KARANLIĞIN BEKÇİSİ

TANITIM-3

Oktay'ın çalışma odama girmesi ile düşüncelerimi bir kenara bıraktım.

''Abi, oğlunuzun yeni bakıcısını buldum.''dedi. Merakla ''İçeri al. 'dedim. Ve içeri aldığı kız saf ve masum görüntüsü ile dünyamı alt üst etmişti. Allah'ım, ben böyle bir güzelliği ömrümde hiç görmedim. Siyah, kıvırcık saçlarını dağınık topuz etmişti. Kot bir şort, üstüne beyaz atlet ve atletin üstüne sağ omzu açıkta kalan mavi bir ceket giymişti. Ne diyeceğimi şaşırmış bir şekilde ona bakıyordum. Siyah gözleri, gözlerime kenetlenmişti.

''Adın ne?''dedim sert bir tonla. Çekingence bana bakarken parmakları ile oynuyordu. Gözlerini gözlerimden çekmeden ''Deniz''dedi. O an o güzel ismi de kulaklarımda melodi çalıyordu. Sesi çok güzeldi. Daha fazla bir şey sormadan ''İşe alındın.''dedim. Zaten Oktay'ın onu incelemeden yanıma getirmeyeceğinden emindim. Kızın yanından geçerken burnumu saran kokusu ile tam yanında durdum. Kulağına eğilip ''Dikkat et, eğer bir hata yaparsan ölürsün.''dedim. Kız başını eğerken sağlam adımlarla odadan çıktım.

Oktay kızı odasına yerleştirdikten sonra yanıma gelmişti. Ben de siyah kot pantolon, siyah yakası yırtık bir tişört ve siyah deri ceketimi giyip merdivenlerden koşar adım iniyordum. Oktay nefes nefese bana günün bilgisini vermeye başladı.

''Abi, bugün pek bir şey olmadı. Ama tek önemli şey ruthless cephesinden birkaç genç sınırı geçmeye çalışmışlar.''dedi. Olduğum yerde durup ona bir bakış attım.

''Bizimkiler, gençleri indirmişler abi. 'dediğin de gülümsedim. İyi, gözdağı verilmiş oldu. Bir daha cesaret bile edemezler sınır geçmeye. Siyah, üstü açık cipe binip şehri dolaşmaya başladım. Beni görenler hazır ola geçiyordu.  İnsanlar çalışıyordu. Metris de ki bara geldiğim de eğlenenlerin yanından geçip kendi köşeme kuruldum. Burada ki her semti ben isimlendirmiştim. Bir yere sahip olmak çok güzel bir şeydi. İnanın bana.