Tekrar gözlerimin istemsizce dolmaya başlamasıyla gözlerini endişe bürüdü. "Tamam, boşver. Tamam." Akan damlaları sildi. "Sormadım sayalım, olur mu?"

"Olur." diye fısıldadım titreyen sesimle. Başını salladı ve yanağımdan öptü derince. Dudaklarını çekmeden küçük küçük öpücükler bırakmaya başladı.

Kollarına girip başımı omzuna yasladığımda tekrar doladı etrafıma kollarını. Başını başıma yasladı. "Ama sen şuan çok tatlı geliyorsun gözüme. Ne yapacağım?" Omzumu silktiğimde daha sıkı sarıldı. "Ölürüm sana." diye fısıldadı.

"Aklıma ne geldi biliyor musun?" diye sorduğunda hayır dercesine başımı omzundan çekmeden salladım. "Geçen antrenmandaydık ya. Trevor popo üstü düşüp yüzü kızarana kadar sessizce ağlamıştı." Güldüm istemsizce o anlar aklıma geldiğinde.

"Hem gülüp hem ağlıyordu." dediğimde yüzümü tekrar kavradı elleriyle. Göz yaşlarımı sildi.

"Sen de şuan öyle yapıyorsun." dediğinde tekrar güldüm. Burnumu çektim.

"Sana çok çirkin bir görüntü verdiğimden eminim." Tekrar öptü yanağımdan, dudaklarını çekmediğinde gözlerimi kapattım.

"Ben de hala yakışıklı gözüktüğünden eminim." Kalbim hızlanırken gözlerimi açtım. Gözlerine baktım onu anlamak istercesine. Gülümsedi.

Dudaklarım hafif kıvrılı başımı tekrar omzuna koyduğumda tekrar sarıldı bana.

***

"Sonra ne oldu Thomas?" diye Orlando sordu ama gözlerim Dylan'daydı. Will ile konuşuyordu gülüşerek. Yarım saattir bir şey anlatıyordum ama o sadece ona odaklanmıştı. Hem de hepimiz aynı çardakta oturmamıza rağmen.

"Dylan biliyor devamını." dedim bilerek. İsmini duyduğunda bana döndü gülerek.

"Efendim?" Güldüm alayla. Dudaklarım kıvrıldı.

"Devamını biliyorsun diyorum." Kaşları çatıldı.

"Neyin?" Yüzümdeki sırıtma solduğunda Will bana baktı yavaşça. Elimdeki pet şişeyi sıktım. Ayağa kalktım ardından. Ona iyi davranmaya çalışıyordum ama o öyle yapıyor gibi durmuyordu.

"İyi akşamlar size." Herkesin yüzündeki gülümseme birden yok olmuştu ve hepsi bir bana bir Dylan'a bakıyordu. Alayla gülerek ona eğildim. "Sana da iyi flörtleşmeler." Will gözlerini kırpıştırdı. Gözlerimi devirerek arkamı döndüm ve çantamı yerden alıp yürümeye başladım.

"Gerizekalısın Dylan." diye homurdandı arkamdan Harden. Adımlarımı hızlandırarak spor salonunun alanından çıktım.

Basket üniformamın üstüne ceketimi giydim hızlıca. Spor çantamı tekrar çaprazlama omzuma astım ve hızlandırdım adımlarımı. Altımda kısa basket şortu vardı ve üşümüştüm.

Anahtarımı çıkartıp eve girdim ve kapattım geri kapıyı. Çantamı çıkartıp yere bırakmıştım ki evin kapısı çalındı. Homurdanarak kapıyı açtığımda gördüğüm yüzle derin bir nefes aldım.

"Beni takip mi ettin?" Omzunu silkti. "İyi akşamlar Dylan." Kapıyı yüzüne kapatmaya çalıştığımda kolunu araya koyup engel oldu ve içeri girdi. Onu takmadan mutfağa yürüdüm. "Çık evimden." Ona döndüğümde çıkmadığını fark ettim. Gerilemeye başladım.

"Şuan haneye tecavüze giriyor bu yanlız." Omzunu silkerek üstüme gelmeye başladığında geriledim. Mutfak tezgahına belim çarptığında bana yaklaştı.

Ellerini iki yanımdan yaslayıp beni tezgah ile arasında sıkıştırdı. "Ne yapıyorsun?" diye fısıldadım. Aramızda boşluk bırakmayacak şekilde dibime girdiğinde nefes aldıkça göğsüm göğsüne çarpmaya başlamıştı. "Dylan ne yapıyorsun?" diye fısıldadım tekrar dibimdeki gözlerine bakarken. Çok dibimdeydi ve ben güm güm atan kalbimi duyacak diye korkmaya başlamıştım.

"Neden çekip gittin?" Onu itmeye çalıştım ama milim kıpırdamadı yerinden. Çok dibimde olduğundan tüm gücümü kullanamıyordum.

"Eve gelmek istedim, çekil kenara." Olumsuz anlamda başını salladı.

"Yanlış cevap." Kaşlarım çatıldı. Öfkelendim.

"Çünkü bir şey anlatıyordum ve sen beni dinlemiyordun orospu çocuğu." Kaşları çatıldı. "Tüm dünyan Will gibi ona odaklanmıştın."

"Bir daha küfür edersen öperim seni." Tehtidi ile kaşlarım çatıldı. Sinir olduğum her şeyi yapmayı iyi biliyordu pezevenk.

"Sen siktir git Will'i..." Dudaklarını birden dudaklarıma bastırdığında gözlerim şokla aralandı.

Bir tepki vermeme izin vermeden geri çekti başını sırıtarak. "Nefret ettiğin şeyleri toplayıp sende sansür yapma etkisi buldum." Kaşlarım çatılı yüzüne baktım.

"Bir daha beni öpersen yüzüne yumruğu yersin piç." Kaşları havalandı. Dediğim kelime ile bir küfür daha savuracaktım ki tekrar bastırdı dudaklarını dudaklarıma.

Bu sefer gözlerimi kapattım.

Benden geri çekildiğinde yere indirdim gözlerimi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. "Beni kıskanıyorsun." Öfkelendim, benimle resmen oyun oynuyordu şerefsiz.

Sinirle onu ittim. "Siktir git evimden." Bu sefer iki üç adım onu geriletmeyi başarmıştım. "Siktir git ve sakın bir daha yanıma yaklaşmayı bile deneme!" Bana baktı kibirle.

"Yanıma gelmeyi sen isteyeceksin." Ağzımı açmama bile izin vermeden evden çıktığında mutfakta öylece ayakta kalakaldım.

Dizlerim titriyordu.

Ve muhtemelen başka bir sorunum daha vardı.

Oldukça büyük bir sorun.







Büyük sorun ne ki acaba?

Yarın da bir bölüm daha gelir.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. Sonra görüşürüz.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now