"Şuraya çanta koymuştum."dedi Kutay. "Alıp gelicem yavrum in sen.."

Uygar uykudan titrerken soğukla iç geçirdi ve adımladı okul bahçesine aşağıdaki valizleri almak üzere bagaj sırasına geçerken.

Kutay'ın yorgun lacivertleri Kaan'ın alayla tebessüm eden mavilerine dikildiğinde Kutay bir baş selamı verdi. "İyi geceler Kaan."dedi Kutay bakışlarını kaçırıp.

"İyi mi?"dedi Kaan burukça. "Sence bir..Konuşmayı hak etmiyor muyum?"

"Bak.."dedi Kutay yutkunup. "Sen çok sevimli bir çocuksun ve iyi birisin."dedi Kutay oğlanın omzunu dostane bir tavırla sıkarken. "Çok eğlencelisin, sempatiksin ve bence beni dünyada en motive eden insansın. Senin için elimden geleni ardımda koymayacağım."

Kutay okul bahçesini gösterdi. "Geziye gitmeden önce bu bahçede otobüsü beklerken bir söz verdim sana. Seni ne pahasına olursa olsun korurum belalılarından. Çünkü söz verdim..."

Kaan burun çekip omuz silkerken "Yanımdan kaçarak mı söz tutacaksın?"diye fısıldadı. "Arkadaş olmak istemiyorsun çünkü baş belası küçük bir çocuk geldim sana..."

"Ya öyle değil."dedi Kutay derin bir nefes verip. "Hem ben bi olaya daha karışırsam okuldan atılacağım malum. Emin ol Kenan ve Kaan'a söyleyeceğim."dedi Kutay kaş çatıp. "Senin için orada olacaklar ve asla yalnız.."

"Kenan ve Kaan'ın yardımını istesem."dedi Kaan mavileriyle lacivertlere sitemli bir bakış yollarken. "Onların yanına giderdim yardım için. Ama ben sana güvendim ve sana bir derdimi döktüm. Keşke başından söyleseydin aptal ve saçma bir çocuk için zamanın olmad..."

"Zaten kavga edemem diyorum Kaan?"dedi Kutay kendine hırslanan oğlana sinirle bakarken. "Öyle ya da böyle Kaan ve Kenan ilgilenecek dedim...."

"Gerek yok."dedi Kaan yutkunup. "Ben zahmet vermeyeyim sana. Çünkü görmek için bahane aradığım Kaan ve Kenan değil.."

"Ne?"

"Senin bahanen okuldan önce Uygar."diye fısıldadı Kaan. "O kızıyor diye elini çekiyorsun benden. Ben de diyorum ki. Benim bahanem de sensin; Kaan ve Kenan değil."

"S-Sen ne diyorsun oğlum."dedi Kutay sinirle. "Ben sana o anlamda..."

"Önemi yok."diye fısıldadı Kaan burun çekip. "Herkes beni kırar hep zaten. Herkes gibi sen de istemeyeceksin beni..."

"Kaan oğlum sen ne di.."

"Ben kimseler seni istemiyor diye ...Kimsenin istemediği birini en iyi Kutay anlar diye düşünmüştüm."diye fısıldadı Kaan sulanan mavileriyle. "Birbirimize ilaç oluruz sanmıştım..Kafamda..Kurmuştum."

"Sen ne saç.."

"Elveda."dedi Kaan sitemle. "Seni tanımak güzeldi, her şey için sağol."

"Kaan sikerim tribini!"dedi Kutay hırsla. 

"Sözünü tutmak zorunda değilsin Kutay."diye yanıtladı yumuşak bir hıçkırıkla Kaan. "Alışkınım ben..."

"Ben. Verdiğim. Her sözü..Tutarım!"diye gürledi Kutay ve beynine dolan seslerle yeniden bir arabada kilitli hissediyordu.

Sıcakta.

Ya da banyo fayansı üzerinde baygınca yatarken suratına inen kemerin soğuk çeliği ile...kanıyor hissediyordu.

"Adam ol sözünü tut lan!"diye gürledi ayyaş.

"Sözünü tutamayan adam mı olur!"

Tekele gidip babasına bir şişe bira daha almak için oyalanan Kutay sadece televizyonda bir programı beş dakika daha izlemek istemişti.

Son PerdeDove le storie prendono vita. Scoprilo ora