29; Ailemizin Bir Parçasısın

En başından başla
                                    

''Kalkalım da bir şeyler yiyelim. Acıkmadın mı?'' diye sordu sevgilisine bakarken. Taehyung hızlıca başını salladı ve midesini tuttu. ''Baya acıktım. Senin yemeklerini de çok özledim.''

''Tamam, hadi inelim de bir şeyler yiyelim.'' diyerek yataktan çıktı Seokjin ve Taehyung'da onun arkasından ilerledi.

Aşağıya indiklerinde Yoongi ya da Hoseok yoktu. Ev tamamen sessizdi, işe mi gitmişlerdi yoksa bu ikiliyi yalnız bırakmak için evden bir neden olmadan mı çıkmışlardı? Taehyung evde yalnız olduklarını fark ettiğinde hoşnut bir şekilde kıkırdadı ve önden giden sevgilisinin beline sardı kollarını. ''Yaşasın, baş başayız.''

O halde beraber mutfağa ilerlediler. Taehyung, kollarını bir an olsun sevgilisinin belinden ayırmıyordu, ayırmak istemiyordu. Seokjin ise onun bu küçük çocuk hallerine bayılıyordu. Ne kadar sevimli, diye düşündü Seokjin.

Öncekilere göre çok daha sevimli ve sevgi dolu davranıyordu. Daha ne kadar sevgi dolu olabilirdi Taehyung, Seokjin bunu merak ediyordu. Sevgisini belli etme konusunda herhangi bir sınırı yoktu Taehyung'un.

Fakat bu şekilde yiyecek bir şeyler hazırlamak zor oluyordu. Seokjin, istemeyerek belindeki kolları gevşetti ve arkasında kalan Taehyung'a çevirdi bedenini. ''Birkaç dakika ayrı kalalım, yemekleri halletmem lazım.''

Taehyung mutsuz bir biçimde dudaklarını büzdü, omuzlarını düşürdü ve istemeye istemeye bir sandalyeye oturdu. ''Çok acıktığım için izin veriyorum.''

''Hemen hızlıca bir şeyler hazırlayacağım.''

Seokjin neredeyse yirmi dakikada yiyecek bir şeyler hazırladı ve mutfaktaki küçük masaya ufak bir sofra kurdu. Karşılıklı oturup yiyeceklerini yerken aynı zamanda sohbette ediyorlardı. Kahkahaları boş evi dolduruyordu ve bu ev uzun zamandır böylesine şen kahkahalardan mahrumdu.

Taehyung'un gelişiyle birlikte eve bahar gelmişti, tıpkı Colmar'a baharın gelmek üzere olduğu gibi...

İkisi de karnını doyurduktan sonra Seokjin kendine kahve yaparken Taehyung'a ise bitki çayı yaptı. İçeceklerini içmek için arka bahçeye, RJ'in yanına çıktılar. Taehyung, çimlere yatarak, oradan oraya koşturarak RJ ile oyunlar oynuyordu.

Seokjin ise gözlerinin önünde gerçekleşen tüm bunları mutlulukla izliyordu. Taehyung nihayetinde biraz yorulduğunda nefes nefese bir biçimde sevgilisinin yanına, bir sandalyeye oturdu.

RJ bile nefes nefese bir haldeydi. İkisinin oturduğu yere gelip uzandı ve gözlerini kapadı, biraz enerji depolamaya ihtiyacı vardı. Seokjin kahvesini yudumlarken Taehyung ise ılıklaşan çayını yudumladı.

Alnına yapışan saçlarını geriye taradı Taehyung ve sıcak basan bedenine eliyle yel yapmaya başladı. Seokjin gözlerinin önündeki manzaradan büyük keyif alıyordu.

Taehyung seksiydi, özellikle seksi olmak için bir şey yapmasına bile gerek yoktu. Bu şekilde, terden alnına yapışan saçlarını geriye tararken ve sıcaklayan bedenini serinletmeye çalışırken son derece çekici gözüküyordu. Seokjin derin bir nefes alıp verdi ve bakışlarını çevirip kahvesini yudumlamaya devam etti.

Taehyung ise neler döndüğünün elbette farkındaydı ama şimdilik uğraşmayacaktı. Belki gece olabilirdi. Taehyung nefesini düzene sokup biraz dinlendikten sonra konuştu. ''Jungkook ve Jimin aralarındaki meseleyi halletmiş midir sence?''

Seokjin elindeki fincanı masaya bıraktı ve kollarını göğsünde çapraz birleştirip bacak bacak üzerine attı. ''Halletmişlerdir, ikisi de birbirine asla dayanamıyor.''

''Senle ben gibi yani.'' dedi Taehyung, sevgilisini yavaşça süzerken. Seokjin bu harekete güldü ve başını sallayarak onay verdi. ''Evet, bizim gibi.''

Flame Of Love | Taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin