s i x .

604 46 1
                                    


Korkunç bir çığlık gecenin sessizliğini yırtarken, Alastor Moody'nin yüzünde mimik bile oynamadı.

Deneyimli Seherbaz savaşın başından beri gördüğü sayısız caniliği, acımasızlık ve nefretin izlerini o kadar görmeye alışmıştı ki yanındaki aceminin titreyişi bile içinde en ufak ısıya neden olmadı. 

İçindeki son ısı, Lord Voldemort gözleri önünde bir bebeği katlettiğinde soğuk evrenin soğuğuna kafa tutmaya kalkan ruhunu terk etmiş; savaşın, belki de hayatının sonuna kadar asla ona dönmeyeceğini ilan etmişti.

Eski anıları hatırlarsınız ya, bazen mutluluk bir an içinizi doldurur, dudaklarınızı iki kenara çekiştirir geçmişinizin tozlanmış hatıraları. Bazen yumruklarınızı öfkeyle sıkar, bazense soğuk nefret vücudunuzu diğer tüm duygulardan arındırıp tamamen kendi kontrolünüze sunar. Alastor için sonuncudan başka bir duygu oluşturan anılar Gringotts goblinlerinin bile beceremeyeceği düzeyde saklanmış, asla açılmayacak hale gelene kadar kilitlenmişti.

Seherbazın kulaklarında çınlayan çığlık kararlı adımlarını da kesememişti. Elinde asası, Colchester'ın en dış kısımlarında, yağmurun kokusunun hala burunları doldurduğu çimenlikte yürürken gözleri çevreyi dikkatle gözlüyor, karanlığın içindeki en ufak harekete karşı tetikte bekliyordu. Sağ elindeki asasını devasa eve çevirirken, bahçe duvarlarını biraz uzatmaları için tüm ekip arkadaşlarına işaret edip kapıya yürüdü.

İçeriden gelen çığlıklardan çok rahatsız olduğunu belli eden biraz daha acemi bir Seherbaz, yanına çabuk adımlarla geldiğinde elini kaldırıp kapıya asasıyla üç kere vurdu. Kapının üstünde sihir hayat buldu, ufak bir kuyruğa benzer bir şekle sahip olan beyaz ışık evin içini gezdi. Alastor ışığın fark edilip yok edildiğini hissetmeden önce, içeride beş kişiyi sayabilmişti.

"En az beş kişi, tahmini sekiz ya da dokuz kişi var. Sıkı bir çarpışmaya hazır olun baylar." kapıya doğru asasını hızla savurduğunda ahşap kapının menteşeleri direnemedi bile. Kapı uçarken içeriden gelen bağırışları o da duyuyordu.

"Seherbazlar!"

"Kaçın! Değmez!"

Elbette, bağrışmaların bitmesini beklemeyeceklerdi. Seherbazların hızlı adımları ve daha da hızlı lanetleri bir bir Ölüm Yiyenlere doğru ilerlerken, Lord Voldemort'un köleleri de boş değildi. Öldüren Lanetler, bazen sesli bazen sessiz, iki tarafın asalarından da uçarken Alastor kendine ilk patlayıcı lanetinin ardından iyi bir siper bulmuştu. Kaosun içinde kimse siperdeki birinin çıkma zamanlamasını ölçmüyordu tabii, güvendeydi. 

Tüm Seherbazlara bunu öğretseler keşke, içinden geçen cümleydi en acemi olanları bir öldüren lanetle kapıdan dışarı uçarken. Alastor intikamı almakta gecikmese de, intikam almakla olacak iş değildi.

Ölüm Yiyenler ne kadar ilginç derecede fazla direnseler de, dokuza iki kaldıklarında sonunda pes etmişlerdi. İki Ölüm Yiyen'in bilekleri sihirli kelepçelerle bağlanırken, Alastor üst kata adımlamış, çığlıkların kaynağını arıyordu.

İlk girdiği oda, aynı ikinci ve üçüncüsü gibi, boştu. Dördüncü odanın bir yatak odası olduğunu fark ederek her yerini arama kararı aldı. Bu saatte olan bir saldırıda buralarda yakalanmış olabilirlerdi. "Soldan ilk üç oda temiz, dördüncüyü arıyorum." Aşağıya seslenişini takiben eğildi.

Yatağın altı boştu. Doğrulup yavaşça dolaba yöneldi. 

Sol tarafı boştu. Asasını nispeten altta tutmuş olsa da, ikili kısmı açarken asasını kaldırıp dolaptan uzaklaştı. Hızlı bir bilek hareketiyle asasını hareket ettirdi, orta kısım açıldı.

darkside ⍭ james potterWhere stories live. Discover now