Bu demek oluyor ki onun yaptığına karşılık Bekir Mirşah'ta karşılık verecek, kızını geri almak isteyecekti ama bilmediği bir şey varsa bundan sonra Havin ve Mirhan boşansa bile Azad Hálin'i asla bırakmazdı.

Kafasını çevirip karısına baktı. Gözlerinden yine inciler dökülüyordu ve onun bu hali Azad'ın canını çok sıkıyordu.

Bir çok duygunun ilkini yanındaki kadınla yaşıyordu.

Şuanda gözünden dökülen her yaşta içinden akıp gidenler gibi...

Kolunu uzatıp onu kendisine çekti. Adama göre ağlasa da güldese de onun yeri bu kollardı.

Zerya çekildiği kollarla kafasını kaldırıp gözü yaşlı bir şekilde adama baktı.

Kendisinin bu hali adamın eseriydi.

Peki yarattığı ve yaşattığı şeyden memnun muydu?

Kafasında en çok merak ettiği soru buydu.

Adamın kara harelerine bakıp.

"Memnun musun?"dedi.

Azad kendisine sorulan soruyla kaşlarını çatıp "anlamadım"dedi.

Onun ne demek istediğini anlamıyordu da?

Zerya gözünde ki yaşlarla beraber burukça gülümsedi.

Kuruyan dudaklarını diliyle ıslatıp "yaşattığın ve yarattığın benden memnun musun?"dedi.

Azad elini uzatıp onun dağılan saçlarını yüzünden çekip gözlerine baktı.

"Sana çıkan hiç bir yol için pişman değilim"

"Gözünden dökülecek her damla göz yaşı için dünyayı yakmaya hazırım ama kaderimiz de bunların yaşanması gerekiyor"

Büyük bir nefes alıp.

"Bundan sonra hangi kapıyı açarsan aç bana geleceksin"

"Nereye gidersen git döneceğin yer bu kollar olacak"dedi.

Zerya hızlıca o kollardan çıkıp kafasını arabanın camına dayadı.

Ona bu kadar acıyı yaşatan oydu.

Bu kaderi kabul etmiyordu ama şimdilik yaşamaya mecbur olduğunu biliyordu.

Azad Hálin'in kollarından çıkmasına bilerek izin vermişti. Şimdilik içinde bırakmasın tüm duyguları yaşasın diyordu. O yüzden susuyordu.

İki saate yakın bir süreden sonra Saruhan konağının önündeydiler.

Zerya büyük bir nefes alıp arabadan kapı kulpuna uzanıp açtı ve arabadan indi.

Azad karısına bakıp kafasını olumsuzca salladıktan sonra büyük bir nefes alıp o da indi.

İçinde sadece küçük karısı için merhamet ve sabır vardı.

Uzanıp Hálin'in elini tutunca;

Zerya bakışlarını ikisinin eline çevirdi.

Onun kocaman eli arasında eli küçücük kalmıştı. El ele konaktan içeri girdiler.

Hacer Hanım mutfak çıktığı gibi konaktan el ele içeri giren çifti gördü.

Azad kendisi için evlat gibiydi. Hastaneden beraber konağa döndükleri günden beri her zaman yanında durmaya çalışmıştı

Diline dökülen her dua onun mutluluğu içindi.

Pervin Hanım onlara yukarıda ki terastan izliyordu.

Mardin'e Tutsak. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin