Bölüm 31: Minnet

2.1K 311 104
                                    

Sürpriiz!!! Bu kadar erken beklemiyordunuz değil mi? Şahsen ben de beklemiyordum! Tüm öykü tamamlanıyor, bütün sır açığa çıkıyor!

Keyifli okumalar, dilerim hoşunuza gider!

😊💕😊💕😊💕😊💕

Nezir ile İbriz'in bir türlü başlamayan konuşması içeri giren kişiyle bir kez daha kesintiye uğramıştı. Ağır ağır attığı bir kaç adımla yürüyüşünü odanın ortasında sonlandıran adam:

"Merhaba İbriz," diye selâmladı genç kadını. Ellerini ceketinin önünde kavuşturmuş, iki yana açtığı ayaklarının üstünde kule gibi güvenle yükselmişti. 

Sesindeki tını Nezir'in de yattığı yerden doğrulmasına neden oldu ve keskin gözleri kendisinden belki de bir iki yaş büyük adamın yüzünü bulduğunda ise karısına yönelmiş bakışlarda okuduklarından hiç hoşlanmadı. Buraya kadar anlattıklarımdan anlaşılacağı üzere Nezir inatçı ve ketum bir adamdı Sevgili Okur. Duygularını sakladığı gibi başkalarınınkiyle de pek ilgilenmezdi. Fakat o anda karısının tam karşısında dikilmiş yabancının gözlerinden akan ilgi, şefkat ve nasıl demeli aşk, evet aşk onu tam yüreğinden vurmuş, derinden sarsmış ve ciğerlerini dağlaya dağlaya kül etmişti.  

İbriz ise geçmişin sisleri arasından yeniden vücut bulup da önünde belirmiş bir hayaletle karşılaşmış gibi donmuş kalmıştı. Ağacı, çiçeği, böceği, toprağı, kokusu, havası, köyü ve 17 yaşı hepsi şu beklenmedik ziyaretçinin peşinden içeri dalmıştı sanki. Az önce çalan kapı sebebiyle geriye döndürdüğü bedeninin duruşunu düzelterek iliştiği yatağın kenarından yavaşça ayağa kalktı, gür kirpikleri mavi gözleri üstünde titreşti, dudakları tereddütle aralandı ve nihayetinde:

"Hoş geldin," diyebildi. "Cesur Abi."

Diline hükmetmeyi başarmıştı belki ama zihni çoktan anılar denizine dalmış gitmişti. 

****

İbriz saatlerdir dibine çöktüğü divanın dibinden: "Çekil!" diye gürlediğini duydu aşinası olduğu bir sesin.  Cesur gelmiş olmalıydı, Cesur onu kurtarmaya gelmiş olmalıydı! Bu düşüncenin verdiği umutla güç belâ titreyen bacaklarının üstünde doğrulduğu sırada şiddetli bir tekmeyle savrularak açıldı kilitli oda kapısı ve tıpkı tahmin ettiği gibi içeri daldı Cesur, arkasından da yengeler, kuzenler, yanaşmalar ve diğerleri. 

Genç adam bir anlığına durduğu yerden keskin gözleriyle baştan aşağı süzdü genç kızı ve herhangi bir zarara (henüz) uğramadığını görmenin verdiği ferahlamayla hızla ilerledi, narin bileğinden yakaladı: "Hadi," dedi şefkatle, güvenle, az önce gürleyen sanki o değilmişçesine, "gidiyoruz."

"Cesur, yapma!" diye öne atıldı bu sırada en büyük analığı genç adamın. "Büyük olay çıkar!"

"Karışma!" diye kükredi Cesur. "Açılın!"

 Odayı dolduran kalabalık ikiye ayrıldı, bir elinde tüfeği, diğer elinde İbriz'in narin bileği çıktı evden Cesur. Kimse ama hiç kimse geleceğin ağasına karşı gelmeye cesaret edememişti, bundan sonra her ne olacaksa ağalar arasında olacaktı. 

***

İbriz başını yataktaki kocasından yana çevirdi: "Cesur Abi," diye açıkladı görmeyen gözlerle. "Amcamın oğlu."

Sonra Cesur'a döndü: "Nezir, eşim." Hâlâ bir şey gördüğü yoktu.

İki adam başlarıyla selâmlaştılar. 

TEMİZLİKÇİ PRENSES (SEVGİLİ OKUR SERİSİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin