(49)Peşini Bırakmayan Evham...

34.8K 1.4K 317
                                    

Lütfen emeğime karşılığını vermeyen kişiler bölümü okumasın. Gerçekten sinirlendirici bir şey bu. Hak yemek gibi bir şey. Umarım dikkate alınır.

Keyifli okumalar...

Karanlıktan çığlık çığlığa gözlerimi açmam ile nerede olduğumu idrak edemedim. Belimi sarmış kolları hisseder hissetmez bakışlarımı hızla oraya sabitledim.

Tanıdık birini görmem ile gözlerimden akan yaşlara yeni birileri eklendi. Attığım yüksek çığlıklarım aslında küçük inlemelerden başka bir şey değilmiş ki Aram abim hâlâ uyuyordu.

Nefes almaya çalışarak kollarından ayrıldım. Gördüğüm şey canımı sıkıyordu. Ya öyle bir şey olursa? Gözlerim korku ile küçüldüğünde odayı kontrol ettim. Siyahlar içindeki o adam yoktu ama üstümde bıraktığı yoğun korku benimle birlikte nefes alıyor , hiç bitmeyecekmiş gibi içimde büyüyordu. Nefeslerim daralırken ellerimi sıktım. Hiç bir şey yoktu. Nur' um güvendeydi. O sadece kötü bir kabustan başka bir şey değildi.

Sadece kâbus... Olmayacak bir kâbus...

Düşünceler içinde kendimi ikna etmeye çalışırken küçük bir hıçkırığın dudaklarımdan firar etmesi ile ağzımı kapattım. Ayaklarımı yere uzatarak yataktan titreyerek kalktım. Aram abimi kontrol ettiğimde üstsüz bir şekilde diğer tarafa döndüğünü gördüm.

Gözlerimi ondan alarak beşiğe adımladığım anda küçük Nur' umun huzurla uyuyor olduğunu gördüğüm saniye de titreyen bedenim bir külçe gibi beşiğin önüne düşmüştü.

Ağzımı kapatarak sesimin çıkmasını enegelledim. Bebeğim uyuyordu. İyiydi.

Ellerimi beşiğe yasladım. Titremeyi kesmemiş ellerim zangır zangır titriyor , göz yaşlarım da durmak bilmiyordu.

Titremeleri göz ardı ederek teninde gezdirdim ellerimi. Küçük yanakları dolunay gibi büyümüş , dudakları her ne görüyorsa büzülüp açılarak emziğinin düşmesine neden olmuştu.

" Küçük meleğim. Anneni bırakma. Hiç bir zaman bırakma olur mu? "

Beşikten destek alıp biraz doğrularak küçük boynuna dudaklarımı bastırdım. Yaşlı yanağımdan süzülerek geçen bir damla boynuna düşerek oraya gömüldü.

Küçük elleri hissettiği ıslaklıkla oraya gitmiş , silmeye çalışmıştı. Bu çabası karşısında gözlerim bir kez daha göz yaşlarına mani olamadı. Benim en kıymetlimken ondan kopmayı nasıl başaracaktım. Eline diken batsa dünya yanacakmış gibi gelmesi normal bir şey miydi?

O olmasa hiç bir şeyin değeri olmayacak , her şey birer birer değerini kaybedecekmiş gibi geliyor.

" Ay...nne "

Saçlarıma doladığı parmaklarını yumruk haline getirmişti. Parmaklarına naif birer öpücük kondurdum.

" Buradayım annecim. Hiç bir yere gitmiyorum. "

Mırıldanarak uykusuna devam ederken parmakları saçlarımı bir an olsun bırakmamış daha sıkı tutmuştu.

Başımı beşiğe yaslayarak öyle seyretmeye başladım onu. Kaşıyan burnunu diğer eli ile kaşırken dudakları belli belirsiz hareket etmişti.

Küçük eli ellerim arasında , ben beşiğin başında onu seyre dalarken içinde bulunduğum huzurlu anın güzelliği ile gözlerim karanlığa çekildi.

Kapanan gözlerimi direnerek geri açtım. Uyuyup tekrar aynı şeyi görmek istemiyordum. Bebeğimin nefes aldığını hissedip , görmek her şeyden daha güzeldi.

FAHRİYE ( Düzenlemeye Alınacaktır. )Where stories live. Discover now