Sezin'in ailesi onu bu halde görürse kızacaklarını bildiğinden kendi evlerine getirmişti onu. Hem zaten ailesine Melek'in evinde kalacağını söylemişti, yalanı ortaya çıkmamalıydı.

Kızı uyandırmadan kucağına alıp evine gitti. Zar zor kapıyı açtığında annesiyle karşılaştı. Uykudan yeni uyandığı belli olan kadın, "Hırsız geldi sandım." diye mırıldandı. Kapı tıkırtılarına uyanmıştı. "Hem bu hal ne, hani Şahin'de kalacaktın oğlum?"

"Anne Sezin uyuyor." diye fısıldayarak konuştu.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır, sarhoş. Ailesi kızar bu halde görürse, bizde kalsın bu gece." Kadın sitem edercesine baktı oğluna.

"Onu yatır yatağına, sen salonda uyu." Utku kafasını sallayıp odasına ilerledi. Sezin'i yatağa yatırıp üstündeki montu ve ayakkabıyı çıkardı. Üstüne pikeyi örtüp mışıl mışıl uyuyan kızın alnına bir öpücük kondurdu.

Odadan çıktığında annesi ona koltuğu hazırlamış, ayakta bekliyordu. "Bu yaptığın ne Utku?" diye sordu üzgün sesiyle. "Bize yalan söyle, haber vermeden kafana göre davran diye mi öğrettik biz sana?"

Sezin'e karşı olan vicdan sızısı şimdi annesinin söyledikleriyle daha da katlanmıştı. Utançla özür dilediğinde annesi şimdilik çok üstelemeden yatak odasına gitmişti. Hesabının yarın sorulacağo belliydi.

Utku kendini koltuğa atıp gözlerini kapattı ama o kadar boktan hissediyordu ki bir türlü uyuyamamıştı. Bir saatin sonunda telefonunu alıp Saffet'e yazdı.

Utku
Uyuyor musun

Mesaj gelmediğinde uyuyor olduğunu düşündü. Oradan çıkıp Emre'ye yazdı.

Utku
Bizim eve geldik
Haberiniz olsun

Emre
Biz de Şahin'e geçiyoruz
Sezin nasıl

Utku
Uyudu

Emre
Olay ne

Utku
Boşver

Emre
Niye

Utku
Kafam çok karışık Emre
Ne yapacağımı bilmiyorum

Emre
Bunu adam akıllı oturup konuşalım

Utku
Tamam
İyi geceler

Emre
İyi geceler

Tam da bu sırada Saffet'ten mesaj geldi

Saffet
Noldu

Utku
Müsait misin

Saffet
Uyumak üzereydim

Utku
Buluşsak

Saffet
Şimdi mi

Utku
Evet
Olmaz mı

Saffet
Bekle
Sizin oradaki pizzacının oraya gel

Utku
Geliyorum

Evden çıkıp 10 dakika yürüyerek ara sokakta Saffet'i beklemeye başladı. Saffet'in evi uzak olduğundan gelmesine biraz beklemişti.

Saffet Utku'nun moralinin bozuk olduğunu saniyesinde anlamıştı. "Noldu cano, sıkıntı mı var?" diye sordu meraklı bakışlarla. Utku bir şey demeden kollarını Saffet'e sardığında Saffet afallamıştı. İlk başta ne yapacağını bilemeyerek put gibi dikilse de sonrasında o da kollarını Utku'ya sardı. Ne olduğunu anlayamıyordu.

"Bu son." dedi güçlü çıkarmaya çalıştığı sesiyle. "Son kez bugün görüşmüş, konuşmuş olalım. Bir daha olmasın Saffet, tamam mı?" Bunları söylerken yüzüne bile bakamıyordu.

"Neden?"

"Böyleyken Sezin'le olmuyor. Kendime çeki düzen vermem lazım."

"Sezin'le zaten olmuyor." dedi Saffet geri çekilerek. "Niye bu kadar zorluyorsun?"

"Hayır, oluyor. Oluyordu. Şimdi senin yüzünden-" Sustu. Devamını getirmedi.

"Benim yüzümden?" dedi Saffet, devam etmesi için. Saffet'in yakışıklı suratına baktı. Hislerini itiraf etmeli miydi?

"Önemi yok." dedi. "Görüşmeyelim. İstemiyorum artık."

"Sen bilirsin." Utku aldığı cevapla en doğru kararı verdiğini bir kez daha anladı. Saffet ona gitme demezdi, hiçbir zaman demeyecekti. Bunun beklentisine bile girmemişti ama böyle söylemesi de zoruna gitmişti.

"Senin için her şey böyle işte. Bu kadar basit." dedi sinirlenerek.

"Senin için basit olmasaydı bu kadar kolay söyler miydin peki?" dedi Saffet de onun dikine giderek. "Zoruna giden ne?"

"Sen. Zoruma giden sensin."

"Zoruna giden ben değilim. İstediğin iki şeyin aynı anda olmayışı."

"Alakası bile yok."

"Hiçbir gerçeği kafana ben sokamam. Göremiyorsan yapacak bir şey yok, benim de üstüne diyecek lafım yok. Eyvallah, dediğini anladım. Haydi hoşçakal." Her şeyi söyleyip arkasını döndüğünde Utku tişörtünden yakalayıp onu durdurdu.

"Bu kadar umursamaz bir orospu çocuğu olduğun için senden nefret ediyorum." dedi tiksintiyle. Bir şeylerin kıvılcımı var diye düşünmüştü. Buradan kinle değil de üzüntüyle ayrılır sanıyordu Utku. Şimdi Saffet'e sadece kin duymuştu.

"Bana orospu çocuğu diyemezsin." dedi Saffet. "Artık götünü sikmiyorum, laflarına dikkat et."

Utku sinirle Saffet'in üstüne yürüyüp bir yumruk attığında Saffet'in sadece suratı sağa dönmüştü. Dişlerini birbirine bastırıp ellerini yumruk haline getirdi. Etkilenmemişti bile bu yumruktan ama sinirlenmişti. Yumruğunu sıkarak Utku'ya baktı. Karşısındakinin gözleri dolmuştu, karanlıkta sokak lambasının ışığıyla yıldız gibi parıldıyordu. Saffet o masum bakışları gördüğünde siniri karadeliğe gömüldü.

"Senin gözünde bu kadar ucuz olduğumu bildiğim için söylemesi bu kadar basitti." diye mırıldandı Utku. "Senin uğruna ne yaparsam yapayım beni sadece sikilecek biri olarak göreceksin çünkü."

"Başka ne olarak görebilirim ki seni?" dedi. Utku onun canını acıyorsa o da kendine bunu hak olarak görmüştü. "Daha doğrusu, sen beni ne olarak gördün?"

Utku karşısındaki acımasız adamın gözlerinin içine baktı. Söylemek istediği tonlarca şey vardı ama hepsini yuttu.

"Bir de sevgilin varken beni ne olarak görmüş olabilirsin ki? Çok sevdiğin, aşık olduğun kız varken?"

"Görmedim zaten. Artık gereğin yok."

Saffet sırıttı. "Senin hiç olmadı zaten." diyerek son darbeyi kendisi yaptığında Utku bir şey diyememişti. Arkasını dönüp uzaklaşan Saffet olmuştu.

Fakat ikisi de diğerinin en az kendisi kadar kalbinin kırıldığının farkında değildi.

BELA (GAY)Where stories live. Discover now