noktadayım. Bu yüzden asla dönmemek üzere bu şehri terk ediyorum.

Farklı bir şehir, tanımadığım insanlar, farklı bir yağmur, farklı kıyafetler ve farklı odalar. Hepsi değişiyor. Nerede bile olduğunu bilmediğim bir yere sanki son şansım buymuş gibi güveniyorum.

İki seçenek var ya daha iyisi olur ya da daha da kötüsü.

Beni bekleyen seçenek ne tam olarak bilmiyorum. Belki hayatım daha iyiye gidecek ama şunu biliyorum ki ben hep en kötüsü, daha kötüsü olmaya devam ediyorum ve gün geçtikçe bedenimi saran umutsuzluk, çaresizlik ve yalnızlık hissi sonumu getiriyor.

Pek bilinmedik, ufak bir kasabaya gitmeye karar verdiğimde aklımdan ne geçiyordu bilmiyorum. Belki sadece unutmak istemişimdir.

Ville Froide. Çoğu kişi tarafından soğuk olarak bilindiği için pek tercih edilmeyen bir kasaba. Ben ise belki kalbimdeki soğuktan daha soğuktur diye burayı seçtim.

Yolculuğun sonunda, trenden indiğimde buranın gerçekten soğuk olduğunu fark ettim. Bu şehirde en çok dikkatimi çeken şey şuydu: burası ne kadar soğuk olursa olsun şehre sadece yılda bir kez kar yağardı ve kar aylarca erimezdi.

Nedenini bilmediğim şekilde bu bana ilgi çekici gelmişti, sanki gerçek olamayacakmış gibiydi...

Kasaba meydanına doğru yürürken aklımı kurcalayan birkaç şey vardı. Birincisi, bu yerde en fazla 600 kişi yaşıyor olmasına rağmen neden bu kadar gürültülü olduğuydu, ikincisi ise kasabanın sanki farklı bir yerden fırlamış gibi gözükmesiydi.

Hayır farklı bir yerden değil, farklı bir zamandan. Kasabasının etrafı ormanla çevriliydi ve bu buraya sanki korunması gereken bir yermiş gibi bir hava katıyordu. Kasabadaki evler en fazla 3 katlıyı ve eski görünümlerine rağmen çok güzel bir enerjileri vardı.

Meydanda büyük bir çeşme vardı ve etrafı dükkanlarla kaplıydı, şirin bir kafe, ufak bir manav, birkaç kırtasiye ve benzer şeylerle dolu bu kasaba kışın soğuk ayazına rağmen garip bir şekilde içimi ısıtmıştı.

Gölgelerin SesiWhere stories live. Discover now