» resolutions

13.7K 1K 2.2K
                                    

final

5| İlla dudaklarını dolduracak bir şey istiyorsan buradayım

Bazı günler diğerlerinden biraz farklı olur. Uyanırken hissedersiniz bunu. Gözünüzün açıldığı o an puslu görüntü saniyeler içinde netleşir ya hani, işte tam o noktada göğsünüzün ortasına oturur bu his. Küçük bir çocukken bayram sabahlarına uyanmak gibi. Okulun tatil olacağını bilerek gidilecek karne günü gibi. Özel bir gün gibi. İnsanların birçok anlam yüklediği ama aslında son derece sıradan olan o gün gibi.

İşte bazı günler, üzerlerine yüklenen hiçbir anlam olmasa dahi yine de anlamlı gelir. Farklı. Gözünüzü bir başka açarsınız. Her şey aynıdır ama o his ayrı. Heyecan boğazınızdan yükselir. Kalbiniz daha hızlı atarken sanki hemen şimdi kalkmazsanız bir şeyleri kaçıracakmışsınız gibi gelir. Sanki yetişmeniz gereken bir trene geç kalıyormuşsunuz gibi. Yetişmeniz imkansız olsa da arkasından biraz koşmak istersiniz. Pişmanlık duymamak için gösterilecek bir çaba gibi. Denemek gibi.

Gibi.

Gibi.

Gibi.

Yoongi gözlerini açtığında böyle hissediyordu. Gibilerle doluydu. Boş bir mideyle uyuduğu için tatsız bir duygu karnının ortasındaydı ama konu bu değildi. Konu ne kadar acıktığı veya kahvaltıya yetişip yetişemediği değildi.

Konu, hemen yanından gelen hafif kokuydu mesela. Bir çiçek bahçesinde gibi hissettiren saçların burnunu huylandırmasıydı. Beline sarılmış kolun kendisine yaptığı hafif ağırlıktı. Göğsüne yaslanmış başın tatlı hissiyatıydı.

Kalbini olması gerekenden daha hızlı attıran bir şey vardı.

Çok uzun zamandır içinde tuttuğu bir şey.

Yoongi odanın içine giren kış güneşinin, kolları arasındaki bedene nasıl çarptığına baktı. Gözünü böyle bir tabloya açmanın değerini ölçebileceğini sanmıyordu. Her zaman küçük ve narin görünen o beden şimdi dağınık saçlarıyla yanında uyuyordu. Dolgun dudakları hafif aralık kalmış, belli belirsiz bir salya Yoongi'nin tişörtüne akmıştı. Üzerlerindeki yorgan görünürlerde olmadığına göre muhtemelen yerdeydi ve Jimin tamamen açıkta kalan bedenini onun üzerine taşımaktan çekinmemişti. Üstte kalan bacağını Yoongi'nin bacakları arasına sokarken diğerini kırıp geriye doğru atmış, yatağın yarısından çoğunu kaplarken ona sarılmaktan vazgeçmemişti.

Yoongi uyku sersemi esnerken kendisinin bile farkına varmadığı tatlı bir tebessüm dudaklarındaki yerini aldı ve uyuşmuş kolunu Jimin'in boynunun altından çekmemek için büyük çaba sarf etti. Bunu yaparken bir yandan da diğer eliyle küçüğünün açılan tişörtünü indirmeye çalışıyordu.

Jimin hareketlendiğinde ve dudaklarını açıp kapatarak kaşlarını çattığında Yoongi kalbinin şiştiğini hissetti. O hayati değer taşıyan organ sanki bir anda atmayı bıraktı ve kocaman olarak tüm içini kapladı.

Nasıl ayrı kalabilmişlerdi?

Bunca zaman nasıl uzak durabilmişlerdi?

İç çekerken memnun olması gerektiğini hatırlattı kendine. Ne olmuşsa olmuştu artık. Geçmişi ve verdikleri kararları değiştirme şansları yoktu. Bu yüzden o Youtube kanalıyla iletişime geçtiği ve Jimin'le kendisini birlikte konuk almalarını teklif ettiği için hissettiği pişmanlık çoktan uçup gitmişti. Yoongi ilk başta Jimin'den gizli ve izinsiz böyle bir işe kalkıştığı için çok suçlu hissediyordu ama o gün; karşısında, dairesinin sınırları içinde Jimin'i yeniden gördüğünde suçluluk namına tek bir düşünce bile kalmamıştı. Sadece plana odaklanmak ve röportaj sırasında hala aşık olduğunu dile getirmeyi düşlüyordu. Jimin gergin bir şekilde yanında otururken o içten içe kendini cesaretlendirmeye çalışıyordu.

perspective : yoonmin ✓Where stories live. Discover now