Sadece durdum.
Bir adım attı bana doğru. Dizlerimin üstünde birleştirdiğim ellerimi sıktım. "Aç mısın?" diye bir soru sorduğunda pek kendimde sayılmazdım. Elindeki havluyu oturduğum yerin tam yanına bıraktı. Nemli saçları gözlerimi alırken ona nefes bile almadan bakıyordum. Gözlerimde ki, bakışlarımdaki anlamı anlıyor muydu?
Eli yeniden saçlarına giderek parmaklarını ıslak tutamları arasına daldırıp karıştırdı. Bunu yapmasıyla birkaç adım ötesinde duran bana, daha çok yüzüme sıçrayan su damlalarıyla yakınıma geldiğinden beri tuttuğum nefesimi bıraktım.
O az önce nemli saçlarındaki suyu yüzüme mi sıçratmıştı?
Bunu bilerek yapmıştı. Dudaklarındaki belirgin hin ifadesi bunu belli ediyordu. Bilerek yapmıştı.
Dizime bastırdım ellerimden birini kaldırıp şaşkınca yüzümde ıslanan bir noktaya götürürken, o yüzünde kendini koruyan hin sırıtışıyla, "Chaeyoung," dedi. "Sana mı geldi?"
Adımı bu kadar güzel söylersen hiçbir şey yolunda gitmez ama.
Bir de üstüne numaradan bilerek yapmamış gibi bir tavır takındığında dudaklarım şaşkınca aralanmıştı. Çünkü anlayamıyordum. Şu an ne yapmaya çalışıyordu? Yüzümde ki elimi tekrar dizlerime indirdim.
Jeon Jungkook, malum kazadan sonra kafatasını bir yerlere çarpıp, ters etki ederek bana iyi davranmaya başlamıştı, evet. Fakat bazı anlamsız hareketlerinde bir gram değişim olmamıştı.
"Chaeyoung," dediğinde gözlerimi kırpıştırdım. Hangi ara bu kadar yaklaşmıştı bana? Oturduğum için ondan fazlaca alçak kalmış ve üzerime doğru eğilmesine sebebiyet vermiştim. Bu hiç ama hiç iyi olmamıştı. Neredeyse göz hizama gelen çıplak göğsü. Oraya kaymamak için direnen gözlerim ve saniyeler içinde çenemi tutan parmakları.
Şu an halis miydi?
Kendine geldiğinde konuşalım Chaeyoung.
Bir eli çenemi sabitlerken, diğer elinin baş parmağı yüzümün belirli yerlerine dokunmaya başladı. Tenim alev alıyordu. Kalbimin atış hızı o kadar fazlaydı ki bu mesafeden bile duyulacağına neredeyse emindim.
"Önce yüzünü bir silelim."
Ne yani şu an yaptığı yüzümü silmek miydi? Neden, evde peçeteler, havlular mı bitmişti? Parmaklar ne zamandan beri kurulama görevi üstleniyordu?
Oh... Oh! Bir bu adam yüzünden kafayı yemediğimiz kalmıştı o da oldu Chaeyoung!
Yanağımda, alnımda, burnumun ucunda, çenemde ve en sonunda dudağımın kenarında gezdi parmağı. İyi mi hissettiriyordu farkında değildim çünkü bütün hücrelerim uyuşmuştu.
Bunu kesmeliydi! Acilen yüzümde gezinen parmaklarını durdurması gerekiyordu. Ama o sanki düşüncelerimi duyuyormuş gibi tezat bir şekilde kırdığı dizini az önce havluyu bıraktığı yerin hemen yanına konumladı. Oturduğum yerde beni kafese almıştı. Üzerime geldikçe nefes almak için gerilemek istiyordum fakat bunu yaparsam sırt üstü yatağa uzanırım ve o da benim üstüme çıkar diye korkmuyor değildim.
Tanrı aşkına bornozluydu!
Aklından geçenler benim hayal gücüme sığmıyor Chaeyoung. Senden de kocanın o mükemmel libidosundan umarım ölmeyiz.
"Yemek," dedim konuşmayı yeni öğrenmişcesine zorlukla. "Yemek yiyelim mi?"
Yüzümde ki eli kayarak boynumla kulağım altında ki yeri buldu. Baş parmağı hala yanağımın üzerinde geziyordu. Bu beni heyecanladırmaktan çok rahatlattı. O da sanki rahatlamamı ister gibi yapmıştı bunu.
ESTÁS LEYENDO
Enough for You
FanfictionJeon Jungkook; sen benim karşılaştığım en güzel ihtimal, yaşadığım en acı tecrübeydin. [ Jeon Jungkook & Park Chaeyoung ] ©leroswia | 230821
―changing expressions
Comenzar desde el principio
