Köstekli saat

23 5 6
                                    

Bokuto her kes gibi sıradan biriydi.Ya da kendisi böyle düşünüyordu.Kendi yaşında olan insanlar gibi bir şeyleri
sevmeye çalışıyor,ve bu sevgisini yalnız yaşamak yerine biriyle paylaşmak,sevincini bölüşmek istiyordu.

Fakat kendisinin düşüncelerinin aksine hiç kimse onunla arkadaş olmak istemiyordu.Bokuto kendisini bildi bileli insanlar ondan kaçmış,hatta Bokuto yakınlarında olduğunda bile onun hakkında dedikodu yapmaktan  çekinmemişlerdi bile.
Bokutonun hobisi ilginç şeylere sevgi göstermekti.Ve bu ilginç şeyler hayaletler,vampirler,kurtadamlar ve daha bir çok hayal edilmesi zor şeylerdi.

Her kes olmasa da belki de 10 kişiden 3-ü böyle şeylere merak salardı,değil mi?

Fakat Bokuto öyle değildi.

Her şey daha Bokuto küçükken başlamıştı.

Apartmandakı yan komşusunun,çocuğunun,hatta okuldaki öğretmeninin bile Bokuto hakkında tek bir fikri vardı.

Bokuto hiç kimsenin kendi tabiriyle gözle göremediği,diğerlerinin ise katiyyen görmedikleri arkadaşlarıyla
konuşuyordu çocukken.
Komşu çocuğu oyun parkının orada görmüştü olayı ve fazla dayanmadan gidip her şeyi ailesine,aynı apartmanda arkadaş oldukları komşu çocuklarına anlatmış,bunları her kese yetiştirmişti.

Bokuto sadece elindeki saate bakıyor gülerek onunla konuşuyordu.Her zaman yaptığı şeydi bu. Her gün okuldan eve döner neşeyle öğretmenin anlattığı şeyleri nasıl anladığını anlatır,yemekte ne yediğini anlatırdı.

“Biliyor musun Charlie-san?Bugün annem kırmızı bir hırka giymişti”
...
“Evet ,evet daha yeni aldığı olan.Babam onun çok güzel göründüğünü söyledi.Anneme ben de babamın
söylediğini görünce biraz kıskandım ama sonra annemin yanına gidip”Çok güzel görünüyorsunuz annecim” dedim o da benim yanağımdan öptü”
...
“Tabi ki annemin beni öpmesini seviyorum”
“Aaa bak Charlie-san,bu bizim yan komşunun çocuğu.Bir ara bize gelmişlerdi ama ben çabucak odama
gelmiştim.Hatırlıyor musun size de söylemiştim evde bir çocuk var diye.Bak bu çocuk işte o.Annem söylemişti onunla arkadaş ola bilirmişim diye.Hadi gidip ona kendimi tanıtayım belki daha sonra seninle de tanışmak ister”
...
“Hayır hayır annemi üzmek istemem.Ayrıca baksana güçlü bir çocuğa benziyor.Belki birlikte araba yarıştırırız ya da birlikte oyunlar oynarız”
...
“Hayır sen de tanışmak zorundasın,çünkü sen benim arkadaşımsın”

Bokuto paytak paytak adımlarla diğer çocuğun yanına gitmiş onun yüzüne bakarak gülümseme bahşetmişti
karşındakine.

İsminin Kazuma olduğunu öğrendiği çocuk da ona sıcacık yaklaşmıştı.Yeni başlayan arkadaşlıkları çok iyi
gidiyordu.

Ta ki tam tamına 5 dakika sona Bokutonun”Benim sahip olduğum ilk arkadaş değilsin ama sana benim ilk
arkadaşım olan Charlie-sanı göstere bilirim.Kendimin çocukluktan beri sahip olduğum tek arkadaşım.İstersen
seninle de arkadaş ola bilir.İşte Charlie-san” demesine kadar

Kazuma bir önündeki çocuğa bir de elindeki köstekli saate bakmıştıBabasının ona verdiği dedesinden kalma köstekli saat,eski zamanlara ait müzik çalar(ki,bu da kendisine dedesinden kalmaydı)onun konuşmaya başladıktan sonra tek sırdaşları olmuştu.

O küçük masum çocukken sırlarını bölüştüğü “arkadaşlını”komşu çocuğuyla tanıştırmak istese de çocuk
karşısında saatle konuşan Bokutoyu görünce ağlayarak annesine gitmiş,o zamandan beri de hep uzak kaçmıştı
ondan.

Ve böylece zor zamanlar başlamıştı Bokuto için.

Bokuto ailesinin bile bazen ona üzüldüğünü,onunla konuşmaya çalışmaklarını anlıyordu.Annesi ve babası durumdan ilk başta hoşnut olmamalarını belli etmek istemeseler de zamanla insanların oğullarına farklı davranmalarından rahatsız olmaya başlamışlardı.

Dandelions |Bokuaka|Where stories live. Discover now