0.5- soon you'll get better

Start from the beginning
                                    

Louis onun odadan çıkışını bile izleyemedi, gözleri hâlâ az önce oturduğu koltuktaydı. Dediği hiçbir şeyi anlamamıştı, nereye gittiğini bilmiyordu, ilk gidişi olmadığı için umrunda değildi.

Saniyeler sonra kendisine geldiğinde ne yapacağını bilmeyerek başını tekrar makinelerin olduğu tarafa çevirdiğinde onu yeniden görmüştü.

Camın önündeki mermere kalçasını yaslamış, kollarını birbirine dolamış, çatık kaşlarıyla kendisine bakıyordu. Alışıldığın aksine sessizdi, hiçbir şey söylemiyordu ve ne kadar bunu kendisine itiraf etmek istemese de bu hali, normalinden çok daha ürkütücüydü.

Bir süre sonra kapı tekrar açıldı, başını gelen doktora ve peşindeki eski sevgilisine çevirdi Louis. Az öncekine kıyasla artık daha net görüyor ve duyabiliyordu. Bunu yanına gelen doktorun "Merhaba," diye konuşmaya girmesinden anlamıştı. Kadın, hemen yatağın yanındaki makinelere baktıktan sonra vücudundaki yaraları kontrol ederken hem Louis'ye hem Harry'ye yönelik konuşuyordu. Harry ilgiyle dinleyip ne yaptığını odaklanarak izlese de Louis bakışlarını tavana sabitlemişti, hiçbiri umrunda değildi.

"İyi görünüyorsunuz Bay Tomlinson. Uyanmanıza çok çok sevindim, uzun süredir sizi burada misafir ediyoruz ama böyle giderse çok yakında olmasa da bir süre sonra çıkabileceğinizi söyleyebilirim." dedi kontrolleri bitirip uzaklaşırken. Louis'nin odağını kendisine çekemediği için "Beni anlayabiliyorsunuz, değil mi?" diye sorma gereği duymuştu.

Louis bir şey söylemeden gözlerini ona dikti, ortada sözlü hiçbir şey olmasa da doktor bunun bir onaylama olduğunu bildiği için devam etmişti. "Harika. Durumunuz hakkında bilgi isterseniz..." Hem Louis'ye hem de o anlamazsa diye Harry'ye doğru konuşuyordu. "Dikişler neredeyse kapanmaya başlamış bile. Dün bacağınızdaki kırığın durumuna bakmıştık, ona yaklaşık bir hafta daha verebilirim. Bandajların altları da bu akşam kontrol edilecek. Buradan sonra beslenmenize de dikkat etmeye devam ederseniz fiziksel olarak bizi endişelendirebilecek bir şey yok. Olanları hatırlıyor musunuz Bay Tomlinson? Bir şey söylemek zorunda değilsiniz, gözlerini kırpıştırmanız yeterli."

Louis, aslında isterse dudağındaki ufak dikişe rağmen konuşabilirdi ama bunu istemediği için gözlerini yavaşça kapayıp açtığında kadın başını anladığını belirtircesine sallamıştı. Louis o an bunu istememişti; istemeyerek de olsa hayatta kalmıştı, böyle bir ihtimal varken olanları hatırlamamak en iyisi olurdu ama şansı bu sefer de onu yüz üstü bırakıp her şeyi hatırlamasını sağlamıştı.

"Olanlar için çok üzgünüz Bay Tomlinson. Hayatta olmanız gerçekten mucize, çok güçlü olduğunuzu söylemek isteriz."

"Çok teşekkürler." diye Harry Louis'nin yerine konuştuğunda Louis'nin gözlerini onu bulsa ve aralarında garip bir bakışma geçse bile Louis onu umursamadan tekrar doktora döndü. Tek bir kelime söylemek için ağzını hafifçe araladı, konuşmak için aldığı nefesi anında göğsünde sıkışıp kalınca bir süre bekledi, saniyeler sonra tekrar denemişti. "Niall." Niall'ı aramam lazım, haber vermem lazım, endişelenmiştir diye eklemek istese de tek söyleyebildiği bu olmuştu.

"Niall sana da bana da kıyafet getirmek için eve gitti Louis." diye atladı tekrar Harry. Louis de bu sefer dönmek istemediği için doktora bakarken onu dinliyordu. "Merak etme, buradaydı, hiç gitmedi ama bir saat önce gidip gelmek üzere ayrılmak zorunda kaldı. Üç haftadır-"

"Üç mü?"

Louis'nin aniden sormasıyla Harry ne yapacağını bilemeyerek kaldığında "Evet Bay Tomlinson." diye araya girdi doktor. "Tam üç hafta önce bugün buraya geldiniz. Biraz daha burada kalmanız lazım, sonrasında çıkıp çıkamayacağınızı değerlendireceğiz."

Louis, sırtı yatakla birleşmiş gibi hissederken kesinlikle daha fazla burada kalmak istemiyordu. İtiraz etmek ya da sorgulamak istesede bunun için henüz gücü olmadığından susmakla yetindi, gözlerini kırpıştırarak onayladı. Doktor da geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra odadan çıkıp gitmişti.

Başını tekrar cama, konuşma boyunca doktorun arkasından kendisine bakan ona çevirdi Louis. Hiçbir şey söylemeden durması sinirlerini bozuyordu, şimdiye kadar susmasını istemiş olsa da bu çok daha fazla rahatsız ediciydi.

Harry yatağın kenarına oturup sargılı elini elleri arasına aldı. Louis ne yaptığını anlamak için ona baktığında gülümsemiş ve dolmaya başlayan gözlerini kırpıştırmıştı. "Niall az önce mesaj attı, yoldaymış, merak etme. Kaza yapman hepimizi çok yıprattı Louis... Çok korktuk. İyi olduğun için çok mutluyum."

Kaza olduğunu sanıyorlar.

Bütün gücünü vererek ellerini ayırdı Louis. Bir şey söylemek istemiyordu, gitmesini istiyordu. Niall'ı istiyordu. Gergindi, arkadaşının kendisine sarılmasını istiyordu. Veda bile etmeden gitmeye kalktığı için özür dilemek istiyordu.

Harry şu an görmek istediği en son kişi bile değildi. Belki hiç cevap vermesem gider diye düşündü. Uzamış saçları aşırı derece gözüne batıyordu.

"Louis, bak-"

Harry, onun tavrından konuşmak istemediğini anlayarak bir şeyler söylemek istediğinde Louis onu "Sus." diyerek durdurdu. Gözlerini kapadı, yavaşca derin bir nefes aldı ve tekrarladı. "Sus."

"Uyuyacak mısın? Yastığını düzelteyim mi? Rahat mısın? Yatağını kaldıra-"

Louis'nin sağlam elini kaldırmasıyla sustu Harry. Louis'nin gücü olsaydı o eli kesinlikle yumruk şeklinde, suratında yerini bulurdu ve bu şekilde susmasını sağlardı. En kötü ihtimalle bağırır çağırır ve odadan kovardı ama hiçbir şey yapamadı. Anlık olarak susmasından fırsat bularak tekrar uyumaya hazırlandı. Günlerdir, hatta haftalardır uyuyor olmasına rağmen hâlâ uykusu vardı, yorgundu -aslında yorgunluk yeni bir şey değildi- ve bu yüzden Niall gelene kadar bilinçli olarak uyumak istiyordu.

Harry de daha fazla üstelemek istemeyerek yataktan kalkıp tekrar koltuğuna otururken "Endişelenme." diye mırıldandı. "Yakında daha iyi olacaksın, her şey düzelecek."

Lost His Mind || Larry Where stories live. Discover now