|1|

20.4K 642 365
                                    

"Güzelim salıncakta sallanmak ister misin?" diyen Buluta gülümsedim ve koşarak salıncağın birine bindim. Bulut da beni sallamaya başladı. Arkamızdan "Bak nasıl da romantikler. Sen hiç öyle misin Atlas?" diye Atlasa yakınan Doğuya göz devirdim.

Atlas, Doğunun ensesine bir kere geçirerek "Ulan geri zekalı onlar sevgili!" dedi. Doğu dudağını büzerek "Biz değil miyiz aşkım?" diye sordu. Gözlerini bile doldurmuştu. Dokunsan ağlayacak kıvamda şuan.

Salıncakta sallanırken Doğuya seslendim. "Doğu hani sen benim sevgilimdin?" Doğu sırıtarak Buluta bakarken bana cevap verdi "Tabi ılgaz aşkım. Ben seni hiç aldatır mıyım? Aldatırsam ahan da bu Atlas beni sik-" diye devam ediyordu ki Atlas gene Doğunun ensesine yapıştırdı.

"Şimdi ben seni sikicem göreceksin. Kız var lan bir daha küfür etme!" diye sinirle soludu. Doğu küçük çocuklar gibi başını öne eğip "Sanki sen küfür etmedin." dedi ve koşarak parktan uzaklaştı. Atlas da 'bu iflah olmaz' bakışlarıyla kaçan Doğuya baktı.

Ben gülerek kollarımı açtım ve kendimi özgür hissetmeye çalıştım. Sevgilimin ve arkadaşlarımın yanında zaten özgürdüm ki ben.

Bulut salıncağı durdurduğun da bende indim. Elimi eline kenetleyen sevgilime gülümseyerek baktım. Kolumda ki saate baktığımda saat ikiyi gösteriyordu.

Buluta dönüp "Ben artık gideyim babamı biliyorsun." dedim. Sevgiyle bakan yeşil gözleri direk koyulaştı. Sinirlenmişti. Beni o adamın evine götürmek istemiyordu biliyordum.

Doğu koşarak yanımıza geldiğinde mavilerim onu buldu. Bulut ile kilitlenen ellerimize bakıp kaşlarını çattı. "Elini tutuğuna göre gidiyorsun?" dedi sorarcasına.

Atlas da sinirliydi kasılan çenesinden anlamıştım. Doğuya dönüp kafamı salladım. Bulut güven verircesine elimi sıktı ve "Yarın ilk işin bizi aramak tamam mı?" dedi. Yarın hafta sonuydu ve benim çıkma yasağım olduğu için onları göremeyecektim.

Kafamı sallayarak "Tamam Bulutum." dedim. Ona Bulutum diye seslenmemi çok seviyordu. Bende onu mutlu etmeyi seviyordum.

Kaşlarımı çatarak "Eray niye gelmedi onu da görmüş olur-" sözüm, birinin beni belimden tutup döndürmesiyle kesildi. Tokam saçımdan çıkması ile kalçamın biraz daha aşağısındaki saçlarım savrulmaya başladı.

Erayın beni yere indirmesiyle saçlarımı düzeltip hemen ona sarıldım. "Prensesim beni mi özlemiş?" diyerek o da kollarını belime sardı. Kafamı sallayarak onu onayladım.

Ayrıldığımız da, bulut ayrılan ellerimizi tekrar birleştirdi. "Evet tam olduğumuza göre hadi gidip rapunzeli kuleye bırakalım." diye önden yürümeye başladı Doğu. Rapunzel hikayesinden alıntı yaparak hapsedildiğim kule yani evime bırakacaklardı beni.

Bulutun elinden elimi ayırıp saçımı tekrar topuz yaptım. Bulut ise bana üzgün bir şekilde bakıyordu. Gülümsedim, gülümsemesi için.

"Yav üzülmeyin alt tarafı iki gün görüşmeyeceğiz." dedim ortalarına girerek. Tatlı tatlı onlara bakıyordum. Hepsinin yüzü asıktı. Çünkü o aileyi kimse sevmiyordu.

Evime gelene kadar kimse konuşmadı herkes susup yola odaklandı. Evin karşısındaki araba dikkatimi çekmişti. Siyah bir BMW'ydi ve acayip güzeldi.

Buluta dönüp "Annenler mi geldi?" diye sordum. Beril, Bulutun annesiydi. Babasının ismi ise Barandı. 3 B'li bir aile. Beril teyze ve Baran amca beni çok severlerdi anne ve baba sevgisini tattırmışlardı bana. Bulut gilin durumu iyiydi benim ailenin durumu gibi değildi. Onun için mutluydum.

Bulut arabaya bakarak kafasını olumsuz anlamda salladı. Diğerleri de kaşlarını çatmış arabaya bakıyorlardı.

Sevecen sesimle "Neyse muhtemelen bizimkilerin misafiridir. Hadi ben gidiyorum." diyerek Bulut sona kalacak şekilde sarıldım. Sıra Buluta gelince bana dikkatlice sarıldı.

RapunzelWhere stories live. Discover now