3.5

32.2K 2.2K 543
                                    

Ebru Adıgüzel

"Sence ben abartıyor muyum?" diye sordum boğuk bir sesle. Hale tebessüm etti. Elindeki kahve kupasını kenara bıraktı ve yeniden bana baktı.

"Sonunda adını öğrendim," dediğinde İlker'den bahsettiğini anladım. "İlker'in seni sevmek zorunda olmadığını biliyorsun. Ama onun için gösterdiğin çabanın boşa gittiğini hissetmek sana fazla geldi. Bu nedenle de bütün hislerini ortaya döktün Ebru."

"Onu da anlıyorum Hale," dedim iç çekerek. "İhanete uğramış ve güven problemi var. İlişki istemiyor. Ama bana karşı da hep kırıcıydı. Sanki ben aldattım lan." Biraz duraksadıktan sonra ofladım. "Ya var ya kafam o kadar karışık ki, çok bitkin hissediyorum. Duygularım beni yoruyor."

"Onunla empati kurman çok güzel bir şey," diyen Hale'ye baktım. "En azından onu da anlıyorsun ama karşılık bulamamak seni yıprattı be kızım. Asıl sorun bu." Başımı salladım.

"O kızın onun için hazırlık yapması da zoruma gitti Hale," derken sesim titredi. "Halbuki ben onun için çok güzel şeyler düşünmüştüm. Aptal gibi senaryolar kurdum. Geçireceğimiz zamanı hayal ettim. Aşırı hayalperest oluşum bence bana hep kaybettiriyor. Bir daha hayal kurarsam sıç ağzıma, tamam mı?" Gözlerim dolduğu için bakışlarımı kaçırdım.

"Ebru," dedi Hale yumuşacık bir sesle. "Yapma böyle."

"Hâlâ çok seviyorum, biliyor musun? İçim acıyor. Bok vardı sanki aşık oldum," diye kızgın bir şekilde konuştuğumda Hale hafifçe güldü ve bana yaklaştı. Bana sarılınca başımı onun göğsüne yasladım. Saçlarımı okşadı.

"En yakın arkadaşım aşk acısı da çekmedi dedirtmem," dediğinde güldüm. Burnumu çektim.

"Kalbimdeki ağrı geçsin istiyorum Hale. Uzun sürmesin. Yoksa kafayı yiyecek duruma gelirim. Sırf bizimkiler anlamasın diye gececi olmamama rağmen gececiyim dedim. Allah'tan bugün izin günüm. Sabah da çalışsaydım ölürdüm." Nefesini dışarı verdi.

"Artık kendinle ilgilen Ebru. Hep İlker'e odaklandın. Onun mutlu olması için elinden geleni yaptın," dediğinde kaşlarımı çattım ve geri çekildim.

"Ama o bana bir kez bile içten bir şekilde gülmedi. O market onun götüne girsin!" dedim sinirle. Hale sesli bir şekilde güldü.

"Ebru," dedi uyaran bir ses tonuyla. Omuz silktim. Gözlerimi sildim.

"Belki de ben fazlasıyla zorladım Hale," dedim sonra. "İlker bana seni istemiyorum dediği zaman bu işin peşini bırakmalıydım."

"Ama sonra da çaba gösterse miydim diye kendini yiyip bitirecektin," dedi Hale. Başımı salladım.

"Evet. İki ucu boklu bir değnek," dedim homurdanarak.

"Geçecek," diyen Hale ile gözlerim yine doldu.

"Keşke önceden zorla sarılsaydım ona. En azından bir kerecik sarılmış olurdum," dedim titrek bir sesle.

"Ebru," dedi üzülerek. "Yapma şunu." Kendimi tutamıyordum.

"Ben böyle hep ağlayacak mıyım?" dedim öfkeyle. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Hale beni kendine çekti ve sarıldı.

"Of Ebru of," diye mırıldandı. "Aşk acısı çok zor olmalı."

"Abartıyorlar diyordum," dedim boğuk bir sesle. "Ama aşık olunca kazığı sokuyorlar sana. Kalbini acıtıyorlar acımadan." Hale'nin iç çektiğini duydum. Saçlarımı okşadı.

"Böyle ağlamaya devam edersen sizinkiler anlar Ebru. Açıklama yapmakla uğraşırsın. Hayatına devam etmek zorundasın," dediğinde onun göğsüne biraz daha sığındım.

Çatlak Kız | Texting ✔Where stories live. Discover now