1

119 5 11
                                    

Elindeki silahını çevirip sıkıntısını gidermeye çalışıyordu Eula. Hâlâ kaptanları emir vermemişti ve bu durum onları iyice geriyordu. Uzun zamandır birbirleri ile tanışsalar bile beraber uyum sağlayamıyorlardı. Ki zaten boşuna adları "Uyumsuz takım" diye çıkmadı.

"Mai daha fazla sıkıntıdan patlayamam, Erwin iki saattir telefonda n'apıyor?"
Sesi sonlara doğru yüksek çıkarken uzandığı yerden dikleşti.

"Ben de bu durumdan çok hoşnutum zaten." Sigarasını hışamla söndürüp okuduğu kitabı kapattı.

Dümeni hem kontrol edip bir yandan telefonla konuşuyordu Erwin. Normalde şu an görevde olmalılardı, demek ki yanlış giden bir şey vardı. Gemi de yolculuk yaptıklarından iki de bir sarsılıyordu. Eula oflayarak temiz hava almak için üst kata yol aldı.

Önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı,korkuluğa kollarını yasladı ve ayağıyla ritim tutturmaya başladı. Bir an önce o tehlikeli,korunaklı ve adadaki malikaneye gitmek istiyordu.

Müşteri, malikanenin efendisini öldürüp evindeki kasayı istiyordu. Fakat onu şüphelendiren ve çoğunun anladığını düşündüğü bir şey vardı. Malikane sıkı korunaklıydı,adaya izinsiz gelen olsa farkederlerdi ve çalışanların hepsi güvenilir adamlardı.

O zaman kasayı nereden biliyordu? Bu bilgiyi nerden edinmişti? Yalana gelmeyi istemiyordu ve bu kadar tehlikeli bir görev için sadece 4 kişiyi tutmuşlardı. Elbette güçlülerdi ancak müşteri bu kadar az kişiyi gönderecek kadar aptal degildi.

Belki de sadece onlara bu görevi vermemiş olabilirdi!

Lagoon |  Aot Where stories live. Discover now