Azad duydu isimli şaşkınlıkla ona bakıp "Abdülhamid kim "dedi.

Zerya gülümseyip "yeni ismin "dedi. Azad'ın sinirli haliyle bedenin yukarı çekip yatakta doğruldu ciddi bir şekilde ona bakıp " Kuru kuruya oldu ama kusura bakma benim senin gibi beş küp altınım yok"

Bir elini çenesinin altına koydu ve biraz düşünür gibi yapıp " gerçi sen her harf için bir küp altın döktün benim 10 küp altın vermem lazım. Ama bunu da ülke ekonomisi kaldırmacağı için sen bu şekilde kabul et" dedi.

Azad karısının söyledikleri ile dişlerini sıkıp seyiren kaşı ile karısına baktı. Burnundan solar bir şekilde "Hálin bence sen ölmek için çok gençsin" dedi.

Zerya gözlerini irice açıp şaşırmış gibi kendisini gösterip "Yazık elinde tehdit edeceğin kimse de kalmadı. Galiba sıra bana geldi" dedi.

Azad gözlerini yumdu birkaç saniye bekleyip açtıktan sonra karısına bakıp "sen böyle konuşmaya devam edersen bundan sonra konuşabileceğin bir dilin olmayacak" dedi.

Zerya ona gözlerini kırparak gülümsedi ""Abdülcan tamam haklısın. Sen kafana çok takma altı üstü ismin değişecek"

Üstünü silkeler gibi yapıp. "Neyse ben kalkıp kadınlık görevimi yapıp seni işe yollayayım"

" Mazallah sonra işinin yolunu filan bulamazsın değil mi "dedi.

Azad Hálin diye bağırınca Zerya yataktan kalkıp banyo kısa bir bakış attı. "Efendim Abdüley" deyip banyoya kaçtı.

Azad duyduğu isimle yataktan sinirle fırladı ama Zerya daha hızlı olup banyoya girdiği gibi kapıyı kilitledi.

Aniden koşmasının nedeniyle banyoda nefes nefeseydi.

Azad'ın sinirli halı ve dışarıdan bağırmasıyla gülümsedi. Madem o onu çileden çıkarıyordu Zerya'da onu delirtirdi.

Azad'ın banyo kapısının önünde durup elini burun kemerine götürdü. Karısının ağzından başka bir isim duymaya tahammül edemiyordu. Yumruğunu kapıya sertçe vurup öfkeyle "giyinip aşağı iniyorum. Ben indikten 10 dakika sonra kahvaltı masasında olmazsan seni alışveriş merkezine götürüp akşama kadar sana iç çamaşırı denetirim" diye bağırdı.

Zerya banyoda duyduklarıyla kıpkırmızı kesildi. O da elini sertçe kapıya vurup "Allah'ın cahili iç çamaşır deneytilip satılmıyor" diye bağırdı.

Azad gülümseyip "Hálin hiç önemli değil. Sen hangi marka giyindiğini söyle ben mağazayı satın alıp hepsini sana denetirim" dedi.

Zerya duyklarıyla "sinirle ayağını yere vurup "İnşallah iflas edersin "dedi.

Azad onu söylediklerini umursanadan giyinme odasına geçip üstünü değiştirmeye başladı. Gri bir takım elbise giyidikten sonra eline kalan saatlerinden birini takıp boy aynasın da kendisine son defa baktı. Hazır olduğuna kanaat getirince giyinme odasından çıkıp banyo kapısının önünde durup kapıyı çaldı " Hálin 10 dakikan var. Ben aşağı indikten sonra 10 dakika da masada olmazsan konak'tan beraber çıkacağız" dedi ve yatak odasından çıktı.

Zerya onun arkasından "tamam Abdülbayram" dedi ve banyodan çıktı.

Adımlarını giyinme odasına yönlendirip hızlıca üstünü çıkardı.

Üstünü giyindik ten sonra çıkardıklarını kirli sepetine atıp aşağı koştu.

Adam ne yapıp edip dediklerini yaptırıyordu Zerya de riske girmek istemiyordu.

Oturma odasının önüne geldiği gibi biraz durup nefes aldı.

Kısa bir süre sonra içeri girip yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.
Masada ki herkese "günaydın" dedi ve sandalyesine oturdu "afiyet olsun" deyip çayını eline aldı ve kahvaltı etmeye başladı.

Mardin'e Tutsak. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin