Bölüm

49 10 0
                                    

Annesini çok sevdiğini söyleyen babasının göz göre göre onu dört duvar arasına terk edişinde sevginin çokta güvenilir bir duygu olmadığını kazımıştı zihnine ve yadırgamadı Kemali. Gülmeyi unutmuş çehresi kabullendi hemen.

-Bu insana güvenip sana ulaşmasına izin verdiğim için beni affet abla.

- Senin Bi suçun yok. Susalım mı Elif konuşmayalım.

Mahcup gözleriyle yatağına çekildi Elif. O kadar çok güveniyordu ki ona ablasını değil üzmek incinir diye dokunamazdı bile. Sanki bugün buraya gelen adam bambaşka biri idi. Nefret doluyordu içine, kendini bile unuttu bu sahnede kala kalan ablasına acımaktan.

Abdestini aldı Esma, her zamanki köşesinde özenle duran seccadesini serdi ve secde etti Rabbine. Tüm acılarını bırakıyor, unutuyordu sanki... Kabullendi , razı oldu verilene, duasına sarıldı ürkekçe. Dua dua yalvardı tek güvendiğine. Özenle topladığı seccadesini kullanım ömrü çoktan dolmuş seyyar bacaklı masanın üzerine kaldırdı.

Uykusuna yenik düşmüş Elifin baş ucuna gelerek saçlarını okşadı ve belki de en çok onun çaresizliğine ve kendisinin bişey yapamayışına yandı. Dalıp gittiği buhrandan onu kapıya vuran o ses çıkardı :

-uyudunuz mu?

Usulca kalktı Esma acıyla doğrulduğu yerden. Bir gün önce yağlayıp gıcırdamasına engel olduğu kapının kulpuna sessizce uzandı.

-Gel Selcan Anne.

-Yemek getirdim sana

-Sağolasın, anlarsa kızmasın sana

-Ölü gibi uyuyor yine anlamaz bişey.

-Zaten yarın kızgınlığı serinler. Doğruyu söyleyip emrini yerine getireceğim.

-Emin misin kızım.

-Şu halimize bak. Elden ne gelir.

-En azından yaşına yakın anlaşırsın belki. Şu sabi napsın nerden gördüler kızı melun insanlar.

-Bir çaresine bakacağım. Şart koşacağım, kardeşimi de alıp gideceğim.

-Duam sizinle, elimden bişey gelse yapacağım bilirsin.

-Bilirim ana. Allah razı olsun.

Gözlerini devirdi kapıya Selcan Ana, birbirine tutturduğu ellerini ovuşlamayı bırakıp çıktı kapıdan.
Kendi kızları gibi severdi onları, evlat hasreti ile yanan yüreğini onların yüreğinde söndürmeye çalışırdı. Şimdi kayıp gidecekti yuvadan ikiside.       Acıdan da öte bir his belirdi sanki tüm uzuvlarında, yaktı gecti bir an. Onlarla daha bir katlanır oluyordu bu ev, onlarsız ne yapardı bilemiyordu. Derin düşünceleri  Murtaza Beyin horlama sesine karıştı ve usulca yattı yatağına.

Sabahın ışıkları gözüne çarpan Elif yatağının kıyısında uyuyakalmış olan ablasına seslendi.
-Ablaaa.. Abla.

Sağ kolunun üzerine yatırdığı başını zor bela kaldırmaya çalışırken bir yandan da uyuşmuş vücudunu toparlamaya çalışıyordu Esma.
- Saat kaç.

-7.30

-Çok şükür. Hadi hazırlanıp çıkalım, geç kalmayalım.

SAPAN Donde viven las historias. Descúbrelo ahora