Bölüm 2 - Hırs ve Güç

33.6K 1.3K 1K
                                    

Bölümü okuduğunuz tarihi buraya yazarsanız çok sevinirim! Keyifli okumalar. 🥰

Okuduktan sonra oy vermeniz beni çok mutlu eder. ♥️

HERA – HIRS VE GÜÇ

"Bunların hepsini nasıl aklında tutabiliyorsun?" Gözlerimi toplantı saatleri ve günlük raporların bulunduğu kâğıtta gezdirdim. Cass sorduğum soruya karşılık olarak sakince yerinde kıpırdandı ve umursamazca gözlerini devirdi.

"O kadar zor değil, zamanla alışıyorsun."

Kafasını yana yatırıp kâkülünü kulağının arkasına sıkıştırdı. Bunu ne zaman yapsa liseli kızlara benziyordu.

Cass'in odasındaydık ve şu asistanlık işi için bana öğretmesi gereken şeylerle uğraşıyorduk. Benim işim sadece silahların geliş gidiş saatlerini kontrol edip sevkiyatı güvenli ve sorunsuz şekilde tamamlamaktı. Sorun çıkarsa da ya bunu konuşarak çözerdim ya da yumruklarım ve silahlarımla. Bunlara alışıktım ben. Şirket raporlarındaki geniş çaplı rakamlara ya da toplantıların düzenlenmesine değil.

"Kafanın içinde dönen düşünceleri okuyabiliyorum Hera. Kendini biraz rahat bıraksan olmaz mı?"

Göz devirme sırası bendeydi. Ağzımı açıp bir şeyler söylemek istediğimde kapı hızla açıldı ve kelimelerim ağzımda takılı kaldı. Gelen Martin'di.

"Kapı çalmak diye bir şey var biliyorsun değil mi?" Cass öldürücü bakışlarını sanki Martin'i yere serebilecek güçtelermiş gibi üzerine dikti. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Burada istediğim her şeyi yapmak için iznim var, Cassandra." Dedi Martin Cass'in tam adını söyleyerek. Bunu onu sinir etmek için yapmıştı.

"Öyle mi dersin, Martinez? Girdiğin oda benim odam. Hareketlerine dikkat edeceksin."

Gözlerim ikisi arasında gidip geldi. Normalde böyle çatışmaları benim yanımda yapmazlardı ancak onlar da yeni sorumlulukları yüzünden en az benim kadar gerginlerdi. Yine de tepem atıyordu.

"Senin odanla," Martin parmağını aşağı yukarı sallayıp Cass'i işaret etti. "bir gram dahi işim yok Cassandra." dedi bariz bir imayla.

Beni şaşırtan çok az şey vardı ve şu an Martin'in söyledikleri bunlara dahildi. Kafamı kaldırıp yüzüne tehditkâr bir bakış attığımda sırıtması soldu.

"İğrençsin!" Cass elindeki kalemi ona fırlattı. Hızlı bir refleksle uzanıp kalemi tuttum.

"Ya şuna bir son verirsiniz ya da ikinizi de kovarım." Gözlerim ikisi arasında sayamadığım kez gidip gelmeye devam etti. Ciddiyetimi anlamaları gerekiyordu. Bu işten zaten yeterince tiksiniyordum ve bu iki geri zekâlı durumu daha da zorlaştırmak adına atışıyorlardı.

Martin ellerini havaya kaldırıp yanıma oturdu. "Tamam, sen nasıl istersen patron. Yancına laf atmayacağım."

Sabrım sınanıyordu. "MARTIN!"

"Sustum." Diyerek arkasına yaslandığında tekrar Cass'e döndüm.

"Sen de rahat duracaksın. İkinizin dik başlılığı bu ara kaldırabileceğim bir şey değil. Düzgünce bir plan yapmalıyız. Fazla vaktimiz yok ve benim öğrenecek çok şeyim olduğu gibi sizin de çok şeyiniz var."

Elimdeki kağıtları masaya bıraktım.

"Sevkiyat hakkında Martin'den yardım alacaksın Cass. Ben akşamları yanınıza gelene kadar en azından bir şeyleri idare edebilmen adına sana bazı temel şeylerden bahsedecek."

GÜMÜŞ TAHT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin