1. Bölüm

461 58 11
                                    

Ellerini bastırdığı bedenden çekip dizlerinin üzerinde doğruldu. Sadece birkaç adım yanında duran genç adama bakıp olumsuz anlamda başını salladı.
Nemli çekik gözlerini kısıp, sessizce kabul etti. Onu büyüten adama son bir kez bakıp ardına döndü. Odadan çıkarken bütün dünyanın saatler sonra öğreneceği hakikati bilen tek kişiydi.

Kral ölmüştü.

36 Saat Önce

Boş koltuğa denk gelmenin mutluluğuyla hızlıca yerleşti. Sol yanımda çantasını göğsünde sıkıca tutan bir teyze vardi. Diğer yaninda oturan ise kulaklığındaki müziğe kendini kaptırmış, dizlerine vurarak ritim tutuyordu. Üzerindeki şort kesim tutumun eteklerini çekiştirip, kıpırdandı. Teyzesinin ısrarıyla giymişti. Üzerine geçirdiği anda pişman olsa da itirazlarının yetersiz olacağını biliyordu. Genellikle topladığı kuzguni saçları düz bir halde omuzlarindan dökülüyordu. Çantasını kucağına bırakıp, eliyle örttü. Etrafına bakınırken Haliç durağına gelmek üzere olduklarını söyleyen sesle derin bir nefes verdi. Yüzünü dahi görmediği adam, görücü usulü bir buluşma için durakta onu bekliyor olmalıydı. Arabasıyla gelmediği için rahat hissetmiyordu. Onunla olsaydı kaçmak için eline onlarca fırsat geçebilirdi. Teyzesinin bunu firsat bilerek engellediğine emindi.

Bir yandan da keyif almak istedi bugünden. Zira evden dışarı adımını attığı andan itibaren bir olayla karşılaşmamıştı. Uzun zamandır talep ettiği izin gününde acil bir telefonda gelmemişti. Her şeye rağmen sakin ve sessiz bir günde olmanın tadını çıkarabilirdi. Camlardan görünen eşsiz İstanbul manzarasıyla doğruldu yerinden. Topuklu sandaletleri yüzünden ufacık sendelese de toparlanması uzun sürmedi. Tutacaklardan birine elini yerleştirip, adım atacağı anda kim olduğunu anımsamasını sağlayan o sesi duydu.

"Dakikalardır susuyorum, yok sayıyorum ama yeter! Pis sapık!"

Herkes gibi başını sesin geldiği yöne çevirdiğinde sırt çantasıyla okulundan döndüğü belli olan bir genç kızı gördü. Çaprazında duran ve fazlasıyla tekin biri olmadığı aşikar olan adama dönmüş öfkeli bir halde bağırıyordu.

"Güvenlik yok mu?"

Tam o sırada açılan kapıların ötesinde görünen ve yardım çığlığını duymasına rağmen yok sayan görevliyle göz göze geldi. Bir şey yapmayacağını anladığında müdahale etmekten başka seçeneği olduğunu kabullendi. Çantasını yanındaki teyzenin kucağına bıraktı. Kapanmak üzere olan kapılardan çıkmak için harekete geçerken pis pis sırıtan adama hızlıca yaklaşıp sağ kolunu boynuna sardı. Sıkıca kenetleyip nefesinin sıklaşmasına sebep oldu. Çırpınışlarını hissettiğinde bir sonraki hareketin ne olacağını biliyordu. Adam diğer kolunu ardına doğru uzatip boşluğuna vurmak istediğinde bileğini tutup ters çevirdi. İşte şimdi adam kıskacındaydı.

"Bırak beni seni..."

Küfürler savurmaya başladığında rahat bir tavirla geri çekildi. Ters çevirdiği bileğini bırakmadan dizinin arkasına bir tekme savurdu. Yüz üstü yere düştüğünde bel boşluğuna oturdu. Ağzı açık bir halde kendisini izleyenlerden biri olan yaşlı kadına uzattı elini.

"Alabilir miyim teyzeciğim?"

Şaşkınca başını sallayıp uzattığı çantayı alırken etrafına bakındı. Herkes pür dikkat onu izliyordu. Umursamadı. Her zaman göz önünde olmaya alışmıştı. Çantasını açıp telefonunu çıkardı. Son aramalardan "Çaylak" ismini buldu. Arayıp telefonu kulağına yaslarken saçlarını her zaman bileğinde taşıdığı siyah lastik tokayla toplamaya çabalıyordu. 'Komiserim' diyerek açıldığını duyduğunda "Hemen bir ekip gönder." Dedi. Ansızın nerede olduğunu bilmediğini fark etti. Başını kaldırıp haritadan durakların isimlerine baktı. Yaklaşık on dakikalık sürede olacakları yeri hesaplayıp, "4. Levent metrosuna." dedi. "Haliç Metrosu'ndaki güvenlik ve bu metronun Vatmanını da alın." dediğinde isteklerinin hemen gerçekleşeceğini bilerek rahatça kapadı telefonu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 27, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KRALIN KIZLARI (Yakında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin