BÖLÜM 5

13 0 0
                                    




"Abi! Yakalayamıyorum ben seni ya! Yeter ajancılık oynamayalım."

"Hadi yakala, çok eğlenceli bak! Silahın da var. Ajansın sen hızlı koş biraz. Hızlı koşamıyorsan aklını kullan, ajanlar öyle yapar."

"Yoruldum ben aklımı kullanamam şu an."

"Başladın yine mızlamaya, ağlayacaksan oynamayalım güzelim."

"Güzelim deme bana."

  Abimle oynadığımız ajancılık oyunları. Çok severdi zekasını kullanıyor olmayı. Beni de katardı ve beni ajan kendini delil bırakan bir suçlu yapardı. Delilleri bulmamı isterdi.

  Annemizi öldürenlerin içine sızacakmışım. Hah!

  "Küçükken oynadığımız ajan oyunlarını hatırlıyor musun?"

  "Evet."

  "Bu sefer kaçan ben değilim. Ama kovalayan sen olacaksın Tenedos. Seni Ekip denilen topluluğun içine sızdıracağım. Yapman gerekenleri yaptığında da ortada Ekip falan kalmamış olacak. Annemizin kanı o şerefsizlerin elinde Ada. Biz, beraberce intikam alacağız onlardan."

  Abim ne anlatıyordu? Genelde ben konuşurken anlaşılmayan kişi olurdum. Şu an abimdi ve asla anlamıyordum. Oyun kuruyor yine kendi kendine. "Abi, ne diyorsun sen?" Gerçekten anlamadığımı anca böyle ifade edebilirdim herhalde. "İntikamımızı diyorum. Beraber alacağız."

  "Abi ne intikamı, benim annemi kim neden öldürsün? Ekip ne? Neyden bahsediyorsun ve bütün bunları bana neden anlatıyorsun?" dedim. Hala bir anlam kazanamayan bu konuşma uzadıkça uzuyordu. "Annemin zamanında babamla adı aynı şirkette geçmiş Ada. Şirketi sen hatırlamazsın ama ben hatırlıyorum. İyi para yediren bir şirkete girmişlerdi. İlk babam girip sonra annemi de kadroya aldırmıştı. Sen küçüktün. O şirket çok parlak günler geçirirken birden çöktü. Çalışanları bir bir çıkarmaya başladılar. Orda çalışan birçok eleman da ortalıktan kayboldu. Annem korktu. İstifa ettiler. Çok geçmeden Babamla boşandılar. Söylenenlere göre Ekip bu şirkete ters düşmüştü ve şirketi elemanlarıyla beraber düşürmeye başladı. Ama resmiyette yakalanmaları imkansız tabi. Halka başka bahaneler yansıtıldı. Ama gerçekte işin altında Ekip yatıyordu. Annemizi ve zamanında bulunmayan diğer elemanları da sırayla bulup öldürüyorlar Ada."

  "Abi, ben, biz ne yapabiliriz? Biz kimiz Allah aşkına? Ne anlatıyorsun? Nerden biliyorsun bunları? Anneme ne oldu, neden öldü? Bana düzgün bir şeyler söyle. Anlamıyorum dediklerini." Dedim onu dinledikten sonra. Resmen boş gözlerle onu dinlerken kafamın çok yorulduğunu hissettim.

  "Biz son iki senemizi boş geçirmedik Tenedos. Sandığından daha güçlüyüz. Her şeyi hatırlayacaksın. Ve intikamımızı alacağız."

  "Ne intikamından bahsediyorsun bilmiyorum ama evet her şeyi hatırlayacağım. Ve anneme ne olduğunu da öğreneceğim."

  "Ben sana anlatırım." Dedi. Ne anlatacaktı? Duymaya hazır mıydım? Ya da yine saçmalayacak mıydı? Bilmediğim cevaplar beni darlarken abime boş bakıp tamam anlamına gelen bir sessizlik yaratmış olacaktım ki, abim konuştu. "Hastanedeydi. Hastalığı ilerlediği için yatırmışlardı hastaneye. İlaçları değiştirilmiş. Hastaneye dava açmaya çalıştık fakat değiştiren kişi hastanenin elemanı değilmiş. Gizli girmiş ve görünmeden çıkmış. Hala arıyorlar." Dedi. Kim neden anneme bunu yapardı? Bilmediğim geçmişte daha neler olmuştu? 

  "Kim bunlar ve neden şirket çalışanlarını öldürüyorlar?" Dedim son nefesimi verir gibi. Yorulmuştum. Bu saçmalıklar beni yormuştu. "Bunları zamanla öğreneceksin. Şimdi anlamsız gelen her şeye karşı savaşacağız hatırladığında."

EKSİKWhere stories live. Discover now