1 🌌 Kurdun İni

Magsimula sa umpisa
                                    

"Ben hâlâ Derin'in o adamın evine gitmesini istemiyorum. Eğer o belgeler çok önemliyse basar alırız. Derin'i göz göre göre böyle bir riske-"

"Adar, Derin tek başına o eve gitmiyor. Ki gitse bile Yasemin'i tehlikeye atarken sorun yokta neden iş Derin'e gelince iki kez düşünmemiz gerekiyor? Eğer biz eşitliği içimizde bile sağlayamıyorsak o zaman bu davayı da boşuna savunuyoruz demektir."

Adar yüzünden uğradığım bu yaftalamadan dolayı ölümüne rahatsız hissediyordum ama ne dersem diyeyim Adar bu konuda geri adım atmıyordu. Evet, çok yakın arkadaştık ama herkes davamız için savaşırken kardeşliğimiz bile ikinci planda kalmalıydı.

"Adar ne söylerse söylesin ben o eve Yasemin'le gideceğim. Bu yüzden şu saçma muhabbete son verip görevi planlayalım. Adamın nasıl bir şeytan olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz."

Artık bu dernekte varlığımı göstermem lazımdı ama Adar'ın gözlerinde gördüğüm ifadeyle gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Ondan korkmuyordum. Tek derdim beni korumaya çalışırken takındığı tavırdı. Bana değer verdiği bu kadar açıkken onu gücendirmek değildi niyetim.

"Derin doğru söylüyor. Adamın ablasını ha bugün ha yarın diye diye bir aydır oyalayıp duruyorum ve o da aptal olmadığı için artık benden şüphelenmeye başladı. Bu hafta sonu dini bir sohbete katılmam için beni evine davet etti. Büyük bir ihtimalle evde kadınlar olacağı için yavru kurt ininde olmayacak."

Ortamdaki gerginlik Yasemin durumu açıklamaya başladığı anda dağılırken derin bir nefes alıp oturduğum koltuğa yaslandım. Adar'ın bakışlarını hâlâ üzerimde hissetsem de onunla göz göze gelmemek için bakışlarımı ona çevirmedim. Eve gittiğimizde yaşanacak tartışmanın farkındaydım ve en azından dernekte bu tartışmanın yaşanmaması için ondan kaçınacaktım.

"O zaman hafta sonu sen, Derin ve Zişan kurdun inine gidiyorsunuz."

******

Çok sakin bir insan değildim ama gereksiz yere yükseldiğim de söylenemezdi. Konu arkadaşlarım olduğunda daha yapıcı olmaya çalışırdım ama karşımda kevaşe gibi gülen şeref yoksunlarına karşı sabrımın sınırlarında geziyordum. Tek dayanağım bunu davam için yapıyor oluşumdu.

"Derin acaba gözlerine biraz sürme mi sürsek?"

"Ahahah!"

Odayı kaplayan kişnemelerle elindeki iğneyi sabitlemeye çalışan kıza şaşkınca baktım. Kesinlikle imtihan ediliyordum, bunun başka bir açıklaması yoktu.

"Yasemin şerefime sana elimin tersi ile bi' çakarım feleğin şaşar. Kızım bilerek mi yapıyorsunuz?!"

Ciddi olmama rağmen kıkırdayarak geriye çekilip son bir kez ilgili gözlerle beni süzdü. Sabahtan bu yana oyuncak bir bebekmişim gibi oramla buramla uğraşmışlardı ve daha aynaya bakmamış olmama rağmen beter bir vaziyette olduğumu biliyordum. Erkeklik gururum ayaklar altına alınmıştı.

"Derin, Allah kitap çarpsın ki son anda bir yanlışlık olmuşta erkek olarak doğmuşsun. Yok abi, inanmıyorum aç bakıcam..."

Sapkın bakışları ile üzerime yürüyen Ali ile istemsizce bir adım geriledim. Puştun gözleri göz değildi. Tenhada bulsa oramı buramı mıncıklayacak gibi duruyordu.

"Gelme lan üzerime şerefsiz!"

"Yok abi, vallahi billahi görmeden inanmam."

Giydiğim uzun siyah entarinin eteklerini kavraması ile büyük bir çığlık atıp ellerimi saçlarına attım. Şerefsiz herif namusuma göz dikmişti!

"Bırak lan saçımı!"

"Sen nasıl benim eteğimi kaldırırsın ırz düşmanı!"

Artık kahkahalar bütün bir derneği inletiyordu. Ben cilveli bir kadın edası ile Ali'nin saçlarını çekerken o kalçalarımı kavramış başlattığım bu oyuna ayak uydurmuştu. Birazda olsa üzerimdeki gerginliği attığım anda açık kapıdan giren bedenin bağırışı ile bütün sesler aynı anda kesildi.

Faşist Yemini (b×b)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon