bir

15.9K 2K 831
                                    

Yine bir okul ve iş çıkışı saatinde sabırsız insan topluluğu ile metroyu bekliyorduk. İnsanlar birbirlerini itmek ve oturacak yer bulmak için avını bekleyen aslan gibi duruyordu.

Müzik listemden arkadaşımın önerdiği saçma bir şarkı çıktığında telefonu cebimden çıkarıp elimde çevirdim ve ekranı açıp müziği değiştirdim.

O sırada birkaç büyük kahkaha sesi geldiğinde kafamı çevirip hafifçe arkaya dönüp baktım. O, gelmişti. Belki de ilk defa bu kadar yakınımdaydı.

"Uygar, geçebilir miyim?" ince bir kız sesi duyduğumda arkama baktım ve sınıfımdaki kızı görmemle kenara çekildim. Homofobik olmayan nadir kişilerdendi.

"Tabi," dedim ardından. Gülümseyerek arkadaşı ile beraber önüme geçti ve biraz uzağa gittiler.

"Orospu çocuğu." birbirleri ile küfürleşerek şakalaşan gençler bu kalabalık ortamda iyice coşmuşlardı. Daha doğrusu benimki deli gibi eğleniyordu.

"Oğlum bugün amcamlar geliyor, isteyen bize gelsin. Görün goygoyu, geçen gün ona patlayan sigara verdiğim için intikam alacak." dedi benimki, patlayan sigara mı? Bunu yapmış mıydı cidden?

"Sercan, ulan baban beni hiç sevmiyor ya geçen sefer seni kavgaya götürdüm diye." dediğinde kalbimin ritmi değişti.

Sercan...

Adını aylar sonra ilk defa öğrenmiştim ve şimdi kulağımda sadece onun adı yankılanıyordu.

Birden bedenim geriye itildiğinde irkildim ve üzerimdeki saniyesinde yok olan ağırlığa baktım. Keşke bakmasaydım, Sercan. Göz göze geldiğimizde gözlerim iri iri oldu.

"Pardon kardeş kusura bakma," dedi elini kaldırıp, arkadaşları ile boğuşurken bana çarpmıştı.

"Özür dilerim." dedim birden ne diyeceğimi unutarak. Sercan'ın kaşları çatıldı anlamayarak yüzüme baktı, dudakları aralıktı.

"Lan Sercan," arkadaşları seslendiğinde anında gözlerini benden çekip iki adımda oraya gitti ve yine onlarla gülüşmeye başladı.

Yanaklarım yanıyordu, gözlerim dolu dolu olmuştu. İnsan utançtan ağlayabilir miydi? Şu an ağlamak istiyordum.

Yutkunup kumral saçımı karıştırdım, ilk konuşmamız böyle mi olacaktı?

Metro geldiğinde bütün kalabalık kapıların önüne geldi, herkes yer kalmayacak diye birbirini iterek binerken ben daha sakindim. Bacaklarım bile titriyordu, ellerim buz kesmişti.

En sonunda bindiğimde kendime tutunabilecek bir yer buldum, demiri sıkı sıkı tutarken bakışlarımı etrafta gezdirdim.

Sercan biraz ileride tek eliyle tutunurken diğeriyle tesbih çeviriyordu. Uzun uzun ona baktım, gözleri rastgele etrafta dolandı ve benimle göz göze geldiğinde anında bakışlarımı çektim.

Bir, iki, üç, dört,beş.. içimden beşe kadar saydım ve ona döndüm.

Hâlâ bana bakıyordu, garip bir bakıştı. Sanki benim neden onu izlediğimi çözmek istermiş gibi. Belki de kavga edecekti.

Kavgacı görünmemek için yine kafamı çevirdim ve bir daha yüzüne bakmadım.

METRO 12 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin