3.Bölüm Uzun Yolculuk

284 167 116
                                    


"Uzun bir yolculuk tek bir adımla başlar."
~Konfüçyüs~

Fotoğraflarım , ödüllerim, resimlerim... hepsini belli bir düzen içerisinde yerleştirmek istiyordum .
Yeni odam, yeni anıların başlangıç noktasıydı bu yüzden eski ve yeni anılarımı harmanlamak adına çok uğraşmıştım. Odanın en uç noktasına geçmiş , ellerim belime dayalı bir şekilde göz gezdirmeye başladım .
Kendi kendime:

"Bu kadar zamana deydi mi?"

"Bence deydi Asya." Dedi iç sesim.

Odadan çıkıp mutfağa geçtim. Saatin 11.30 olmasına rağmen ev bayağı dağınıktı. Anneme dönüp yorgun bir ses tonuyla:

"Bence bugünlük yeter kalan işi de yarın hallederiz."

"Bence de öyle yapalım Asya , yoksa biraz saha ayakta durursam bayılacağım."

Annem kendi odasını daha temizlemediğinden bu gece ikimiz birlikte uyuduk. Adım sesleri yakalanmamak için sessizce yaklaşmaya çalışıyordu . Sanki, sanki bir şeyden kaçmışta buraya saklanmış gibiydi. Nefes alış verişleri çok hızlıydı . Niye panik halindeydi... bir şeyler fısıldıyor ama kelimeler ağzından çıktığı gibi birbirine girip düğüm oluyordu. Aniden uyandım, etrafıma bakındım. Pencere açılmış rüzgar perdeyi hareket ettiriyordu. Az önce yaşadıklarım kabus olmalıydı. Ayağa kalkıp pencereyi kapattım. Yatağa geçtim. Yanımdaki komidinden suyumu alıp içerken biraz evvelki olanları da aklımdan geçiriyordum. Evi düzelttim, yorulduk ve yattık. Bi dakika ne ben ne de annem yatmadan önce pencereyi açmamıştı . Bu neydi şimdi? Elimdeki bardak kayıp yere gürültülü bir şekilde düşüp kırıldı.
Annem biraz kıprdanıp derin uykuya daldı. Ben ise yüzüm renk atmış şekilde ne olduğunu kavramaya çalışıyordum.

***
Gece, dün olanları bir örtüymüş gibi örtbas etmemeliydi. Neler olduğunu öğrenmeliydim ama nasıl?

"Asya"
Bu gece beklesem mi belki aynı şeyler tekrar yaşanır da kim olduğunu öğrenirim.

"Asya!"
Annemin bağırmasıyla irkilip kendime gelmiş elimdeki çatalı düşürmüştüm.

"Haa hee !Efendim anne."
Kızgın ifadesinin sesine yansıdığı bir tonda :

"Sabahtan beri dalgınsın... sesleniyorum ama hanımefendinin umrunda değil !"

Bundan anneme bahsetmeyecektim. Yutkundum, neşeli bir ses tonyla:

"Biraz heyecanlıyım o kadar. Neyse annecim ben okula gidiyorum ilk haftadan geç gitmim. Birde bugün eve geç gelebilirim."

"Tamam ama çok geç de kalma. Zaten bende bugün eve erken gelemiyeceğim. Sana bahsettiğim seminere katılacağım. "

"Tamamdır anne."

Okula gittiğimde herkes dışarıdaydı. Ders saati ise çoktan başlamıştı. Neler olduğunu öğrenmek için Su'yu bulmalıydım. Etrafı ararken biri kolumdan tuttu, başımı çevirdim tutan kişi Ateş'ti . Kolumu sertçe geri çektim. Sinirli bakışlarim üzerindeydi, çağırabilirdi gizliden yaklaşmasına gerek yoktu. Açıklama yapma ihtiyacı duymuş olmalıydı ki
yutkundu, pürüzlü bir ses tonuyla:

"Bugün tüm dersler iptal oldu. Bu yüzden sana gelip direkt ödevi yapalım diyecektim."
Şaşırmıştım, okul ilk haftadan -hafta sonu olmamasına rağmen- tatildi.

"Neden tatilmiş ?"

"Nerden bileyim ben."

Okul babasınındı bilmemesi imkansızdı. Cevap vermedim, ortak bir çalışmamız olduğu için arabasına bindim. Biran önce ödev bitse de eve gidebilseydim ya da belki de Arday'la bir yerlere giderdik. Aklıma bir hafta önceki olay gelmişti . O gün Ateş arabadayken Arda'yı görmüş, arabasını süratli bir şekilde sürerek yanımızdan geçmişti . Bugün güzel geçerse sormayı düşünüyordum. Eve vardığımızda ağzım biraz aralanmıştı. Ev, çok hoşuma gitmişti , kocaman bahçesi ve yerini aratmıyacak büyük bir havuz, hemen yanında bulunan şezlonglar çok güzeldi. Evin bahçe tarafında olan kocaman balkonu ise göz alıcıydı. Bu evden hiç ayrılmak istemiyebilirdim!

"Istersen burda çalışalım."

"Hee, şey ya dalmışım! "

Içeriye girdiğimizde orta yaşlı, hafif kilosu olan sevimli bir kadın karşıladı.

"Hoş geldiniz Ateş Bey."
"Hoş bulduk Sevim teyze, annemler evde mi?"

"Hayır bugün işleri yoğun olduğu için eve geç geleceklerini belirttiler."

Ateş, başını onaylarcasına salladı. Sevim teyze ,bana baktı ve sadece gülümsemekle yetindi . Bende gülümsedim ve içeri geçtik. Bej renginde ki yemek masası hemen ilerisinde bulunan köşe koltuk takımı vardı, evin dışının olduğu kadar içi de muhteşemdi.

"Istersen direkt çalışma odasına gidelim ve biran önce bu ödevi bitirelim"

Başımı olumlu anlamda salladım.
İki saatin sonunda ödevi bitirmiş beraberinde biz de yorulmuştuk. Yorgun bir ses tonuyla:

"Ödevi sen al Asya. Pazartesi getirirsin."
"Tamam"
"Açsan Sevim teyze yemek getirsin."
"Hiç gerek yok eve gitsem yeterli."
Beni umursamamış gibiydi. Yüksek sesle :

"Sevim teyze yemeği hazırlar mısın ?"
Madem beni dinlemiyecekti neden soruyordu ki . Yemek masasına geçmiş , yemeğin yarısına gelmiştik.
Aklıma sabah sormak istediğim soru geldi. Peçeteyle ağzımı sildim, çatal ve bıçağı bırakarak sandalyeye yaslandım. Ellerim birbirine bağlı duruyordum .

"Ne soracaksın?"
Ben söylemeden anladığı için sevindim.
"Geçen hafta yanımda kuzenimi yani Arda'yı gördüğünde hemen gittin . Neden? Onu tanıyor muydun?
"Yemeğin bittiyse kalkalım."

Anlaşılan tanıyordu. Bu kadarı bile yeterliydi. Eşyalarım ve ödevi alıp arabaya bindik. Saat akşam dokuzu gösteriyordu. Bayağı geç olmuştu. Umarım annem evde değildir. Eve varmamız birkaç sokak kalmıştı ki Ateş direksiyonu ara sokağa kırdı. Ne oluyordu? Korku dolu bir ses tonuyla:
"Neler oluyor"
Çok hızlı sürüyordu. Yüksek bir ses tonuyla:

"Üzgünüm Asya , seni bu işe hiç karıştırmamalıydım!"

Ne işi? Neler saçmalıyordu hiç bir şey anlamıyordum. Direksiyonu ikinci defa kırdığında Ateş endişeli bir ses tonuyla:
"Asya başını ey."
Dediği gibi ellerimi başımın arasına alıp eğildim. Birkaç saniye sonra arkadaki camlar tuzla buz oldu.

Canlarım yeni bölüm nasıl ?

Ateş, Arda'yı nerden tanıyordu?

Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyor olacağım. Sizi çoook seviyorum.

<3 <3 <3

SARSINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin