33

38 6 80
                                    

sadece geceleri buluşanlar, dinlemeden bizi konuşanlar... ♡

uzun bir bölüm bırakıp kaçıyorum. size keyifli okumalar.

05*********: yeşil gözlü çocuğa gülümsedin.

05*********: onunla mı sevgilisin?

Deniz'in esprisine hepimiz gülerken bir yandan da çaylarımızı içiyorduk. Öğle molasında yine kantindeydik ve yeni tanıştığımız arkadaşlarla sohbet eğlenceli ilerliyordu.

"Şu gelen kim? Yakışıklıymış." bakışlarımı Lale'nin işaret ettiği yöne çevirince, masamıza yaklaşan ve doğrudan Yağız'a bakan, Enis'le karşılaştım.

Rahatsızca yerimde kıpırdanıp geriye yaslandım. Onu görmezden gelmek iyi geliyordu, yanımıza gelmese olmaz mıydı?

"Merhaba gençler, nasılsınız?" karşıma oturduğunda ortada oturduğum için kendime kızdım. Kalkıp gitmek için birkaç kişiyi kaldırmam gerekiyordu. Kimseyi rahatsız edesim yoktu hem de Enis için.

Pekâlâ.

Benim gitmeme gerek yoktu.

O gitmeliydi.

"İyi, Enes miydi?" Yağız'a alayla gülümseyerek gözlerini bana ardından çocuğa dikti.

"Enis'ti. Karıştırmazsın artık bence." Yağız kaşlarını kaldırarak Lale'ye baktı.

"Ben Lale." Lale'nin eline bir süre baksa da sonunda ayıp olmasın diye elini sıkmayı akıl edebilmişti.

"Enis."

"Bu da Su."

Lale beni de tanıtınca Enis gülümsemeyi kesti. Yüzüme dikkatlice bakıyordu. Morarmış göz altlarında birkaç saniye oyalanan gözlerimi ondan çektim ve telefonuma çevirdim.

Belki giderdi.

Bildirim çubuğundan az önce attığı mesajları okudum.

Hâlâ sevgilimin kim olduğunu arıyordu. Gerçekten nasıl bu kadar düşüncesizdi anlayamıyordum.

Masadaki gülüşlerin ve akan sohbetin aksine ikimiz de tek kelime etmiyorduk. Üzgün olduğunu her gün attığı mesajlardan ve yüz ifadesinden fark edebiliyordum. Çok sık içki içiyordu. Göz altları morarmıştı.

"Su'yun sevgilisi hanginizdi?" Bunu böyle bodoslama sormasını beklemesem de umursamamaya devam ettim ve arkama yaslandım.

"Su'yun sevgilisi mi? Su sevgilin var ve bize söylemiyor musun?" Lale'nin tepkisini gözlerini kısarak inceledi. Muhtemelen Lalelerle yeni tanıştığım için onlara söylemediğimi falan düşünüyordu.

"Sevgilim yok." diyerek doğrudan Enis'e baktım ve sırıttım. Eninde sonunda yalan olduğunu öğrenecekti. Onun yalanlarının yanında bu hiçbir şeydi.

"Ben yanlış biliyormuşum o zaman." diyerek gülümsedi. Buna sevinmesini anlayamıyordum. Bu çocuk benimle dalga geçiyor olabilir miydi?

"Nasıl bildiğin umurumda değil. Hatta sen sevgilim var diye düşünmeye devam etsen daha iyi."

"Siz tanışıyor musunuz?" Yağız'ın sorusuna cevap vermeden Lale'den kalkması rica ettim.

Benim hemen ardımdan o da kalkıp önüme geçti.

"Sevgilin yokmuş." gülümsemesine takılan gözlerimi çekerek yanından geçtim. Peşimden gelmeye devam ettiğini anlayınca kadınlar tuvaletine doğru ilerledim. Beni ancak burada rahat bırakırdı.

İçeride aynada saçını düzelten kıza nezaketen gülümsedim. O ise gözlerini devirerek işine geri dönmüştü.

Alayla gülümsedim ve sinirle bir kabine girdim. Düşünmem gereken başka şeyler vardı şu an bir daha ne zaman göreceğim belli olmayan bir kızla uğraşamayacaktım.

OD | Textingimsi |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin